Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Peki ya eskiler, uçak ya da otobüsün olmadığı zamanlarda aylarca süren bir yolculukla Medine'ye gelenler, acaba şehre nasıl girmekte idiler? Eskilerin anlattığına göre, Medine'ye yaklaşan kervanlardaki yolcular şehre birkaç kilometre kala atlarıondan, develerinden iner ve yaya olarak şehre girerlermiş. Şehre girerlerken Kainatın Efendisi'ne (sav) duyulan saygıdan dolayı ayakkabılarını çıkarıp yalınayak yürüyenler bile olurmuş. Tekbirlerle, salavat ve dualarla adım adım ilerleyerek büyük bir tazim içerisinde Efendimiz'in mescidine ve türbesine varırlarmış.Tabi İbrahim Edhem Hazretleri gibi Medine'ye yaklaştıkça her bir adımda durup iki rekat namaz kılarak ilerleyenleri de unutmamak lazım. O en güzele yaklaşmak için eskiler nice güzel davranışta bulunmuşlar...
222 syf.
10/10 puan verdi
Ne yalan söyleyeyim çok etkilendim, Kürk Mantolu Madonna' dan çok çok daha fazla etkilendim. Okumaya başlayınca bırakamadığım, beni eskilere götüren, götürdükçe unuttuğum bir çok şeyi anımsatan, anımsadıkça güzelliklerin, saflığın çok geride kaldığını kafama çakan bir kitap oldu. Kafama çakan diyorum, biliyorum ki, o eskiler bir daha gelmeyecek, o saflıklar bir daha yaşanmayacak, samimiyetlerden eser kalmadı, kalmayacak. Kitabın anlaşılmasının zorluğuna ise hiç katılmıyorum. Romanın konusunun başlangıcı bundan 112 yıl önceye dayanıyor, elbetteki günümüzde kullanılmayan, ama eskiden kullanılan, romanın içeriğinde karşımıza çıkan ve bize yabancı gelen kelimelerin olması da olağandır. Bu da kitabın özgün oluşudur diye düşünüyorum. Anlaşılmayan uzun cümlelerin olduğuna da hiç katılmıyorum. Roman Sabahattin Ali'nin, anlatımı hoş ve olaylar arasındaki ilişkiyi akıcı, okuyucuyu içerikten koparmadan, konuyu dağıtmadan okuyucuya sunan güzel bir çabanın eseri diye düşünüyorum. Yani kurgu, sıkmayan bir akışkanlık içerisinde. Zevk alarak okuduğum, okumayan arkadaşlara da tavsiye ettiğim bu romanda yetim Kuyucaklı Yusuf'un hayat hikayesini bulacaklar.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,5bin okunma
Reklam
NAZAN BEKİROĞLU’NDAN BİR HİKMET AKSOY KİTABI: KARINCA İZLERİ M. NİHAT MALKOÇ Ömrünün dört yılı(o da Erzurum’daki üniversite hayatı) dışında, yarım yüzyılı aşkın bir zamandan beri Trabzon’da, kendi tabiriyle suyun kıyısında, yaşayan Nazan Bekiroğlu sadece Trabzon’u değil, bütün Türkiye’yi kucaklayan bir değerimiz ve değerlimizdir. Üniversite
“Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı” derler eskiler. Ne güzel de söylerler. Sözü söylemeden tartmak gerek. Dilden çıkan söz ok gibidir. Bir daha geri almak kolay olmaz. Sözün özün olsun Fesleğen'im.
