"Ziyaret günü büyükannesine iyi ama üzgün olduğunu söyledi, zorlandığını ama idare ettiğini anlattı, oysa ona söylemek istediği tek bir cümle vardı: Bak bana ne yaptılar, bak bana ne yaptılar."
Her şeyden önce bu yazının bir incelemeden ziyade bir saygı duruşu niteliğinde olduğunu belirtmek isterim.
Stephen Hawking. 21. yüzyılın en önemli bilim insanlarından birisi. Düşünsenize biz onun yaşamının bir kısmına şahitlik etmiş insanlarız. Yıllar sonra çocuklarımıza ve belki torunlarımıza bahsederken onun yaşadığı dönemde biz de vardık
Ziyaret günü büyükannesine iyi ama üzgün olduğunu söyledi, zorlandığını ama idare ettiğini anlattı, oysa ona söylemek istediği tek bir cümle vardı: Bak bana ne yaptılar, bak bana ne yaptılar.
Anımsamıyor hiç kimse seni...
Öncelikle inceleme içinde biraz yakınacağım okuyan kişi şimdiden mazur gör.
Şu an sitede devam etmekte olan bir şiir etkinliği var. Herkes şiir okusun isteniyor -çok hoş- ama birbirimizin kopyası olmaktan öteye gidemiyoruz. Görmüşüz bir Nazım Hikmet’i, Cemal Süreya’yı, Attila İlhan’ı... izlerinden gidiyoruz sürekli.
Ziyaret günü babanesine iyi ama üzgün olduğunu söyledi, zorlandığını ama idare ettiğini anlattı, oysa ona söylemek istediği tek bir cümle vardı: Bak bana ne yaptılar, bak bana ne yaptılar.
Bir yazıçını tam anlamaq üçün sonuncu əsərlərini oxuyun, çünki son əsərləri ən yaxşı əsərləri olur - deyə oxumuşdum, bu fikirlə razıyam. Xüsusilə, Tolstoy kimi qarışıq və anlaşılması mürəkkəb olan yazıçını ilk əsərləri ilə anlamaq mümkün deyil, hər əsərində fərqli ideologiya ilə oxuyursan və qərar verə bilmirsən hansı odur. Təbii ki, son
Bu kitaba inceleme yazmayı düşünmüyordum ama iki cümle etmezsem de içimde kalır :)
Öncelikle söylemek istediğim şey umarım yazar bu seriye devam eder. Aslında seri demek pek doğru değil ama iki kitap da aynı türde ve yan yana durduklarında seri gibi göründükleri için bence bu bir seri. Her neyse umarım bu tarzda farklı kitaplarını da okuyabiliriz kısacası.
Açıkçası kitabın başlarında tam olarak neyi çözmemiz gerektiğini anlamadım. Kitapta çok fazla bir olay olmuyordu bana göre ve 278. sayfaya gelene kadar kitabı çoktan çözdüğüme emindim. Ama 278. sayfaya geldiğimde bir süre "Neeee!?" demiş olabilirim. Devamında da inanılmaz bir hızda şok olmaya devam ettim. Tahmin ettiğim hiçbir şey doğru değildi ve doğru olmalarını geçtim, aslında olan şeylerin yanından bile geçmiyorlardı ve ben buna bayıldım. Kitaplarda, filmlerde ve dizilerde tersköşe olaylara bayılıyorum. Yani gerçekten bu yazarlar bunları nasıl düşünmüş demekten alamıyorum kendimi :)
Kitapla ilgili canımı sıkan şey yaklaşık son 70 sayfayı okuyunca önceki kısımların bana biraz fazla uzamış hissi vermesiydi. Ama yine de çok güzeldi.
İlk kitabı okuyup sevdiyseniz de hiç okumadıysanız da bu kitaba bir şans vermenizi öneririm (:
Yalancı OrmanAshley Elston · Yabancı Yayınları · 2020337 okunma
Edison yaralı kuşu bulamamış.
Kim yazdı bu mezara bu yazıyı?
Cümle beynine bir mızrak gibi saplanmıştı. Edison yaralı kuşu bulamamış, ne biçim bir laftı öyle. Ne acıklı! Ne acı! Ne sert! Ormandaki yaralı kuş... Edison onu bulsaydı yaşayacaktı. Buluşcu Edison, neleri bulabilen Edison, yaralı kuşu bulamamış ne demek. Kuşun akıbeti hüsran demek.
"Ziyaret günü büyükannesine iyi ama üzgün, olduğunu söyledi, zorlandığını ama idare ettiğini anlattı, oysa ona söylemek istediği tek bir cümle vardı: Bak bana ne yaptılar , bak bana ne yaptılar."
Yapay kader kitabına oldukça olumsuz eleştirilerimin olduğunu baştan belirtmek isterim.
Kitabın kahramanı lüsid rüya (kişinin rüya gördüğü sırada, rüya gördüğünün farkında olmasına verilen ad) dan esinlenerek ortak bir bilincin olabileceğini düşünüyor ve tek ruh çoklu beden iddiasını ortaya atarak panteistlik ve reenkarnasyonculuk üzerine kurulu
Anneciğimin çok sevdiğim bir sözü vardır:”Çöplüklerde ne güller biter.”. Bu kitabı daha iyi anlatan bir cümle olamaz kanaatindeyim.
Ahmet Mithat, Edison, Dostoyevski, Abraham Lincoln, Benjamin Franklin, James Watt, Beethoven, Dickens ve Mehmet Akif Ersoy…
Bu kitap ekonomik koşullarından yakınan, üşenen, umutsuzluğa düşen, erteleyen hatta her şeyden vazgeçenlere, “yapanlar nasıl yapmış” tarzı tablolar sunuyor. Biyografisine yer verilen şahsiyetlerin en önemli ortak noktaları okumayı çok, hep sevmiş olmaları. İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun ‘kader gayrete aşıktır’.
🩵Biz hepimiz hayat alışkanlıklarımızı kaybetmişiz.
🩵Dehâ yüzde bir ilham, yüzde doksan dokuz terdir.
🩵İnsan içinde yaşadığı toplumu değiştirmek istiyorsa önce kendini değiştirmelidir.
🩵Küçük büyük demeden büyüm ayrıntılara dikkat et,sonuca ulaşana kadar sabret.
Shane Ellison, Batı Tıbbı Sağlığınızın Altını Nasıl Oyar? Diyerek önce bir hüküm kuruyor. Kurduğu bu hükmün gerekçelerini de burada anlatıyor. Kendisi gazeteci ya da yazar da değil; kimyacı. Yani işin mutfağını bilen, tanıyan olarak bu kitabı yazmış. Özellikle kitabın en başında yer alan "yazarın notu" kısmında kendisi hakkında bilgi
“Yeraltı Demiryolu” Colson Whitehead tarafından 2016 yılında yayınlanmış bir roman. Yayınlandığı yıl New York Times, Washington Post, Time, The Wall Street Journal, Amazon, Goodreads, National Public Radio, Oprah Book Club gibi yayın ve pazarlama mecralarında yılın kitapları listelerinin ön sıralarında yer aldı. Roman, 2016 yılında Amerikan Ulusal