Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçeği ortaya vurmak güç ama ne yapalım gerçek de bu. Kendi beni tersledi, kendisinden uzaklaştırdı, yersiz sözleriyle kaba saba şakalarıyla beni soğuttu. Öyle ki şimdi istediği kadar sevgi göstermeye kalksın, elimde değil yumuşayamıyorum. Nasıl ben onun acı sözlerine vaktiyle üzülmüşsem şimdi de o aramızda sevgi adına bir şey kalmadığını anladığı zaman üzülüyor..
"Yüreklerin en fazla susadığı sevgi rağmen sevgisidir."
Sevgilerin en gerçeğidir rağmen sevgisi. İnsan bir şey olduğu için ya da bir şey yaptığı için sevilmiyor. Bir şey olmasına ya da olamamasına rağmen seviliyor. Kişi, dünyanın en çirkin, en sefil, en aciz ve en zavallı insanı olabilir. Fakat bütün bu kötü durumlara rağmen sevilebilir. İşte bu, gerçek sevgidir. İnsanlık farkında olmasa da en fazla ihtiyaç duyduğu şey rağmen sevgisidir. Rağmen sevgisi ev, araba, giysi, zenginlik, başarı ve şöhretten daha çok ihtiyaç duyulur hâle geldi. Günümüzde böyle bir sevgiye sahip olanlar o kadar şanslı ki... Bu kişilerin sayısının az olması oldukça üzüntü verici; çünkü herkes bu sevgiyi arıyor ama çok az insan bu sevgiyi verebiliyor. Sanki safir bir elmas gibi. Ona sahip olanlar ömür boyu mutlu yaşıyor.
Sayfa 111 - Yediveren yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi Yayınları
Sevdikleriniz konusunda hissettiğiniz kaygılar sizin o insanla ilgili gerçek bir sevgi ve derin bir özen hissettiğinizi gösterir.
"Gerçeği aramaktan kaçınarak sevgiyi kurtarmış olmayız. Bu, anne ve babalarımıza duyduğumuz sevgi için de geçerlidir. Bağışlama eğer geçmişte olanların üzerini örtüyorsa, bir yarar sağlamaz. Çünkü sevgi ve kendine ihanet bir arada var olamaz. Suçsuz insanlara yöneltilen nefret, yalandan, kendi geçmişimizdeki acının inkarından doğar. Nefret, kendine ihanete uzanan bağdır, çıkmaz sokaktır. Gerçek sevgi, gerçeğe katlanabilir." - Alice Miller
Sayfa 218 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Gerçek sevgi, gerçeğe katlanabilir
Gerçeği aramaktan kaçınarak sevgiyi kurtarmış olmayız. Bu, anne ve babalarımıza duyduğumuz sevgi için de geçerlidir. Bağışlama eğer geçmişte olanların üzerini örtüyorsa, bir yarar sağlamaz. Çünkü sevgi ve kendine ihanet bir arada var olamaz. Suçsuz insanlara yöneltilen nefret, yalandan, kendi geçmişimizdeki acının inkârından doğar. Nefret, kendine ihanete uzanan bağdır, çıkmaz sokaktır. Gerçek sevgi, gerçeğe katlanabilir."
Sayfa 218 - İthâki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gerçek sevgi, sizi sayar ve değer verir. Kucaklar ve yürek­lendirir. Size kendinizi güvende ve siz olduğunuz için kıy­metli hissettirir. Anneniz size bu türden bir sevgi verememiş olabilir, ancak etrafınızdaki insanlar da size bunu tattırabi­lirler. Bu duyguyla bağlantı kurmak için, hayatınızda birinin size kendinizi değerli hissettirdiği zamanlara geri dönebilir­siniz. Gözlerinizi kapayıp o anıya dönmek, o duyguyu yeni­den canlandırabilir. Bu duyguyu, sizi hızla gerçek sevginin gücüyle bağlantılandıran bir görselleştirme çalışması olan iyi Anne Alıştırması'yla büyütebilirsiniz.
"Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır." Yeni Ahit "Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup"
ABDTi psikanaliz uzmanı ve Frieda Fromm-Reich- mann'ın çalışma arkadaşı Leslie Färber, Die Wege des Willens (1966) adlı kitabında, klinikte yatan şizofren bir hastayla terapistinin saptırılmış özerklik eğilimini yan­ sıtan karşılaşmasını anlatmaktadır. Aynı zamanda bu tür hastaların nasıl bizi toplumsal gerçekliğin aksaklığı hakkında
Sevgi verilmeden bir laboratuvarda büyütülen maymunlar bile gerçek bir anne olamayıp, kedere kapılıyor, kendilerini ölüme terk etmiyorlar mı?
