"Daha birkaç saat önce bir Rohan atının üzerinde oturmaya gönlün yoktu, diye güldü Legolas. "Îyi bir sürücü olacaksın bu gidişle." "Buna pek şansım olacağa benzemiyor," dedi Gimli. "Eğer ne düşündüğümü merak ediyorsanız, dedi bir süre sonra Gimli, "bence o Saruman'dı. Başka kim olabilir ki? Eomer'in sözlerini hatırlayın: Kukuletalı, pelerinli yaşlı bir adam gibi geziniyor. Böyle söylemişti. Ya atlarımızla birlikte kaçtı ya da onları korkuttu; biz de böylece kalakaldık. Bizi başka belalar da bekliyor, bu sözümü yabana atmayın!" "Yabana atmıyorum, dedi Aragorn. "Ama aynı zamanda bu yaşlı adamın kukuletası değil de şapkası olduğunu da unutmuyorum. Yine de senin doğru tahmin ettiğinden kuşkum yok, burada tehlikedeyiz, ister gece olsun, ister gündüz. Fakat bu arada, mümkün olduğunca dinlenmekten başka yapabileceğimiz başka bir şey yok. Şimdi bir süre için ben nöbet tutayım Gimli. Uykudan çok düşünmeye ihtiyacım var."
İYİLİĞE DÖNÜŞTÜRMEK
İsli şarkıların görünmeyeni gibi, Dilimde eşsiz bir melodi var. Dinleyenleri büyülediği doğru, Ama sözlerini anlamlandıran kaç kişi var? #Hilal #Gece
Reklam
Yüce Tanrının Övgüsü Yaratan, yetiştiren ve bağışlayan Tanrı'nın adıyla başladım söze. Kadir, bir ve ebedi olan Tanrı'ya sayısız hamd ve sena ederim. Kara yeri, mavi göğü; güneşi, ayı, gece ve gündüzü, zaman ve varlıkları o yarattı. Bir kere "Ol!" dedi ve bütün varlıklar oldu. Bütün yaratılmışlar ona muhtaç hiçbir şeye muhtaç olmayan yalnızca odur. Eşi, benzeri yoktur. Ey kudretli, ebedi ve müstağni Tanrı! Bu ad, senden baş kasına yakışmaz. Ululuk ve büyüklük senindir; senin eşin ve benzerin yok! Ey bir olan! Birlikte sana kimse benzemez, sen evvelsin ve ahirsin. Senin birliğin sayıya, hesaba gelmez. Her şeye yeter gücün. Ey içimi dışımı bilen, ey gerçek bilgi! Senin varlığın güneş ve ay gibi açık, lakin kavrayacak gönül ve akıl yok. Her varlığı sen yarattın, her şey yok olur, yalnızca sen baki kalırsın. (Ey Tanrı'nın birliğine inanan! Yüce Tanrı'yı dilinle öv Gönlün inandı ise, aklını işe karıştırma. Ey her şeyden müstağni Rabbim! Bu muhtaç kulunun bütün günahlarını bağışla. Sana sığındım, umudum sensin. Dara düştüğümde elimden tut. Sevgili Peygamberle birlik te hasret beni! Elimden o tutsun mahşer günü! Kıyamet günü dört arkadaşının yüzünü göster, şefaatlerini nasip et!
—-———————————————————————- Yakınla yakınlaşan sevenle sevilen bir olur —-———————————————————————- Kulun Rabbine yaklaşması kalbin ona boyun eğmesi ile olur —-———————————————————————- Bir kul kırk gün boyunca bir huyu benimserse , onu Allah onun tabiatı haline getirir. —————————————————————————- Fakir; allahtan başkasına ihtiyaç duymayan,
"Bir şey var ki, onu yapmasaydı sonuna kadar katlanabilirdim," dedi Winston. Julia'ya, Katharine'in onu her hafta aynı gece zorladığı o küçük frijit töreni anlattı. "O da nefret ediyordu, ama bir türlü vazgeçemiyordu. Ne ad verdiğini mümkünü yok tahmin edemezsin." "Parti'ye karşı görevimiz," deyiverdi
Sayfa 147 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kızma, seni seviyorum. Kızma bana ya, belki seni sevmemi istemiyorsun. Belki gönlün yok. Belki seni sevmem umurunda bile olmayacak. Aklına bile gelmeyecek olan bir adamı mı düşüneceksin? Olsun... Ben yine de seni seveceğim. Kızma. Kalbim işte, hep yapar bunu kendisi. Dinlemez beni. Küçük bir çocuk gibi yaramazdır. Seni o kadar çok seveceğim ki kızacaksın. Kızma... Seni sevmek bir eylem belki de. Şampuan kokan saçların tenime değdiğinde, belki yeniden doğmuş olacağım. Ya da bana güldüğünde cebi bayram harçlığıyla dolmuş bir çocuk gibi sevineceğim. Ki sen imkânsızsın ve ben hep seni istedim. Olmayacağını bile bile. Kızma... Ben bu gece Seni düşledim...
Reklam
YENMEK ÜZERE
Bilmece gibi konuşmak İstediğimizi net söyleyebilsek. Önyargılardan uzak bir yaşamı, Avucumuzda neşeyle biriktirebilsek. Bin derde deva gülümsemeyi, Yüzümüzden hiç eksik etmesek, Hayat daha güzel olmaz mı? #Gece
Gönlün isteklerime kalmasın diye sağır! Düş kurduğum vaha değil misin, ağır ağır Anılar şarabını içtiğim testi ya da? Gece göklerince bu gönül sana tutkun, Sen ey hüzün kâsesi, sen ey büyük suskun, Daha çok severim seni benden kaçtıkça, Ve, gecemin süsü, göründün mü açıkça Alayla, kollarımı sonsuz mavilikten Ayıran uzaklığı çoğaltır gibi sen.
Senin gözün açık, kalbin uyuyor; benim gözüm uyuyor, gönlüme kapı açılmış! Gönlün ayrı beş duygusu var, gönül duygusuna iki cihan da pencere. Sen, kendi zayıflığınla bana bakma... Sana gece çağı ama o gece, bana kuşluk vakti. Sana zindan, fakat o zindan bana bahçe gibi. Meşguliyetin ta kendisi bana ıstirahat hali. Senin ayağın balçıkta, bana balçık gül kesilmiş... Sana yas, bana düğün, dernek davut zurna!
Sayfa 272 - MEB YayınlarıKitabı okudu
ZAVALLILAR Köy muhtarı, beş yıl evvel kura çeken oğluyçün Üç dört köyü üst üstüne aratarak birkaç gün Yetim, yoksul, yosma, güzel bir kızcağız bulmuştu. O yetimcik, kocasını kurtararak askerden Bu ocağa «evim» diye sevinerek girmişken Biraz sonra bir ortağın beslemesi olmuştu. Bir yıl var ki dirlik yüzü görmemekte zavallı, Bir yıl var ki bir
91 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.