Bu inceleme yer yer SPOILER içerebilir arkadaşlar. Bilginiz olsun...
Bir gün Fransız Şair Louis Aragon kuyuya bir taş atmış ve demiş ki; 'Cemile, dünyanın en güzel aşk hikayesidir.' O taş şimdilik kuyunun dibinde kalsın bir süre... O esnada ben size kısaca başka bir hikayeden bahsedeyim...
Ben askerliğimi 2007 yılında kısa dönem olarak yaptım.
Lise yıllarım, abimin beni yönlendirdiği kitapları okumakla geçti.
Aziz Nesin de onlardan biridir. (Diğeri de yine çok değerli bir yazar. Onu başka bir incelemede anlatmak isterim.) Aziz Nesin'in kitaplarını kahkahalarla okurdum. Ama nereden bilirdim ki lisede beni güldüren adam, üniversitede ağlatacak. Evet ben Aziz Nesin diyince hep güldüm, ta ki
"Sana gelmek istiyorum. Öyle bir geliş olsun ki gitmek anca ölümle olsun. Sana gelmek istiyorum. Elimi yüreğine koyup kalp atışlarını dinlemek istiyorum. Gözlerine bakıp kendimi görmek istiyorum. Nefesimi kesen o sesini duymak, kirpiklerine kadar ezberlemek istiyorum. Sana gelmek istiyorum. Hiç gitmemek için.."
Beyaz Zambaklar Ülkesinde’yi incelemek, daha doğrusu ele almak istiyorum. Biliyorum, belki birçoğunuzun aklından, burada da herkes hep aynı yazarların eserlerini okuyor düşüncesi geçiyor
Sadık Hidayet etkinliğine ismimi yazdırdığımda kafamda beliren ilk düşünce 'Nasıl olsa Kör Baykuş'u okudum, bu vesileyle başka bir eserini daha okurum' şeklindeydi. Ancak daha sonra Kör Baykuş'un tek bir okumayla rafa
Lirik bir inceleme olsun bari. Şahsen benim ihtiyacım varmış.
Musil’in Niteliksiz Adam’ını okuyorum bu aralar. Nasıl bir zorlanma, anlatamam. Ama okuyacağım. Çünkü ben Musil’i çok seviyorum. Darlandım ya, nefes almak için araya Mustafa Kutlu’yu soktum. Onun Uzun hikaye’sini. Ah ne iyi etmişim. Bu bir masal ki! Ne kadar da bir masala ihtiyacım
Hiç ders çalışmamak veya işe gitmemek ister miydiniz?
O halde size bir müjdem var... YouTube'daki yeni videomda bahsettiğim bu kitapları okursanız ve onların içindeki roman kahramanları gibi yaşamaya başlarsanız gerçekten de artık hiç çalışmama ihtimaliniz var:
youtu.be/b7vPSs9d6fY
Efsaneye göre İkarus, Atinalı bir mimar ve sanatçı olan babası Daedalus ile birlikte kapatıldıkları labirentten, labirenti ziyaret eden kuşların kanatlarından düşen tüylerden ve balmumundan elde ettikleri mekanik bir çift kanatla kurtulma çabasına girerler.Daedalus mesleği olan mimarlıkta nasıl mahirse, insanoğlunun yaratılışından doğan zaaflarına
Çıldırdım, delirdim, aklımı kaybettim, kendimden geçtim; ve bunların hepsi kitabı okuduktan sonra değil, Semerkant hakkındaki incelemeleri okuduktan sonra oldu. Arkadaşlar nerden başlayayım bilmiyorum, rastgele herhangi bir incelemede yazılan sözleri paylaşayım buraya:
"Amin Maalouf'ta bir sorun var, adam gerçekten çok şey veriyor ve
Şahsiyet halisane varoluştur.
Sözü ortama göre eğip bükmemek
Kendi olabilme cesaretini gösterebilmek
Kalabalığın sürüklediği yere gitmemek.
Hayallerine ve değerlerine sadık olmak.
İç bütünlük dürüstlük, şeffaflık, Bezm-i eleste verdiği söze sahip çıkmaktır
"Bağımsızlığımızı kazanıncaya kadar bütün ulusla birlikte, özveriyle çalışacağıma kutsal saydığım şeyler adına yemin ettim. Artık benim için Anadolu'dan hiçbir yere gitmemek kararı kesindir."