Kelebeğin Rüyası
İki genç şairin acılı hikayesi...
İki genç şair ne kadar acı çekebilir bilinmez ama onlar acılarını kağıda yansıtmaktan başka bir şey yapmazlar. Bu yüzden onca şiir yazılan kağıtların yüzü karaya bağlamıştır ve hepsi birden fazla çizik barındırır. Şairlerin yara çizikleri kağıtların saf güzelliklerine yansır ve kağıtlar kirlenirken şairlerin
Bir yaş daha genç
'Orhan Veli 110 yaşında' temalı olan 
Kafa Dergisi - Sayı 115 (Nisan 2024) dolu dolu bir içeriğe sahip. 
Kafa Dergisi sayfaları rengarenk, tamda Nisan ayına yakışacak bir sayı çıkarmış. Dergide bol bol şiir, yazı derlemeleri, karikatür, kitap incelemesi, dizi/film tanıtımı, müzik/tiyatro önerileri... gibi birsürü konu var. Edebiyattan, spordan, sanattan, gündemden... haberdar olup, kültürel bilginizi arttırabilirsiniz.
Benim ilgimi çeken, keyifle okuduğum yazılarda oldu, okurken sıkıldığım yazılarda oldu malesef. Her içerik herkesin ilgisini çekmeyebilir, okumak isteyen varsa bunu göz önünde bulundursun.
En sevdiğim konu başlıkları;
•Türk şiirinin fedaisi 110 yaşında☆
•Meğer ne büyük günah işlemiş Sabahattin Ali☆
•Beş kısa fasılda otobiyografi
•Düşyükü
•Sahibinden 1+1 kiralık ağaç ev
•Bunca yıl sonra hâlâ mı küçük prens?
----
Ben ki her Nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha âşığım.
(Orhan Veli Kanık)
----
🎞Girl, Interrupted (1999) 9/10 Film İncelemesi
Psikoloji kitapları okumayı genelde sevmesem de psikoloji temalı dizi, film izlemek ya da konu hakkında güvenilir bilgilere sahip olan biri ile sohbet etmek her zaman hoşuma gitmiştir. Başrolü Winona Ryder ve Angelina Jolie'nin paylaştığı bu filmin konusu dikkatimi çektiğinden Cuma günü boş vaktimi izleyerek geçirmeye karar verdim...
Filmimiz borderline hastası olan Susanna'nın bir akıl hastanesine tedavi amaçlı yatması ve orada kurduğu arkadaşlıklar, yaşantısını ele alıyor. Açıkçası hem kült bir film olması hem de film boyunca etkisi altına olduğumuz o loş ve karanlık tema benim çok hoşuma gitti. Oyunculuklar gerçekten inanılmazdı; izlerken asla bir senaryo izliyor gibi değilde gerçekten bir yaşam öyküsüne dahil oluyormuş gibi hissettiren nadir yapımlardan, kesinlikle vakit ayırmaya değer...
Eleştiri
Tabii ki filmi eleştirmeden de geçemeyeceğim.
Eleştiri yorumum aşağıdadır. 👇👇
“Nekromantik,” sinema tarihinin en tartışmalı filmlerinden biri olarak kabul edilir ve bu durum, filmin konusu kadar yönetmenin anlatım tarzından da kaynaklanır. Jörg Buttgereit’in bu filmi, nekrofiliyi merkezine alarak, izleyicileri derinden rahatsız eden bir deneyim
İZLEDİM - BİTTİ
FİLM ADI: NEKROMANTİK
YÖNETMEN ADI: JORG BUTTGERET
YAPIM YILI: 1987
Burada yeni olduğum için, buranın eski topraklarına sormak istiyorum. Burada film incelemesi paylaşabiliyor muyuz? Paylaşsam çok absürt olur mu? Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler 🌼
Jumper
Dünyaya hakim olan David'in fantastik serüveni...
Gözlerinizin değerini bilir misiniz? Açıkken hayal kurdurtmayı sağlayan kapalıyken güzel rüyalara iten gözlerin değeri... Hatta kör olsanız dahi size bu özelliği yine sağlar sonuçta sizi dinç tutan bilinciniz vardır. Bilinciniz sayesinde ne durumda olursanız olun kendinizi istediğiniz duruma ışınlayabilrisiniz. Yeter ki bilinçlerinizin doğurduğu hayalleriniz ve rüyalarınız olsun. Ne kadar kısa olsada bu iki unsur size sekiz saniyenin önemini verir. Sekiz saniye bu yalancı ve sıkıcı dünyadan kurtulma şansı verir size düşünceleriniz. Ama sanmayın ki bu düşünceler her zaman iyi şeyler doğuracak. Sonucunuz felakette olabilir bu gerçeklerden kaçışın.
Tıpkı Jumper'de ki David Rice'ın kaçışı gibi. Onun kaçışı gerçeklerden çok zorluklardan kaçıştı. Tehlike anında aynı yerler olmak üzere hep bir yere ışınlanıyordu(daha çok popüler atlayış yerlerine). Diğer süper güçlü karakterler gibi David'de başlarda gücünün ne zaman etkin hâle geldiğini bilmiyor ve neyden kaçtığını bilmiyordu. Ta ki ondaki bu özel güçlere karşı güçlerin onu durdurmaya çalıştığını öğrenene kadar. Ölümden kattığını öğrenene kadar. Bu kaçışlara zamanla alışan David bu ışınlanma gücünü kız arkadaşı Millie ile de eğlenceli zamanlar geçirmek için kullanmadan geri durmayıp bu durumun onunda başına bela açmasına neden oldu. Kız arkadaşının da dahil olduğu bu işin sonunda karakterimizin düşmanını mağlup edeceği sahneye kadar geçen fantastik serüveni heyecan içinde izleyeceğinize eminim.
Dune: bölüm iki incelemesi
Dune
1. Kitabın yarısının devamı ,1. Kitabı okuyup giden spoiler yemez. Film çok güzeldi atmosferi , müziği , savaş sahneleri hepsi harikaydı. Sadece sevmediğim kısım stilgar karakterini pek işleyememişler gibi geldi bana. Kitabını filme tercih ederim orası ayrı. Sinema tarihine tanıklık ediyoruz bence. Gelecekte,bu filmi sinemada izledim demek harika olacak :) teşekürler 
Frank Herbert
