Ahmet Hamdi Tanpınar olarak seçtim. Tanpınar'ın muhteşem bir kalemi vardır, Türk edebiyatında çıtayı çok üste taşımış bir yazar bence. Her romanını hâlâ yeterince anladığımı düşünmüyorum. Bazılarını ikinci kez okumak bile yetmiyor gibi hissediyorum. Fakat anladığım kadarıyla aktaracağım.
Tanpınar'ın anlatımında en özgün ve belirgin yön, romanının olaylarını ve kişilerini bir bağlantı ağı çerçevesinde aktarması; kişileri çevreleriyle, diğer insanlarla olan ilişkileriyle, kendi soy tarihiyle ve mizaç özellikleriyle betimlemesidir. Bu yönüyle Tanpınar; okurda sanki üç boyutlu bir nesneye birçok yanından döne döne bakıyormuş hissi uyandırır. O karakterlerin gerçekliğine sonuna kadar inandırır. Ve bu yönü okurunu edebiyata doyuran, uzun ve hoş betimlemeler yapmasına da imkân sağlar, romanları bu nedenle etkileyicidir. Öte yandan bu yön, bazı romanlarında bütünlüğü zedeleyen parçaların ve detayların eklenmesine sebebiyet verebilir. Mesela romandaki akış kollarını yürüten ana karakterlerin dışındaki karakterlerin hikâyesine, onların yaşadıklarıyla ilgili detaylara yer verilmesi okurun zaman zaman hikâyeden kopmasına neden olabilir. Ben bu duruma en çok
Sahnenin Dışındakiler'de rastladım. Bu romanların kurgusu da dağınıktı bence. Elbette Tanpınar, anlatış biçimiyle Tanpınar'dır. Detaylara yer verişiyle özgün ve güzeldir. Ancak bu, verdiği her detayın romanlarını etkileyici kılacağı anlamına gelmez. Ara ara sıkar da okuru. Anlatımında çok az boşluk bırakır, okuru karakterlerin hayatına boğar.
TANPINAR'IN DİLİ:
Tanpınar, belki de Türk edebiyatında en süslü, betimlemeli, sanatlı üslubu olan; fakat aynı zamanda büyük meseleler üzerine derin düşünmüş ve düşüncelerini çok iyi aktaran, bu yüzden de edebiyatı en güçlü yazarlardan biridir bence. Dilinin ağır olması dolayısıyla hem 18 yaş ve altına (bence teorik meselelerin ve dilin iyi anlaşılması için zihin belli bir olgunluğa erişmiş olmalı) hem de okurluğunu bir düzeyde ilerletmemiş okurlara kesinlikle tavsiye etmem. Verimli okumalar olmayacaktır, büyük ihtimalle de sıkılacaksınızdır. Tanpınar'ı okumaya başlamak bence kesinlikle bir miktar okuma geçmişi gerektiriyor. Hatta Tanpınar'dan önce ne kadar okuma yaparsanız onun romanlarını anlamaya, karakterler aracılığıyla aktarılan düşüncelerine kafa yormaya ve betimlemelerini sözcüklerin içinde yüzer gibi zevkle okumaya o kadar hazır olursunuz diye düşünüyorum. Bunu asla Tanpınar'ı erteleyin anlamında söylemiyorum. Ama biraz olsun sıkı bir okuma rutini oluşturduktan sonra başlamanız bence çok önemli. Sıkı okur olmanıza rağmen bile Tanpınar'ın eserleri bir kerede yalanıp yutulacak cinsten olmayabilir. İkinci okumalar muhtemelen alacağınız edebî zevkin dozunu da artırır (özellikle de
Huzur uzun bir aralıkla tekrar okunmalı diye düşünüyorum). Bu aşamaya gelince de Tanpınar, çileyle, zar zor okunan bir yazar değil, kitapları da hızlıca okuyup bitirilmek istenen kitaplar değil, tat almak için ağır ağır, sindire sindire, mutlulukla okuduğunuz romanlara dönüşür.
