Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...Türkçe ifadeleri arasına birkaç ecnebi sözü katmaktan başka bunların Batı'dan, Doğu'dan ne haberleri vardır ? Frenk'ten çok Frenk olmaya yeltenenlerden Frenkler kendileri bile hoşlanmıyorlar. Bunu iyi bilin.
Anladığım kadarıyla dedemin kahramanı Abdülhamid hazretleriydi. "Neden sevilmiyor?" diye sorar, sonra kendi cevaplardı: "Frenkler, Ermeniler, Yahudiler ve vatan hainleri istediklerini ondan alamadıkları için "
Reklam
Savaşçı hıristiyanların (haçlılar) ve mağlup olmuş frenkleri, gayet zelil, hor ve hakir bir şekilde, kahr ve mahrumiyet içerisinde Müslümanlara ait toprakların en uzak noktasına kadar uzaklaştırmışlardır. Söz konusu hıristiyanlar ve frenkler o padişahlar döneminde zillet ve meskenet içinde kalıp gayet güçsüz bırakılmışlardır.
Sayfa 53 - Ümmülkura YayıneviKitabı okuyor
“Buraya gelip aramıza yerleşen ve islam ümmetiyle dostluk kurmaya gayret eden Frenkler, sonradan gelip kendilerine iştirak edenlerden çok daha iyiydi. Yeni gelenler, Müslümanlar aşina olan eski yerleşimcilerden daha zalimdi.
Ey kâfirlerin çokluklarından ve onların bazı hakaik-i imaniyenin inkârındaki ittifaklarından telaşa düşen ve itikadını bozan bîçare insan! Bil ki: Kıymet ve ehemmiyet, kemiyette ve adet çokluğunda değil. Çünkü insan eğer insan olmazsa şeytan bir hayvana inkılab eder. İnsan, bazı Frenkler ve Frenk-meşrepler gibi ihtirasat-ı hayvaniyede terakki ettikçe daha şiddetli bir hayvaniyet mertebesini alır. Sen görüyorsun ki hayvanatın kemiyet ve adet itibarıyla hadsiz bir çokluğu varken, ona nisbeten insan gayet az iken, umum enva-ı hayvanat üstünde sultan ve halife ve hâkim olmuştur. İşte muzır kâfirler ve kâfirlerin yolunda giden sefihler, Cenab-ı Hakk'ın hayvanatından bir nevi habîslerdir ki Fâtır-ı Hakîm onları dünyanın imaratı için halk etmiştir. Mü'min ibadına ettiği nimetlerin derecelerini bildirmek için onları bir vâhid-i kıyasî yapıp âkıbette müstahak oldukları cehenneme teslim eder. Mesnevi[Y] - 159
Sizden başka onu kim okuyor? - Senden başka bu kitabı pek çok insan okuyor. - Aman... hep tenbeller, hayalperestler... - Hayır... Frenkler de okuyor. Bu gibi eserlerin garpta bir tanesinin yüzlerce türlü basılmış tercümeleri vardır. Avam da okur, havas da okur velâkin sen okumazsın, mazursun da.
Mesnevi ve benzeri kitaplar kastediliyor.Kitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün sırrı ötüken
Okuduğum kitaptan notlar. Kul ile abid kelimesinin anlamı aynı değildi. Kul kelimesinin karşılığı, kuranda Allah adına konuşan demekti ve doğrudan arapça kul şeklindr yaziliyordu, kuranda her kul kelimesinin karşılığı de ki, şeklindr geçiyordu, Yani Allah adına de ki. İstanbul'u evvela Sultan Mehmet Han Fethedecektir... Daha sonra Frenkler alacaktır Mehdi işte o anlardan İstanbul'u kurtaracak fetheyleyecektir.
