Savaş, umuttan vazgeçmeyenlerin, alnının akıyla yaşamak, yaşatmak isteyenlerin kaderlerine mıhlanmıştır, ölüm gibi, doğum gibi…
Ah Salih! Olmayan sağ kolunun, dağılan yüzünün halinden hiç utanmaz mıyım da savaşları böyle gözelleyip dururum? Açgözlülere, kalleşlere değildir sözüm kızma bana.
Sıralarda oturup tarih dinlerken anlatılan kurtuluş
Sadece bir figüran rolünü üstlendiğimiz bu zalim oyunda ölene kadar direnmemiz istendiğinde nasıl eğlenebiliriz? Ölüm bir oyun için çok ciddi bir mesele.
Kısaca şöyle diyebilirim: Bu sonuç, benim için uygun görülen, beyaz gömlekli, paralı, çoluklu çocuklu senaryodan daha çekiciydi. En azından bu senaryoyu ben yazdım, ben oynadım. Başkalarının senaryolarında figüran olmadım. İs-te-di-ği-mi yaptım.
KİRPİ
EDEBİYAT ve DÜŞÜN DERGİSİ
.
On birinci sayısında, yeni sayıda " Cahide Sonku " dosyası hazırlanacağını okuduğumdan beri heyecanla bekliyordum bu sayıyı.
Üzücü deprem sonrası geç ulaştığım dergimi, geç de olsa sizlere sunmak ve hala zamanı varken okumanız için öneri de bulunmak büyük keyif .
O bir paşa torunuydu; güzel, yetenekli, bilgili, zeki, hırslı, tutkulu, çalışkan olduğu kadar onca üne, onca alkışa rağmen yapayalnızdı. Kabına sığmaz, hırçın ve trajedilerle dolu bir yaşamı vardı.
15 yaşında şehir tiyatrosuna figüran olarak başlayan,oradan sinema perdesine uzanan bir performans. Türkiyenin ilk kadın yönetmeni, yapımcı bir duayen.
O, elmas topuklu ayakkabısından şampanya içilen kadın. Sonu hazin olan hayatına dair bilmediğim o kadar çok şey varmış ki!
Cahide Sonku' nun yaşamına dair okuyacağınız makaleler bir yana, içerikte yer alan öyküler, şiirler, Amelia ve Kara Fatma yazıları ve çağına sığmayan bir başka iki kadından( @sudanseyler ve @dokmenhatice ) hayat ve edebiyat üzerine enfes bir röportaj .
Yine dolu dolu, hem bilgilendiren hem edebi şölen sunan bir dergi olmuş benden söylemesi . Sonraki sayıyı sabırsızlıkla bekliyorum...
"Yanından kalkarken Gürsel Hanım'ın hafızasındaki başka bir figüran olmayı diliyorum. Yıllarca burada kalmaya mahkûm edilmiş bir yardımcı değil de, Tarık Bey gelmeden evden gidecek misafirlerden biri olmayı mesela."
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben
Konuşan mumyaları kimden söz edeyim ben
Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben
Korkaklığın sükûtu kol geziyor her yerde
Sanki tek başımayım tek kişilik mahşerde.
Putların gölgesinde danseder akbabalar
Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar Atılan ucuz safra selamlar, merhabalar
En temiz topraklara
Böylede inatlık olmaz diye ben beni azarlarken yine bana desteğim
Sonuçsuz bir sürecin başrolüyken şimdi figüran bir avareyim
Nereye baksam pus,neyi sorsam buz,en iyisi ben,sen sus
Hayatlarımız en azından bir yönden filmlere benzer.Ana karakterler, aile bireylerinden ve arkadaşlardan oluşur.Yardımcı rollerde komşular, iş arkadaşları, öğretmenler ve tanıdıklar vardır. Ufak rollerde süpermarkettei güzel gülüşlü kasiyer kız, semtin barında çalışan dost canlısı barmen, haftada üç gün gittiğiniz spor salonunda birlikte egzersiz yaptığınız adamlar sayılabilir. Bunların yanı sıra binlerce figüran vardır -her hayattan, süzgeçten akıp giden su gibi geçerler, sadece bir kez görülüp bir daha karşınıza çıkmazlar.
Ezik
Bazen hayatın çok hızlı aktığını duyumsarsın. Ve bu hayat denizinde "ne" olduğunu düşünürsün. Kalabalık bir otobüs durağında, en köşede kalmış olansındır. Hiç fark edilmeyen. kaldırımlarda hızlı hızlı yürürken, dönüp kimsenin bakmadığı.... hakkını ararken sesi en kısık çıkan.. hep seven ama hiç sevilmeyen... kimsenin her şeyi olamayan....
Bazen tünelin ucundaki ışığa doğru yürürken arkadaki girişin çoktan kapanmış olduğunu bilemezsin. Geri dönüş yoktur ve ışık hep senden uzaklaşır...
İşte böyle! Hayatın figüran rolü verilmiş biriyim ben
#okudumbitti Akılda kalan bugüne kadar, "A, Don Quijote değil mi? Hani şu yeldeğirmenlerini dev zannedip savaş açan adam" diye bildiğimiz #lamanchalıyaratıcıasilzadedonquijote hiçte sanıldığı gibi bir hikaye olmayıp, #migueldecervantes 'in şaheseri olma özelliği taşımaktadır. Be diyebilirim ki Asıl adının Alonso Quijano olduğu zaman da, okuduğu şövalye kitaplarından etkilenerek kendine koyduğu La Mancha'lı Don Quijote olduğu zamanda yeterince bilge bir ihtiyarın (kendisi duymasın, zira hemen düelloya çağırabilir ) başından geçen enteresan demek yavan kalır harikulade olaylar ve bu olaylar yaşanırken yanında ona eşlik eden #sanchopanza eşeği #Karakaçan ve tabi Don Quijote'nun değerli atı #rocinante 'nin giristikleri maceraları okumak çok keyifliydi. Kitapta bir sürü kişi var ve yukarıda yazdığim kişiler haricinde hepsinin figüran olduğunu, ancak hepsinin de kitaba müthiş gerilimler, şakalar, dokunaklı hikayeler ve tatlar kattığını da söylemek isterim. İspanyol #cervantes bu kitabı 1604 yılında yazıyor lâkin kitap basıldıktan sonra birilerinin dikkatini çekip ikincisini yazmaya kalkıyorlar. Peh! Cervantes ilk kitabın bakımından 10 yıl sonra gerçek ikiyi yazıyor. Ne diyeyim sanırım onlarda cevaplarını almış oluyorlar Buradan #yapıkrediyayınları na ve kitabın çevirisini yapan (ki kesinlikle haddim olmayarak övülmeyi hakkediyor) #rozahakmen 'e de teşekkür etmek isterim
Okumayı düşünenler özelikle bu yayını alıp iki cildide bir solukta okuyabilirler. ️