Reklam
"İşte,bu yüzden adı anne ya da baba olan herkes gerçek bir ebeveyn olmuyor.Sevgi hissetmedikleri,merhamet göstermeyecekleri bebekleri dünyaya getirip onları yalnız bırakıyorlar.Sonra o çocuk büyüyor,neye dönüşüyor dersiniz?Birini nasıl seveceğini bilemeyen,ona zarar vermeden nasıl yaklaşacağındsn bihaber insanlara!Hatta karşıdaki insanın kendisini sevmediğini duyunca deliye dönüyor,küçükken yaşadığı o sevgisizlik hatıralarını yokluyor,çıldırıyor,çevresine zarar vermeye başlıyor.Bu,kısır bir döngüdür.Sevgisizlik şiddeti doğurur ve şiddet,önüne geçilmediği sürece etrafındakileri yakarak büyüyen bir cehennem ateşine dönüşür."
Sartre, sevmenin, kendini sevdirme projesi olduğunu söyler. Sevgi, karşımızdaki kişi bizi sevmediğinde de bundan etkilenmeden kalıyorsa, değişmiyor, azalmıyorsa o zaman gerçek sevgidir. Fakat anne-babalar çocuklarından sevgi beklerler.
... nefret ve öfke hep gizli kalıyor, bastırılıyor. Artık psikolojide kesin olarak bilinen bir şey varsa o da bas­tırılan bir duygunun, karşıt bir davranışla telafi edildiğidir. Hiç hoşlanmadığınız bir insana karşı aşırı nazik davrandığı­nızı zaman zaman siz de fark edersiniz. Eğer endişeden uzak biriyseniz, bunu kendinize itiraf edebilir hatta Aziz Paul'un vecizesini sık sık tekrarlayabilirsiniz: "Düşmanıma iyi davra­nıyorsam, başının üzerinde ateş topları biriktirmek içindir." Ama biraz daha güvensizseniz, kendinizi bu insanı sevdiği­nize şartlandırmaya çabalarsınız. Baskıcı anne ya da babasın­dan nefret eden çocuklar nefretlerini gizleyebilmek için ebe­veynlerine anormal sevgi gösterilerinde bulunurlar. Ringde yumruklaşırken birbirlerine kenetli kalan boksörler misali, düşmanlarına sarılırlar. Gerçek hayatta, nefret ve öfke bu biçimde açığa çıkmaz; nefret ya başka insanlara kaydırılır ya da birey kendinden nefret etmeye başlar.
Bir sorun da anne ve babanın çocukları için yaptıklarını söyleyerek onları baskı altına alma gayretleri. Çocuklarına çok emek verdiklerini, çok masraf ettiklerini, iyi bir yere gelmesini istediklerini anne-baba tekrar tekrar söylemeye başlayınca bu sözler ilgi ve sevgi ifadesi olmaktan çıkıyor, çocuk üzerinde yoğun bir baskı oluşturabiliyor. "Dershane dedin, gönderdik. Özel ders dedin, aldırdık. Cep telefonu dedin, verdik. Yediğin önünde yemediğin ardında!" Dediklerinde çocuklar verilenin başlarına kakıldığını hissediyorlar. Çocuk, kendisinin, kendisi olduğu için sevilmesini ister. Anne-babalar çocukla, onu bir birey olarak kabul ettikleri çıkarsız bir ilişki kurmalıdır; sağlıklı olanı budur. Bu ilişkiye "gerçek sevgi ilişkisi" adını veririz.
Sayfa 104Kitabı okudu
İki çeşit sevgi vardır... C. S. Lewis sevgiyi ikiye ayırmıştır: "İhtiyaçtan sevgi" ve "armağan sevgi." Abraham Maslow da sevgiyi bu şekilde ikiye ayırmıştır. Birinciye "yoksunluktan sevgi" ve ikinciye "varlıktan sevgi" der. Ayrım önemli ve anlaşılmalıdır. İhtiyaçtan sevgi veya yoksunluktan sevgi diğerine
Sayfa 31 - Ganj YayıneviKitabı okuyor
726 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.