Seni görmem gerek anne.
...
Sen bana çocukken gizlendiğim odalardan bahset.
Ben sana gidemediğim ülkelerden söz edeyim.
...
Bana yeniden gebe kal. Yeniden sancılar çek gece yarılarında. Beni yeniden doğur.
...
Korkuların tüketsin beni. Sana ihanet edeyim, sen yine de beni affet
...
Sen benim yaşamımım en bilge yüzüsün.
Beni yeniden doğur.
“Geceler vardır dirilişe gebedir,fecr olur…bir çağ kapanır bir çağ açılır...”
Hicret ruhu: Direniş, Diriliş ve Yenileniş yolculuğu…
Fetih ve varoluş türküsünü sen besteleyeceksin
dün olduğu gibi,yarın da,Sen...
Dünya sana gebe,Sen'se Hakikate!
...En azından bütün ayrılıklar gibi hüzünlendiriciydi bu ayrılık... Yine de güvenilir bir durum değildi bu kopuş... Bu gebe sessizlik, gergin durgunluk yerini çığlıklar, gözyaşları ile dolu bir gürültüye bırakacaktı!
Sayfa 166 - Cumhuriyet Kitapları, 13. Baskı: Nisan 2010Kitabı okuyor
Ben Nasıl Öldüm, hepimizin hayatımızda bilmek istediği sonun sürprizlere gebe olması aslında. Farklı hayatların kesişmesi, farklı zamanlarda aynı mekanda ortak tutkuların birlikteliği olur. Bilmek ister herkes nasıl öldüğünü...
Ben Nasıl ÖldümYüksel Demir · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20242 okunma
Yaşam, insanlar öyle her istediklerini elde edemedi diye değil, arzuları kendilerine hasar vermeye başladığında, istedikleri şey katlanılmaz kayıplara gebe olduğunda trajik bir hal alır.
Yaşadığımız günlerde, her şey kendi karşıtına gebe görünüyor.
İnsan emeğini azaltmak ve verimlendirmek gibi harika bir güç bahşedilmiş olan makinelere aç açına sahip oluyor, onlar için çalışıp duruyoruz.
Anıldıkça adın bir kış vakti
istasyonlarda toprak kokan ağzımla dokunuyorum boynuna.
uzun saçlarıyla senin her gün gebe olduğunu söylüyorlar
susuyorum.
"Kendisini eyleme elverişsiz kılan aşırı duyarlığı, kaslarının zayıflığı, tersine zihinsel işlevlere -ki bunlar da uygun organlar isterler- yatkın yapar
....
Çünkü böyle bir kimse tam anlamıyla ilerlemenin aracıdır. Geleneğe ve alışkanlığın boyunduruğuna direndiği için yeniliklere gebe bir kaynaktır"
Bulutları kovan hırçınım benim, büyücüm
doğrudur gebe kaldığım coşkun bir akarsudan
bir bıçak alnıma çizer o homurtuyu ağırdan
altın haykırışlarla kuşlar uçup gelir üstümüze
gelip geceyi biriktirirler üstümüze
İnsanlar sahte , ezik, hokkabaz , iftiracı , yalancı , düzenbaz olmuş sizinle aynı dünyada yaşamak zorundayım malesef bu kadar içi çürük midesiz mahlukat içinde yaşam savaşı veriyoruz . Önceden teknoloji yoktu metaryalist yöntim[fikir] diyip tanımlanıyordu simdi bir kalıbada koyulmuyor bence bir dünya savaşına gebe mi oldu insanlık onu mu istiyor. Bu savaş çıkarsa insanlık ağır bir imtihandan geçecek kim bilir bu kadar şükürsüzlük belkide kendi kıymetini hazırlar yakındır. ! ALLAH Cellahcelalü herşeyi bilendir amenna saddakna. Rabbim rahmetii ile muamele eylesin 🤲
Gece yazıyorum, düşüncelerim tenha, ruhum kalabalığa gebe. Ağırdır gece yaşamak, her şeyin ağırlığından daha ağır. Mola veremiyorum hiçbir satırda, en yakın duraklarda inemiyorum. Rüyaları
reddedilmiş bir yolcu gibi... Kompartımanda uyuyan bir hüzünbaz.
Sabrım zırhtan güçlü, koruyor varlığımı.
Görünmezliği düşündüm bir an. Gizlenmek, görünmez
Çaresizlik içinde yaşayan Yoksulluk Bolluk’tan bir çocuğu olmasını kurmuş, gitmiş yanına yatmış ve Sevgi’ye gebe kalmış. Aphrodite’in doğduğu gün ana karnına düştüğü için Sevgi bu Tanrının kulu, yoldaşı olmuş. Aphrodite güzel, o da yaratılıştan güzele düşkünmüş.