Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün 11 Mayıs. bundan 1694 yıl önce Konstantin, kendi halinde küçük bir balıkçı kenti olan Byzantion’a Roma İmparatorluğu’nun başkenti olma şerefini bahşetti! İmparatorun verdiği ilk isim elbette devletin o gün resmî her işinde kullandığı Latince olarak verilmişti: Nova Roma. Nova Roma ya da Konstantinopolis de zaman içinde birden fazla isimle anıldı. Gelelim bizim en aşina olduğumuza: Eski Yunancada bir preapositio olan εἰς (eis) yönelme ya da “çok nadir olarak” bulunma hali belirtir ve accusativus ile kullanılır. πόλις (polis) kelimesinin accusativus hali ise την πόλιν olarak kullanılır. Yani bu formül εἰς την πόλιν (eis ten polis) olarak kullanılır; kente ya da nadir olarak kentte bulunma halini işaret eder. Halkın kullandığı bu isim zaman içinde lehçenin de değişmesiyle “istinpolin” şeklinde okunagelir. Bu da bizim bugün kullandığımız İstanbul kelimesinin kökenidir. Yani İstanbul ismi Konstantiniyye ya da Konstantinopolis ismi kadar Yunancadır. Emre Poyraz
Matt abim yine tamamen formül bir kitap yazmış.Bu adamın okuduğum bütün kitapları birbirine benziyor. Tıpkı Semicenk'in şarkıları gibi. Kitap kolay okunuyor,eğlenceli falan da sanki bir formülle yazılmış.Yani süslenmiş gibi.Ama insana iyi hissettiriyor diğer kitapları gibi yazar. Kısacası okuması zevkli ama bu kadar fazlası yok. Ama sevdim ya,diyorum ya adam formülü bulmuş okutuyor abi.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Reklam
İnsanın seçimleri kutuplar arasında yer alır, ancak hiçbir formül bu seçimlerin ne olması gerektiğini ortaya koymaz. Her “öldürmeyeceksin” ifadesine karşılık Augustine kutsal metinlerde tam tersi davranışlara dair övgüler bulur.
Formül
Kaç yaşında olduğumu ve arkamda bıraktığım geçmişi unuttuğum gün, kim bilir, ne kadar rahat edeceğim!
Sayfa 31
"Size başarı için bir formül vermemi ister misiniz?Çok basit :Hata yapma oranınızı ikiye katlayın."
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
Reklam
Altın formül şudur: İnançlarımız yaptıklarımızı, yaptıklarımız sonuçlarımızı belirler.
Saygıdeğer karıncalar gözlerini yuvada açar, besbelli orada kaparlar; bu müspet ve sebatkâr davranışlarıyla da büyük bir onuru hak ederler. Fakat insan hercai, bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil, gayeye giden yolu sever. Kim bilir belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört, hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır.
Bütün mutlu ailelerde değişmeyen bir prensip var. Bu prensip; eleştiri olmayacak. Bütün mutlu çiftlerde sevgi, ilgi, takdir, övgü, beğeni, iltifat sözcükleri çok fazladır. Dolayısıyla o evler çok mutludur. Formül bu. Basit gibi geliyor değil mi size? Ne olur evlerinize bir bakın. Akşama kadar bir gözden geçirin. Bakalım evinizde hâkim olan sözcükler neymiş.
Sayfa 43 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Uzaktakinin özlenmesi’ne bir formül bulmak için yırtınan kişi, kötü inşa edilmiş bir mimarinin kurbanı olacaktır.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
Kesinlikle okuyunnn!!
Okuduğum en güzel kitaptı. O kadar heyecanlı okudum ki sanki hem katil hem de dedektif gibiydim. Katili tahmin etmiştim ama bu kadarını da beklemiyordum açıkçası. Yazar o kadar güzel yazmış ki adeta karakter sizsiniz. Harika bir kitaptı okumanızı tavsiye ederim. Konusu:Ünlü fizikçi Sir Claud savunma sanayi alanında bir formül geliştirir. Ancak bu formül beklemediği anda çalınır ve dedektif Hercules Poirot'yu çağırır ama bunun yanında ölümü de çağırmıştır. Ve ardından gizemli olaylar çözülmeye başlar.
Acı Kahve
Acı Kahve
Agatha Christie
Agatha Christie
Acı Kahve
Acı KahveAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20187,7bin okunma
Aslında yürümek daha iyi geliyor insana; yavaş yavaş yürümek sokakların ve kaldırımların, göklerin ve ağaçların, insanların ve bakışların, gülüşlerin ve hüzünlerin satır aralarında saklı kalmış kelimeleri okumaya sevk ediyor insanı. Yürümek üzerine o kadar çok şey yazılmış ki... Yürümek okumak için bir imkan mı yoksa okumanın bir türü insan karar
EN ASİL DUYGUMUZ SEVGİ
Ben sevgiyi, küçük bir incir çekirdeğine benzetirim. Bir serçenin ya da rüzgarın götürüp bir kayanın koltuğuna bıraktığı bir incir çekirdeğine. Yaratıcı irade öyle bir formül şifrelemiştir ki o çekirdeğin içine, gün gelir bir fidan görüntüsü ile koskoca kayayı çatlatır, yarar. Sevgi de öyledir. Serçenin hasbiliği ile bir insan kalbine bırakılacak olursa, o kalbin, o gönlün kapısı açılmış demektir. Bütün mesele o tohumu oraya bırakabilmekte.
Kim bilir (emin olamayız tabii) belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört, hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır. Hiç değilse insan, bu iki kere ikiden daima ürkmüştür; ben hâlâ ürküyorum. İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir.
işte size formül: girişim = mutluluk
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.