"Bir kitap bizi alıp diğer kitapların üzerine çıkarmıyorsa o kitabın neresi iyidir."
Irvin D. Yalom
"Ne de olsa ben geleceklerin önleyicisiyim, öngörücüsü değilim."
Ray Bradbury
Önceleri bilim kurgu eserlerin kitap ya da film, dizi fark etmeksizin geleceği öngördüğü ve gerçekleşmeden sunduğunu düşünürdüm. Şu anda da bu düşüncem çok
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Geçenlerde Cemal Süreya bir kez daha kurşuna dizildi, bizzat gözlerimle şahit oldum. Bu kurşunları atanların çoğu da arkadaşımdır, sevdiğim
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :)
Durun!! Durun!!
Kalkmış olamaz tren…
Anlatacağım neden geç kaldığımı..
Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi..
...
Trene bindim, Ülkeme
Kızıl derilileri kovmaktan öte yok eden, Avrupa Halkları, hiç bir zaman tek millet olamayıp, kendileri dışındaki milletleri yok etmeye devam ettiler. Bunun küçük bir örneği Amerika’da ki siyahi insanlardır. Amerika’yı istila eden zihniyet, oranın gerçek yerlisini yok ederek, siyahileri getirerek kendilerine köle olarak devam edeceğini zannettiler.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Orhan Veli Kanık.. Birçoğumuzun hayatına tesadüfen girmiş, tam da yaşamak istediği gibi güzel karşılaşmalarla ve içten, tanıdık bir duyguyla bir parçamız olmuş,
“1979'da Şahları da Vururlar'ı yazdım. Piyasadan sıkılmıştım. Söyleyecek yeni bir sözüm vardı. Kendi tiyatromu kurmak istiyordum. Haldun beyi (Haldun Taner) aradım, yeni bir oyun yazdığımı, onunda okumasını çok istediğimi söyledim. Kabul etti Haldun Bey, randevu verdi. O gün ustayla buluşmak için Divan Pub'a nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Yüreğim
Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde.
Sen çıkardın utancını duvara astın,
Ben masanın üstüne kodum kuralları.
Her şey işte böyle oldu önce.
Cemal Süreya, Önceleyin şiirinden.
Böyle dizeler görünce hani bazen...
Hani nasıl derler, bir uyanış içimde...
Bir şey gibi...
Zordur yani...
Şair hem neresinden uydurmuş canım...
Evet biraz dediği gibi aslında...
Hay ben o saatin kadranını bu saatte!
Gece gece...
Kısa bir süre önce, Dostoyevski’nin okumadığım kitaplarını da bitireyim artık, demiştim. Sonra okuduğum, okumadığım diye ayırmadan tüm kitaplarını kronolojik bir şekilde okuma kararına varmam sonrası, bu büyük yazarı daha iyi anlamak amacıyla başladığım bir kitap oldu Henri Troyat’ın yazdığı bu biyografi. Hayatımdaki 1-2 olay neticesinde