Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
238 syf.
7/10 puan verdi
·
44 günde okudu
“Olaydım olaydım bir divan şairi olaydım Dikenini kırıp gülü bülbüle alaydım” Efendim malûmunuzdur ki; şah beyit, bir gazelin en en güzel beyitidir. Buna canınız dilerse taç beyit dersiniz, dilerseniz mısra-i berceste de dersiniz. N. Ziya Bakırcıoğlu Beyefendi de bu kitabında Sultan Veled ile başlatıp Yahya Kemâl ile nihayete erdirdiği divan
Şah Beyitler
Şah BeyitlerN. Ziya Bakırcıoğlu · Ötüken Neşriyat · 202030 okunma
Reklam
Nefsin hevâî istek ve arzuları harekete geçtiği, fuzûlî konuşmalardan zevk almaya başladığı zaman sen de az yeme, az uyuma, onu gözden düşürme ve az konuşma kılıçlarını kınından sıyır ki o, zulüm ve intikamdan vazgeçsin, Allah'ın koyduğu ahlâk esaslarını çiğnemesin. Sen de diğer varlıklar arasında onun rezâletlerinden emin olasın. Nefsin hevâî arzuları sonucu meydana gelen zulmeti bertaraf edip getirdiği musibetlerin gâilelerinden kurtulasın. Böyle yaparsan kö­tü huylardan temizlenir, iyi huylarla nurlanırsın. Üzerinde bir hafiflik, bir rûhâniyet bulunur. Artık, hayır alanlarında dolaşır; rahvan at gibi meydanlarda, temiz hava almaya çıkmış hükümdar gibi bahçelerde seyran edersin.
Soru: Susmanın bu kadar büyük fazilete sahip ol masının sebebi nedir? Cevap: Bunun sebebi dilin âfetlerinin çok olduğundandır. O âfetlerin bir kısmı şunlardır: Hatalı konuşma, yalan, gıybet, dedikodu, gösteriş, nifak/ikiyüzlülük, kötü konuşma, mücadele, nefsi temize çıkarma, bâtıla dalma, düşmanlık, fuzûlî konuşma, hakkı değiştirme, gereğinden fazla ya da az konuşma, halka eziyet etme, namusu zedeleme...
248 syf.
·
Puan vermedi
·
14 saatte okudu
İmam Gazâlî - Dilin Âfetleri Bu aralar Gazâlî eserlerine bağlanmış bulunmaktayım. Gazâlî okuyana kadar kendimi kitap- eser okuyor zannederdim. Asıl eser asıl emek Gazâlî'nin imiş meğer. İslam'a dair çok büyük çapta eserler veren Hüccetü'l- İslâm Gazâlî, büyük İslam alimi, mutasavvıftır. Dilin Âfetleri eserinde de gerçekten insanı hem dünyada hem ahirette sıkıntıya sokacak durumlardan bahsetmiştir. Nedir dilin afetleri, Gazâlî nasıl guruplandırmış, gelin beraber bir göz atalım: Boş konuşma, malâyâni,batıl konuşma, münakaşa, husumet, çirkin sözler söylemek,lanet etmek, alay, sözden caymak, yalan söylemek, gıybet, nemime (kovuculuk), iki yüzlülük, yersiz sorular...gibi toplam 20 afetten bahsetmiştir. Bölümlerin her birinde Peygamber efendimiz (s.a.v.)'in hadis-i Şerifleriyle desteklemiş, sahâbeden örnekler vermiştir. Ne yapmamız ve ne yapmamamız gerektiğini bize bildirmiştir. Tüm eserlerinde olduğu gibi derin araştırma ve bilgi birikimini de bizlere aktarmıştır. İyiki de aktarmış, şuan Gazâlîler, Farâbiler, İbn-i Sînalar yetişmiyor çünkü Üzerine düşe düşe, altını çize çize okuduğum önemli bir eser oldu. Eserden bir kaç alıntı bırakayım: -Dilini korumayan kimse, dinini hakkıyla bilmiş değildir. - Ben herhangi bir kelime konuştuğum zaman o kelime bana hâkim olur, konuşmadığım zaman ise,ben ona hâkim olurum. - Konuşmaya dalmakta tehlike vardır, susmakta selâmet.. - Fuzûlî konuşmakla meşgul olmak, zamanın zâyi'edilmesi demektir. Zamanın zâyi'edilmesi de zararın tâ kendisidir... " Okursanız istifadeniz bol olması duası ile... . . . . .
