Şamil, saldırmayı bildiği gibi geri çekilmeyi de biliyor ve kendine güvenini kaybetmiyordu. Geri çekilme emri vermesi, aşiretlerin gözündeki itibarına gölge düşürmüyordu. Savaşta böyle inişli çıkışlı durumlar olurdu. Rusların safına geçip sonra yeniden Şamil'e katılan aşiret mensuplarına, dönek gözüyle bakılmazdı. Böyle birçok durumda
Hangisi daha zor acaba!!
Gitmek mi zor, kalmak mı zor. Belki de en zoru bunca zaman ikisi arasında olmaktı; birbirinden bir diğerine çarparak perişan olmak...
Sayfa 171Kitabı okudu
Yüzüne demir atmış hüzün meçhul bir zamanın kalıntılarının toplamı gibiydi. Arafta durur gibi. Gitmek ile kalmak arasında bir yerde. Cennet ile cehennem... Bir bilet gerekliydi şimdi gitmek için. Daha önce tüm gitmelerin durduğu yerden bir sonrasına gitmek için. Bir söz olabilirdi bu bilet. Bir yarın... Ya da bir bavul... İçine tüm hayatını koyabilecek bir bavul...
Sayfa 17
Gitmek mi zor, kalmak mı zor ? Belki de en zoru, bunca zaman ikisi arasında olmaktı, birinden bir diğerine çarparak perişan olmaktı.
Gitmek ve kalmak arasında bir çizgidesin. Belki de sana dair gerçek acı budur.
Öyleyse, çektiğimiz bunca çilenin anlamı ne? Vahşileşmek için mi yüksek tahsil yapıyoruz? Olgunlaşması gereken ruhlarımız niçin birbirlerini yiyorlar? Topluca tekamül edecek yerde, birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar? Onları bu hale kim getirdi? Hangi mikrop el uzandı ruhların dünyasına? Hangi canavarın dişleri takıldı yüreklerimize? Kimin dünyası bu? Sürgün edilenlerin mi, sürenlerin mi? Doğuştan temiz olan insan ruhunu kim kirletti?..
Sorular, hep sorular... Cevapsız kalan, beynini tırmalayan sorular. Delirmek, Bakırköy Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi'ne gitmek geçiyordu içinden. Ölene kadar orada kalmak, kendilerini akıllı sanan delilerin arasında itilip kakılmaktansa, hakiki delilerle yaşamak istiyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Gitmek ile kalmak arasında sıkışıp kalan bir hüzün ile...
Sayfa 45 - Kapı Yayınları 23. Baskı Nisan 2020Kitabı okudu
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun.
_Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur.
_Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç?
_20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun.
_Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
Bırak, bırak tüm bunları diyecektim. Kimin konuştuğunun ne önemi var, biri kimin konuştuğunun ne önemi var dedi. Biri kalkıp gidecek, giden ben olacağım, ben olmayacağım o, ben burada olacağım, buradan uzaktayım diyeceğim, ben olmayacağım o, hiçbir şey söylemeyeceğim, bir öykü anlatılacak, biri bir öykü anlatmaya çabalayacak. Evet, yadsımıyorum
Gitmek ile kalmak arasında sıkışıp kalan bir hüzün ile…
Gitmek ve kalmak arasında sıkışmış gibiydi...
Gitmek ile kalmak arasında sıkışıp kalan bir hüzün ile...
Kurtlar arasında gitmek ve kalmak ile ilgili böyle bölünmüş duygu lar yoktur, çünkü onlar döngüsel bir şekilde çalışır, yavrular ve avare avare gezerler.
Sanki bir soru: Yangınlar mı, gül bahçesi mi?
Gitmek mi, kalmak mı? Ölüm mü, hayat mı?
Bilinci var ve yok arasında bir noktada uyanmakla uyanmamayı tartıyordu.
Ruhuyla bedeni arasında bir mücadele ...
Düşünmek istiyor ama düşünemiyor, aklındakiler bir sonar cihazının ses dalgaları gibi helezonik zonklamalar halinde yakınlaşıp uzaklaşıyordu.
