Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yorulurum diye okula gitmemek mi? İyiymiş ya! Ben niye akıl edemedim bunu? Doğru yaaa! Canım çıkıyordu benim her gün okulda. Kreşi ve anaokulunu da sayarsak yıllardır okula gidiyor­dum. Okulun ne zaman biteceği de belli değildi. Yoruluyordum. Eve yorgun argın geliyordum. Ama 'Yoruldum ben okuldan, artık gitmeyeyim.' demek aklıma gelmemişti.
Ölüm bir son değil… Ölüm bir başlangıç… Mesele mahcup gitmemek bu âlemden, O’na mahcup düşmemek…
Reklam
Gayet Mantıklı
Bu gün işe gitmemek için geçerli bir sebebim var, dedim kendi kendime, işsizim çünkü.
Türk Kara Ordusunun Kuruluşu-Sağlık Durumu-Kayıp "Türk Tarihi" Hakkında Ağustos ayı içinde Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor romanlarının onuncu baskısı yapılır. Bozkurtlar adıyla iki kitabın bir arada yayımlandığı ikinci baskı. Son baskıda renkli resimler de var (Hacaloğlu 2013: 315, 321). 26 Ağustos 1974'te Türk Kara
“Gitmemek de bir karardır ve bedeli her zaman kayıp olur.”
Sayfa 138Kitabı okudu
Ruhuma doğan güneşimsin!
Karanlıkta kaldığımda ruhum üşüyor, Isınmak için sevgine sığınıyorum. Hep orada kalmak, Hiç gitmemek istiyorum. Gittiğim yolların hepsi sana çıkıyor, Pusulam hep seni gösteriyor. Gözlerim hep seni görmek istiyor, Aşkınla bir olmak, Atan tek kalp olmak istiyorum. Çünkü sen, ruhuma doğan güneşimsin. F.A.
Reklam
Ölüm bir son değil evlatlarım. Ölüm bir başlangıç... Mesele mahcup gitmemek bu âlemden, O'na mahcup düşmemek...
Boşlukta yitip gitmemek için sığınabileceği tek yer....
"Sen kötü kimselerin öldükten sonra nereye gideceğini bilir misin?" Ben hemen bilinen karşılığı yapıştırdım: "Cehenneme giderler." "Ya, cehennem nedir? Bunu biliyor musun?" "içinde ateşler yanan bir uçurum." "Bu uçurumun içine düşüp sonsuza dek yanmak ister misin?" "İstemem, efendim." "Öyleyse cehenneme gitmemek için ne yapman gerekir?" Bir an düşündüm. Yazık ki sonunda verdiğim karşılık beğenilmedi: Hep sağlıklı olup ölmemem gerekir. "
Sayfa 47 - CanKitabı okuyor
Reklam
Ama bu ülkede, dünyanın bu bölgesinde başka bir şeyler var. Sanki bir yoldaymışız gibi geliyor ve ne zaman bir adım atsam az önce ayağımın bulunduğu yer dağılıp toz haline geliyor. Hatta bazen yol da ayaklarımın altında çökmeye başlıyor ve göçükle birlikte sürüklenip gitmemek için adımlarımı hızlandırmak sorunda kalıyorum.
Sahicilik hâli aslında, sözü ortama göre eğip bükmemek, kendin olma cesaretini gösterebilmek, kalabalığın sürüklediği yere doğru akıp gitmemek, tek başına, kendi yörüngemizde kendimiz dönebilmek, hayallerimize ve değerlerimize sahip çıkmak ve bir içsel bütünlüğe ulaşmak demek. Yığıtlik, insanın kendi hakikatine sadık olmasında, dürüstlük ve şeffaflık gösterebilmesinde saklı. Bizi aşan büyük bir ülkünün peşinde miyiz, yoksa kendi benliğimizin peşinde mi? Acaba düşmanlığımız ve dostluğumuz sadece kendi nefsimiz için mi? Dünyayı hakkını vererek yaşayacağımız bir yer olarak mı görüyoruz, yoksa performans sergileyeceğimiz bir tiyatro sahnesi olarak mı? Bazı insanlar sadece oynuyorlar, duruma göre şekil alıyorlar. Hayatlarının bir tutarlılığı ve bütünlüğü yok. Bütün yorgunluğumuz, kendi içimize giden yolu yürüyememekten kaynaklanıyor. Oyuncu benliklerimizin sahici benliklerimizi gizlememesi lazım. İşte şahsiyetli olmak, iç bütünlüğe ve tutarlılık duygusuna sahip olmakla alakalı gibi geliyor bana
Zaten gitmek yada gitmemek arasında bir fark yok benim için.
Sayfa 10 - Dorlion yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.