Kitabu Afati'l-Lisan Dilin Afetleri
Kitabu Afati'l-Lisan Dilin Afetleriİmam Gazali · Ravza Yayınevi · 20187,3bin okunma
Yine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sizi fuzûlî konuşma husûsunda uyarırım​. Her birinize ihtiyâcını karşıladığı kadarıyla söz yeter. Çünkü kişiye fuzûlî maldan (​hesap) sorulacağı gibi, fuzûlî konuşmalardan da (hesâp) sorulur.”
Sayfa 45 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Abdullah bin Mesud (r.a) der ki: "Fuzûlî konuşmalardan sizi sakındırırım! Kişiye ihtiyacını göreceği konuşma yeter."
Soru: Susmanın bu kadar büyük fazilete sahip olmasının sebebi nedir? Cevap: Bunun sebebi dilin âfetlerinin çok olduğundandır. O âfetlerin bir kısmı şunlardır: Hatalı konuşma, yalan, gıybet, dedikodu, gösteriş, nifak/ikiyüzlülük, kötü konuşma, mücadele, nefsi temize çıkarma, bâtıla dalma, düşmanlık, fuzûlî konuşma, hakkı değiştirme, gereğinden fazla ya da az konuşma, halka eziyet etme, namusu zedeleme…
Duygu, düşünce, dil, bu ruh dirilişinden paylarını alırlar. Dil de, ruh gibi, ruhulkuddüsün ziyaretine kapalı kalırsa bulanır, kabuk bağlar, katışıklaşır. Oruç, konuştuğumuz dili bile arıtır. Kelimelerden, hakkı olmadan koşup ileri geçen geriye çekilir. Dili boşu boşuna dolduran kelimeler daha çok göze batar ve kullanışları azaltılır. Dil, muhteva kazanmakta orucu yardımcı bulur. Sonra da orucun hayata kattığı edebiyat, edebiyata kattığı dünya gelir. Oruç, başlı başına özel bir topluluk hayatı getirdiğine göre, roman ve hikâyenin önüne yeni bir dünya kor. Şiir en arı bir îcaz sanatı olduğuna göre, oruç, şiirin derinleşmesi, yoğunlaşması, desteklenmesi için ilâhî bir bağıştır şaire. Zaten oruç dünyasına girildi mi, şairde, ilkin günlük deyiş, şiirin ilk taslağından uzaklaşmıştır. Oruç, şairi tutup kendi ruhuna götürmüştür. Artık orada neredeyse konuşması yetecektir şairin. Konuşma hemen hemen olduğu gibi şiirdir. Gerekli imajlar da hazır. Ruhu bağlayan vücut etkileri, entelekt'i zapteden içgüdü buğuları, yerini ruhun hür ibdaına bırakmıştır. Ruh, salkımlarla yüklenmiş bir sonbahar bağ kütüğü gibi şiir dünyasına dönüşmüştür. Oruç, şiire inen, bir metafizik, bir lirizmdir. Oruç, dirilmiş ruhun lirizmdir. En çok riyazet geçiren, çile dolduran şairlerin daha üstün şairler olduğunu unutmamalı, Mevlânâ, Yunus, Fuzûlî, Şeyh Galip gibi. Bu şairler, şairden fazla bir şeydirler. Onların şiirinde, öbür şairlerinkinden ayrı bir tad vardır ki, bu, riyazetin, ruh çilesinin, namaz ve orucun kattığı bir taddır belki de.
Sayfa 81 - 82. Oruç ve Diriliş.
Fuzuli konuşmaktan neden kaçınılır.