Tanpınar'ın dilinde Osmanlı Türkçesi kullanımı kısmen yoğundur. Bu Arapça ve Farsça kelimelere aşinalık okurken akıcılığın sağlanması bakımından önemli. Yazarın en sık kullandığı Osmanlı Türkçesi kelimeleri anlamlarıyla buraya listeliyorum:
Behemehâl: Kesinlikle, ne olursa olsun
Mamafih: Bununla birlikte
Lalettayin: Gelişigüzel, sıradan
Mütemadiyen: Sürekli
Haddizatında: Aslında, doğrusu
Vâkıa: Gerçekten, gerçi
Kabil: Mümkün, olanaklı
Halita: Karışım
Meyus: Üzgün, karamsar
Namütenahi: Sonsuz
Binaenaleyh: Bundan dolayı, dolayısıyla
Hülâsa: Kısacası
Bilhassa: Özellikle
Muayyen: Belli, belirli
Dâüssıla: Yurt özlemi
Bermutat: Her zaman olduğu üzere, alışıldığınca
Bonus kelime -> İyi saatte olsunlar: Cinler, periler
Tüm bu hazırlıklara rağmen, Tanpınar'ın dilinden hoşlanmayan okurlar olacaktır. Bunun sebebi büyük ihtimalle okuma tarzınızın farklı olması. Tanpınar merak unsuruna öncelik vermez. Her ne kadar anlattıklarını olaylar çerçevesinde ele alsa da merak unsuru ve akıcılık diğer yazarlarınkine göre azdır. Birçok meseleyi birçok koldan ve betimlemelerle donatarak anlatabilir. Özellikle betimlemelerden hiç hoşlanmayan okurlar için Tanpınar doğru bir seçim değil. Ancak gün gelir de edebiyatın sade, dümdüz cümlelerden ve heyecan dolu olaylardan ibaret olmayacağını anlarsanız işte o zaman Tanpınar'ı okuyun. Betimlemenin hiçbir türünden hoşlanmayan bir okurun edebiyatın gerçek lezzetini göz ardı ettiğini düşünmeden edemiyorum. Oysa olayların ardında başka başka gerçekliklerin ortaya konduğu, anlatım biçimlerinin çeşitlendiği nice sanatlı, hoş dünyalar vardır. Bu tarz romanlarda okurun zihninde romanın sonunda ne olacağını tahmin etmek değil romanda ne olup bittiğine odaklanıp sürecin tadını çıkarmak olmalıdır. Bunun için de Tanpınar okumaktan keyif almayanların edebiyata bakış açılarının değişmesi gerekir.
TANPINAR'IN MESELELERİ:
Tanpınar romanlarının başlıca motifleri zaman, rüya, tarih, geçmiş yaşam tarzı, çalışmak, ahlâk ve akıl olarak sıralanabilir. İyi insanı her romanında çalışkanlıkla, geçmişine bağlılıkla ve ileri görüşlülükle, akılcılıkla ve ahlâklılıkla bağdaştırır. Romanlarındaki diğer karakterlere nazaran bilge karakterler üzerinden bize bu iyi insanı gösterir. Nihilizme ve sefalete karşı dimdik ayakta duran ve yaşamanın amacını; kaderini şekillendirmek, çalışmak ve hayatına anlam katmak olarak gören, gayeli karakterlerdir bunlar. Dinî ve ahlakî inançları vardır çünkü.
Tanpınar'ın karakterlerinin çevresini kişisel tarihleri bürümüştür. O onun oğludur, şu bilmem kimin gelinidir. Bununla kalmaz. Tanpınar, titiz ve detaycı bir ressam gibi karakterlerinin büyüklü küçüklü özelliklerini betimler. Mizaçlarından alışkanlıklarına, ruh hallerine, düşünüşlerine kadar renklendirir karakterlerini. Şu kişi babasından şöyle huylar almıştır, zamanında mahallede onunla ilgili şöyle bir olay olmuştur; cinsinden cümlelerle bir girer o hikâyeye, nerede bittiğini unutursunuz. Gerçekliğini zihninize kaskatı oturtur. Sanki karakterlerinin tüm hikâyesini sorsak bir yere yazmış, zaten hazırmış da abartmamak için içinden hatrı sayılır bir miktarını okurlarına sunuyormuş gibi bol kepçeden, oldukça gerçekçi biçimde ve hayranlık uyandırıcı ölçüde tasvir yeteneğini sergiler. O adam ya da o kadın vardır. Eti kemiğiyle karşınızda durmaz ama yaşamıştır tarihte sanki. Karakterlerinin zihinlerini de bir o kadar ustaca ele alır. Hayat görüşlerini de ya yazarın anlatımıyla ya da diyaloglar aracılığıyla çok net görürsünüz.
