Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alıntı -16- Bir his doğuyor üstüne konuşulamayan.
Şimdiye kadar tasarladığım haliyle dünya, değerini yitiriyor, geçersizleşiyordu; gecenindi söz; dünyanın yerine gecenin karanlığı hüküm sürüyordu. (Bana öğretmemişlerdi geceye bakmayı, geceyi sevmeyi.) s.52 Etkilendiğim: Bir his doğuyor ama üstüne konuşamıyorum. Acıları içine gömen kişinin sessiz çığlığı oluştu bende. Mitik bir psikoloji, birbirine dönüşmek. Kaçışın bir yolu mudur, kaçtığın olmak? Kendisi gibi olan birinin yıllar önce yaptığı resim ile, kendisinin bugün yaptığı resmin aynı oluşu; daha sonra kabus olarak gördüğüne benzemesi; acılarını bir kadına giydirip ve ona atfedip, ona karşı derin nefret ve emsalsiz sevgi beslemesi; kadının sevdiği kişi, kendisinin kabus olarak gördüğü kişi olduğundan, onla yavaş yavaş aynılaştığından ve bu benzerlik ile acılarına yani kadına yaklaşıp canına kıyması; en sonunda hepsinin bir kişi olması. Zaman ve makana hapsedilmemiş olguların bu denli güzel işlenmesi; bir fikrin, hissin, hayalin bu edebi şekilde böyle yeterli ve etkili anlatılması… okuru edebiyata doyuruyor.
Sayfa 52 - YKYKitabı okudu
İnsanlar, gitgide, istediklerine, dilediklerine inanmakla ye­tindiklerini, düşünüp tartmayı, ölçünmeyi, olanı biteni görmeğe çalışmayı yavaş yavaş bir yana ittiklerini daha fark etmiyorlardır belki de. Bunun farkına varmağa başladıklarında ise ortalık iyi­ce kararmış olacak. Sabahları güneş yeniden doğar gibi olsa da, ortalık yeniden aydınlanır gibi olsa da, gecenin karanlığı bütün bütün dağılmayacak hiç.
Reklam
Merhamet et bana, Ruhum. İdrakimin ötesinde bir Talih gösterdin bana. Sen ve Talih bir dağın zirvesinde duruyorsunuz, Sefillik ve ben ise bir vadinin çukurunda yapayalnızız. Dağ ile vadi bir gün birleşecek mi dersin? Bana merhamet et, Ruhum. Güzelliği sundun bana, Hemen sonra gizledin onu benden. Sen ve Güzellik ışıklar içinde
Sayfa 7
2. Cilt
Mutlu musunuz ? Tamam o zaman, her gün kederlisiniz demektir. Her günün ya büyük bir hüznü ya da küçük bir endişesi vardır. Dün sevdiğiniz birinin sağlığı için endişeleniyordunuz, bugünse kendi sağlığınız için; yarın para sıkıntısı, öbür gün bir iftiracının yergisi, ondan sonraki gün bir dostunuzun başına musallat olan bir felaket; sonra hava koşulları, ardından kırılan ve yok olan bir şeyler, sonrasında vicdanınızın ve omurganızın size sitem ettiği bir keyif, bir başka gün ise toplumsal çalkantılar gelir. Yürek acılarını saymıyoruz. Ve böyle sürüp gidecek. Bir bulut dağılırken diğeri yoğunlaşacak. Yüz günün birinde güneşli bir havada sevincinizi tadacaksınız. Ve mutluluğun tadını çıkaran azınlığın içindesiniz! Diğerlerine gelince, üzerlerinden gecenin karanlığı hiç eksik olmaz.
Bana öyle geliyordu ki ben şimdiye kadar kendimi tanımamıştım. Şimdiye kadar tasarladığım haliyle dünya, değerini yitiriyor, geçersizleşiyordu; gecenindi söz; dünyanın yerine gecenin karanlığı hüküm sürüyordu (bana öğretmemişlerdi geceye bakmayı, geceyi sevmeyi).
Şarkılarla gecenin karanlığı yavaş yavaş birleşince belleğimin oluklarına sürükleniyorum sanki.
Reklam
Gilliatt bazı geceler gözlerini açıyor ve karanlığa bakıyordu. Tuhaf bir heyecan hissediyordu. Karanlığa bakan açık gözler. İç karartıcı, endişe verici bir durum. Karanlığın baskısı diye bir şey vardır. ... karaltılarla maskelenmiş sonsuzluk, işte gece. Bu kadar yığın insana ağır gelir. Evrenin gizeminden ölümün gizemine kadar tüm gizemlerin
Sayfa 285 - 286, 4.Basım, Nisan 2021
Gecenin karanlığı, yalnızlığı duyulmuyordu. Ne zaman sokaga ciksaniz, konusacaginiz birilerine rastliyordunuz
Ben Bir Ağacım
*** “ Acaba Leyla’yı çadırında çoban kılığında ziyaret eden Mecnun ‘ a gölge mi olacaktım ? Umutsuz inançsızın ruhundaki karanlığı anlatayım diye gecenin içine mi karışacaktım ? Bütün cihandan kaçıp denizler aşıp , kuşlar , meyvelerle dolu bir adada huzur bulan iki sevgilinin mutluluğuna eşlik etmek isterdim ! ••• Hangi hikayeye mana ve zarafet katacaktım ? “
Devinimsiz gecenin karanlığı onlarla kavuşmaya geliyordu. Sapasağlam ve tüy gibi hafif.
Reklam
Gecenin karanlığı acele etmeden, dilediğince çöküyordu denizin üstüne. İnsanın ruhunu okşuyordu.
Sayfa 77 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bana öyle geliyordu ki, ben şimdiye kadar kendimi tanımamıştım. Şimdiye kadar tasarladığım haliyle dünya, değerini yitiriyor, geçersizleşiyordu; gecenindi söz; dünyanın yerine gecenin karanlığı hüküm sürüyordu (bana öğretmemişlerdi geceye bakmayı, geceyi sevmeyi).
Gecenin karanlığı şehrin üzerine iniyor, şehir korkunun uyuşukluğuna gömülüyor. Ama kimse ateş etmiyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.