1-Üzerine gerekmeyen ve sana faydası dokunmayan şeyler hakkında konuşma; çünki bu fuzûlî bir iştir, zararından da emîn değilsin. 2-Yerini bulmadıkça lüzumlu olan sözü de konuşma. Çok kere faydalı söz yerini bulmaz da kaybolur gider. 3-Ne halim, (yumuşak) ne de sefih, ahmak kimselerle mücadele etme. Çünki halim kalbinden sana buğz eder. Ahmak ve âdi kimseler dili ile sana eziyyet ederler. 4-Tanıdığın kimse yanından ayrıldığı zaman, onun ayrı bir yerde seni nasıl anmasını istersen, sen de onu öyle an. Sen afv edilmeni istediğin husûslarda, onu da afv et. 5-Kardeşinin sana ne şekilde muâmele yapmasını istersen, sen de ona o şekilde muâmele et. Suçlu olarak yakalanıp ihsân ile mükâfat görenin ameli gibi amel et."
Reklam
Soru: Susmanın bu kadar büyük fazilete sahip olmasının sebebi nedir? Cevap: Bunun sebebi dilin âfetlerinin çok olduğundandır. O âfetlerin bir kısmı şunlardır: Hatalı konuşma, yalan, gıybet, dedikodu, gösteriş, nifak/ikiyüzlülük, kötü konuşma, mücadele, nefsi temize çıkarma, bâtila dalma, düşmanlık, fuzûlî konuşma, hakkı değiştirme, gereğinden fazla ya da az konuşma, halka eziyet etme, namusu zedeleme... Bunlar birçok âfettir. Hepsi dilden geçer. Dile hiçbir ağırlık vermezler. (Zikirle meşgul olmayanın) kalbi, bunları konuşmaktan lezzet duyar. İnsanın tabiati ve şeytan, kişiyi bunlara sevkeder. Bunlara dalan, dilini pek az tutabilir. Dolayısıyla dilini, hoşuna giden şeylerde serbest bırakır. Hoşuna gitmeyen şeylerde ise tutar. Bu mevzu, ilmin derin konularındandır. Tafsilâtı yakında gelecek. Söze dalmada tehlike, susmada ise selâmet vardır... Bundan dolayı susmanın fazileti büyüktür. Susmakta himmet/gayret toplanır, vakar/olgunluk devam eder. Tefekkür için, zikir ve ibadet için vakit bulunur. Bir de dünyada, sözün getireceği tehlikelerden ve âhirette hesabından emin kalır. Bu konuda yüce Allah (c.c) şöyle buyurmuştur: "İnsan bir söz söylediğinde muhakkak yanında onu gözetleyen ve hemen yazan bir melek bulunur."Kaf/18.ayet
Ahiret yoluna girmek için gerekli olan kalbin islahı, ancak kişinin nefsini mubah olan yiyeceklerden alıkoymasıyla mümkün olur. Şayet nefis bazı mubahlara karşı engellenmezse, o zaman yasak olan şeylere tamah eder. Kim dilini gıybetten ve fuzûlî kelamdan muhafaza etmek isterse, Allah'ı zikretmek ve dindeki mühim işler hariç sükût etmesi şarttır. Tâ ki konuşma arzusu onda ölür ve sonrasında hak olan şeyler hariç konuşmaz.
248 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Yüce Allah (c.c.) insana konuşmayı öğretti, bununla onu diğer varlıkların önüne geçirip kendisine fazilet bahşetti, kalbine ilmin hazinelerini akıtarak onu olgunluğa ulaştırdı. Sonra yüce Allah insana bolca rahmetini indirdi. Ona kalbinin ve aklının içerdiği şeyleri açıklayan ve gizli şeyleri açan bir dil ihsan etti. Dilin dizginini serbest
Dil Belası
Dil Belasıİmam Gazali · Semerkand Yayınları · 20107,3bin okunma
İstanbul'da 1994 senesinde tertiplenen “Fuzûlî Sempozyumu”nda Türkiye Yazarlar Birliği' tarafından (“XX. yüzyılda Fuzûlî Dîvânına bir nazire: Şeydâ Dîvânı” başlığı ile takdim edin) o makâmın muktezâsına konuşması istenen Şahin Uçar'ın, işbu montajıyla kendi Divanı hakkında Söylediği sözler: nihân etdim kelâmım gerçi ma'nâ
Mihnet-i aşk ey dil âsândur diyü çok urma laf Aşk bir yükdür ki ham bulmuş anun altında kaf (Fuzûlî) Ey gönül aşkın sıkıntısı kolaydır diye çok konuşma ;zira aşk öyle bir yüktür ki kaf,onun altında bükülüp kalmıştır.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.