Tanpınar Türk toplumundaki din anlayışına uygun, efsanevî inanışları da sergiler. Mistisizm ve büyülü bir hava da romanlarına sirayet eder. Bununla birlikte siyaset ve tarihe olan ilgisi göze çarpar. Osmanlı Dönemi'nden bir kitap okuyormuşsunuz gibi hissettirir. Mollalar, hacılar, şeyhler, dini kişilikler gırladır. Tarihten bazı kişiler, olaylar, mekânlar ya da nesneler bir Tanpınar romanına gelip rahatlıkla yerleşebilir. Karakterlerin betimlemeleri kadar mekân betimlemeleri de çok hoştur yazarın. Mesela özellikle
Huzur romanında İstanbul'u bir betimleyişi vardır... Muazzam.
ROMAN KONULARI:
Kısaca romanlarının konularından bahsedeyim:
Huzur: Aşk, İstanbul, müzik, dini inanç ve nihilizmin çatışması üzerine muhteşem bir Tanpınar romanıdır.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü: Zaman mefhumu ve saatlerle ilgili bir iş tasarlanan, idealizm ve pesimizmin çarpıştığı en özgün Tanpınar romanı.
Mahur Beste: Zoraki bir evlilik sürecini konu alan, yarım kalmış bir roman.
Aydaki Kadın: Tanpınar'ın tamamlayamadığı, Batılılaşmayla halkın yozlaşmış yaşamını gözler önüne seren bir roman.
NEHİR ÜÇLEMESİ:
Tanpınar'ın üçleme romanları için en bilindik sıralamaya yer vereyim. Önce
Sahnenin Dışındakiler. Bu romanların ele aldığı yıllara göre bu üç eser için bu tarz bir okuma sıralaması belirlenmiştir. Aslında bu üç romandaki karakterlerin isimleri de birbirinde geçer fakat oldukça arka plandadır. Tanpınar'ın karakterlerine romanları arasında gönderme yapması kendisinin tek ve bütün bir kurgusal dünya yarattığına işaret ediyor sadece. Bu da ona has, gülümsetici bir detay. Bunun dışında her romanının ayrı bir kurgusu vardır, yani herhangi birini okusanız da o romanın bütünlüğüne dair bir eksiklik kalmaz. Ben illa ki bu sıralamaya uygun okunması gerektiğini düşünmüyorum. Ana karakterler ve olaylar birbirinden farklı çünkü. Ama bu sıralamada okumayı düşünebilirsiniz.
OKUMA SIRALAMASI ÖNERİSİ:
Yaz Yağmuru'nu da olmak üzere tüm hikâyelerini ve kitaplaşmamış olanları da kapsıyor)
*Tanpınar'ın sadece en önemli üç eserini okumak isteyenler için şahsî görüşüm bu üç kitabı art arda okumanız olacaktır.
TANPINAR KİTAP İNCELEMELERİM:
Saatleri Ayarlama Enstitüsü: #241382983
Suat'ın Mektubu: #224179937
Bütün Şiirleri: #228409865
Beş Şehir: #222729013
Mahur Beste: #202812191
Sahnenin Dışındakiler: #211264231
Hikâyeler: #220188245
Aydaki Kadın: #235041365
*Huzur'u üçüncü kez okuyup üzerine detaylı bir inceleme yapmak istiyorum. Umarım buna imkânım olur :)
Tanpınar, edebiyat dünyasının en iyi isimlerinden biri. Umarım daha çok kişi onu okur, anlar ve sever.
Gerçekten gösterdiğiniz özen binlerce beğeni alan çoğu kişiden daha fazla ve okumaya değer. Çok tebrik ediyorum ve gayet de yerinde ve okuyucusu yönlendirici bir tanıtım yapmışsınız:)