544 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
59 günde okudu
Bundan bir kaç sene evvel çalıkuşu nun dizisi vardı evdekilere takılıp izliyordum ara ara ama keşke izlemeseysim. O çalıkuşu ile bunun arasında gezegenler kadar fark var kitabın ilk bir kaç sayfası o diziyle uyar gibi oluyordu ama yok abi kitabı katletmişler ama kitabın sonlarına doğru 86 yapım kitabın ilk dizi versiyonuna tesadüf ettim kitapta ne yazıyorsa o tarihteki diziyle oldukça benzerlik gösteriyor o çalıkuşu çok hoştu. (Birde o zamanlarda ki harbi dizi imiş 7 bölüm 40-50 dakika süper simdikiler gibi 2 saat bilmem kaç bölüm değil ,eskiler iyimiş ) neyse çok gevezelik ettim kitabın başları çok iyi gidiyordu ta ki Kâmran a kadar sinir şey... Benim kitapta asıl dikkat ettiğim ilgilendiğim kısım Feride ile Kâmran ın aşk hikâyesinden ziyade bir genç kızın Anadolu da ki mücadelesi.. O zamanın şartlarıyla kadın öğretmen hatta daha vahimi bekar bir kadın öğretmenin aslında kadın olmanın zorluğu.. Kitapta hayatta kalma mücadelesi,aşk uğruna katlanılan zorluklar, dostluklar, kişilerin fesatlığı çok güzel bir şekilde işlenmiş.. Reşat Abi sağolsun bizlere çok güzel ve anlamlı bir eser bırakmış...Bence kütüphanenizde bulunması ve mutlaka okunması gereken bir kitap... :)
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019101,5bin okunma
Merhaba 1k ailesi.. Burayı keşfedip okur olarak aranıza katılalı 2 yılı geçti. Burada mutlu olduğum kadar üzgün olduğum anlarımda oldu, fakat her seferinde burada tanıştığım dostlar yanımda oldular, bunların başını da öyle biri alıyor ki onun yerini kimsenin doldurabileceğini sanmıyorum.. Yeni okurlar onu tanımaz, ama eskiler onu iyi bilir. Bir zamanlar burada yönetimde de aktif olarak görev almış ve bu siteye çok emek vermiş kişiler arasındadır. Dünün editör adayı bugünün emektarı diyebiliriz de ona :) İşte bahsettiğim bu özel ve de güzel insanın bugün doğum günü. O her ne kadar kasım 2015'den bu yana aramızda olmasa da yine de buradan onun doğum gününü sizlerinde huzurunda kutlamak istedim :) Fırtına ablam...
Ferah
Ferah
=Ferah 'ım, iyi ki doğdun! İyi ki seni tanıma şansına ulaşabildim. Doğum gününü en içten dileklerimle kutluyor, herşeyin gönlünce olmasını diliyorum canım. Evlatlarınla birlikte daha nice sağlıklı, mutlu, huzurlu ve sevgi dolu yıllara.. Her ne kadar sen burada bizlerle olmasanda dilerim en kısa zamanda değerini bilmeyenlere inat ve değerini bilenlerin hatırına tekrar aramıza dönersin. Seni çok seviyorum güzel ablam..
Reklam
Gün Olur Asra Bedel
Ne güzel türküler yakarmış eskiler! Her türkü tek başına bir tarih sanki.
Sayfa 180 - ELİPS KİTAPKitabı okudu
Eskiler, yaz sonuna tahin-pekmez günleri derlerdi, ne güzel! Koyu tarçınla acı karanfil karışımı bir duygu, bir tat.
türkü
Ne güzel türküler yakarmış eskiler! Her türkü tek başına bir tarih sanki.
Sayfa 193 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Alıntı
Ne güzel söylemiş eskiler: “Evvel refîk bade’l-tarîk." (Önce yoldaş, sonra yol.)
Reklam
276 syf.
10/10 puan verdi
Agapi sözlük anlamı; koşulsuz, şartsız, fedakâr, özverili, bencillikten uzak bir aşk anlamına gelmektedir. Yazara göre de, ölümsüz aşk. Ölümsüz aşk, var mıdır? Yoksa insanoğlunun hayata tutunmak adına, ortaya attığı bir deyim midir? Kim bilir!... Ama halk arasında yaygın olan bir söz vardır ki, " Aşık olmayan insan, yaşamış sayılmaz. "
Agapi
AgapiSarah Jio · Pena Yayınları · 20178,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.