" Frenkler ele geçirdikleri her kalenin ardından başkasına saldırırlar. Güçleri durmadan artacak ve sonunda Suriye'nin tamamını işgal edip bu ülkenin Müslümanlarını yerlerinden süreceklerdir." Fahru'l-mülk İbn Ammar, Trablusşam emiri
"İbnü'l Kesir bu hadiseyi dikkatle nakleder: Frenkler sözlerini tuttular ve onların geceleyin Askalan Limanı'na doğru gidip oraya yerleşmelerine İzin verdiler. Sonra ekler: Kutsal Kent'in ahalisi kılıçtan geçirildi ve Frenkler Müslümanları bir hafta boyunca katlettiler. Mescid-ül Aksa'nın içinde altmış binden fazla insan öldürdüler."
Doğu’nun neden Batı’nın gerisinde kaldığını gösteren bir konuşma…
Faiz Bey: -“Bak,” dedi, “şu anda konsolun üstünde duran saati Harunü Reşit zamanında bir şarklı icat etmiştir; şu elimdeki kitabı bir şarklı yazmıştır.” -Aman hep o kara kaplı kitap… Başka yok mu? Yazmış da ne olmuş? Sizden başka kim onu okuyor? -Senden başka bu kitabı pek çok insan okuyor. - Aman.. hep tembeller, hayalperestler… -Hayır… Frenkler de okuyor. Bu gibi eserlerin bir tanesinin yüzlerce türlü basılmış tercümeleri vardır. Avam da okur, havas da okur velakin sen okumazsın, mazursun da. Mekteplerinizde böyle bir şey kalmadı. Bir İngiliz kızına Sadi’yi sorsan bilir, sen Şarklı oldugun halde bilmezsin.
Sayfa 49 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Bu iki düşman, bütün nefretlerine rağmen, birbirine saygı da duyuyorlardı. Bir İtalyan Haçlı neferi 1097'de savaştığı Türklerin yiğitliğini, uyanıklığını ve askeri meziyetlerini hayranlıkla dile getiriyordu. Ona göre bu değerlendirme karşılıklıydı. Türkler, "Haçlılar da Frenk soyundan," diyorlardı. Dünyada şövalye denecek iki topluluk vardı yalnız: kendileriyle, Frenkler. O tarihlerde bunları söylemek her babayiğidin kârı değildi. Haçlı şöyle devam ediyordu: "Türkler de İsa dinine inanmış olsalar" "kuvvetçe, cesaretçe, savaş bilgisince kimse onlarla aşık atamazdı. "
Sayfa 32
İslâm dünyasının Batı algısına baktığımızda benzer sorunlarla karşılaşıyoruz. İslâm dünyası için "Batı", iki asırlık bir olgu. XI ya da XVI. yüzyılda İslâm coğrafyasında yaşayan bir aydın yahut sanatçı için "Batı" diye bir şey yoktu. Frenkler, Germenler, Bizans yani Romalılar, yahudiler ve hıristiyanlar şüphesiz vardı ve biliniyordu. Ama kelimenin modern mânasında bir Batı henüz teşekkül etmiş değildi.
Frenkler "Gençlik bilseydi, ihtiyarlık yapabilseydi." derlermiş. Ne doğru söz. Insan, yaşla hakikate eriyor amma, onu kullan­mak, ona göre yaşamak gücünü kaybettikten sonra...
Sayfa 84
Veysi
"insanın bir ağzı var, iki kulağı.Söylemekten ziyade dinlemek lazım olduğu bundan anlaşılıyor.Frenkler cilt cilt her tarafa hikmet satarlar.Onlara göre laf gümüş, sükut altınmış.Çağdaş hikmeti öğrenmek için arada bir gazete oku."
Pek çoğumuz biliyoruz ki Roma’nın azametinin son günlerinde, Gotlar, Ostrogotlar, Vizigotlar, Alanlar (ya da Alani-ler, çn), Alemanlar (ya da Alamanlar, çn), Frenkler ve diğer boylar, olarak adlandırdığımız göçebe Orta Asya Türkleri, yavaş yavaş Avrupa’ya sokulmaya başlamıştı.
757 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.