Yanlış, mutsuz bir evlilik yapmaktan korktuğum için evlenmeyi asla düşünmeyen biriydim. Açıkçası birlikte yaşaması, geçinmesi, anlaşması çok da kolay olmayan biriyim. Aslında bu kitapta kendimi fazlasıyla buldum. Ne kadar yapılmaması gereken davranış varsa neredeyse hepsini ilişkimde yaptığımı ve ilişkiyi zor duruma düşürenin çoğunlukla ben
Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıl dönümündeyiz. Zaferler hatırlanmalı ve anılmalıdır. Yalnızca cephesiyle değil, cephe gerisiyle; öncesiyle ve sonrasıyla bir bütün olarak anılmalıdır. Bendeniz bu şanlı zaferi aile cephesiyle anacak ve birkaç anekdot anlatacağım:
Savaş bitmiş ve küffar donanması tornistan etmişti. "Savaşı kaybettik"
Oblomov aileden kalma tipik bir Rus Soylusu. Oblomovka köyünün efendisi. Emrinde 300 köylü var ve onlardan her sene para gelir. Adam bildiğimiz Maho Ağa fakat arasında büyük bir fark var. Maho Ağa köylüsünü dolandırırken Oblomov aileden kalan genetik miras olan tembel ve erteleme hastalığı yüzünden, yatağından adım atamayan bir köylü efendisine
‘’Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar’’ kına ağıdının ertesi günü baba evinden ayrılıp evimize, kocamın değil lütfen dikkate alına:) bir kadın ve bir erkeğin aynı heves, aynı heyecanla eşyaları yerleştirirken yaşadığı coşkunun, yuva yapılamadığı, ‘ihtiyaç molalarında bir araya gelen yabancı yolcular misali’ yaşadığımız evli yılların üzerinden
Derviş’in Kavalı tınısıyla sizi kitabın ilk sayfasından alıp bir yolculuğa çıkartıyor. Yolda kısa kısa öyküler eşlik ediyor size. Kimlerin öyküleri yok ki: fahişeler, sokak çocukları, travestiler, mevsimlik işçiler, kadınlar, çocuklar, ruhları incinmiş ve tecavüze uğramış bedenler…karşılıyor sizi. Bir nevi ötekilerin öyküleri bunlar, biliyorsunuz
Bugün günlerden eskiler, yine. Unutmayı çok deniyorum. Hayatım boyunca hep denedim. Fakat unutmak diye bir şey sahiden var mı? Bilmiyorum. Nasıl unutulur iyilikler, kötülükler, anılar, acılar... Böyle bir güce kim sahip ki. Öyle kolay değil işte. İnsan yaşadıklarını unutamıyor. Mesele kişiler değil, mesele; o kişilerden arta kalanlar. Mesele;
— Evlendiğiniz zaman gelirim, –dedi Varenka.
— Ben hiçbir zaman evlenmeyeceğim.
— Tamam, o zaman ben de hiçbir zaman gelmeyeceğim.
— Öyleyse ben de sırf bunun için evleneceğim. Bakın, ama sözünüzü unutmayın! –dedi Kiti.
Kafka ve Felice Bauer ‘in beşyüzü aşkın mektupları 700 sayfalık bir kitap olarak bizlere sunulmuş . Sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın çok akıcı bir kitap zevkle okuyacaksınız . Bu kitapta bir çok duyguyu aynı anda yaşayacaksınız . Öfke , nefret , üzüntü , mutluluk , sevinç , heyecan gibi ... Aynı zamanda Kafka’yı yakından tanıma fırsatı
Evlendiğiniz zaman gelirim, –dedi Varenka.
— Ben hiçbir zaman evlenmeyeceğim.
— Tamam, o zaman ben de hiçbir zaman gelmeyeceğim.
— Öyleyse ben de sırf bunun için evleneceğim.