"Dervişlik hırkası dedi, sadece bir elbise değildir; örten ve gizleyendir. Tatları, kokuları çeşit çeşit meyveler nasıl ki kabuğu tozdan kirden korursa bu hırka da seni öyle korusun," dedi.
Sayfa 16 - Temmuz 2020
Bu dünyada en büyük şirret kim ise o kazanır...
Sayfa 192
"Hey mübarek, o asude zamanı nerede buldun da gönül telimizi titreten mısralar döktün kağıda?"
__
İstemem / Fatih Sultan Mehmet Han'ın kaleminden
Sen kokmayan gülü neyleyim,
Neyleyim sensiz baharı?
Sen doğmayan günü neyleyim,
Neyleyim sensiz ben dünyayı?
Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem,meltemi istemem.
Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın,
Senden gayrı başka bir aşkla kül olursa kalbim,
Bu kalbi istemem, ateşi istemem, koru istemem.
Sayfa 32
Bu temeli çürük dünyaya gönül verme, sonra felek ensenden yüzlerce sopa vurur. Kainat sopasını erce kır ki, sana Cennet yolu açılsın..
“Lâkin gönül bu; akılla bir gitmez,"
Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Mektup
Size Viyana’dan yazıyorum. Nasıl olduğunuzu bilmiyorum. Ben yaşamımı gezerek kazanıyorum. Acı bir yürekle pek çok güzel şey gördüm. Burada güzellik yerini uygarlığa bırakmış. Ama dinlendirici. Kiliseleri ya da antik yerleri gezmiyorum. Ring üzerinde dolaşıyorum. Tiyatroların, görkemli sarayların üzerine akşam inince, taş atların, gurubun kızıllığına doğru körlemesine atılımı, yüreğime acı ve mutluluk karışımı garip bir duygu dolduruyor. Sabah rafadan yumurtalarla taze krema yiyorum. Geç kalkıyorum, otelde gönül okşayıcı davranışlarla karşılanıyorum, metrdotellerin dillerine bayılıyor, iyi yiyeceklerle tıka basa doyuyorum (ille de o taze krema). Görmeye değer şeyler ve güzel kadınlar var. Yalnızca gerçek bir güneş eksik.
Ne yapıyorsunuz? Hiçbir şeyin hiçbir yerde alıkoymadığı ve size bağlı kalan bu mutsuz adama kendinizden ve güneşten söz edin.
Patrice Mersault
Sayfa 63Kitabı okudu
"Konuşsana ey molla nedir aşk?"
Ben yine sustum, süküt ettim. Zira düşündüm ki gönlünü kırmamak gerektir hiçbir canlının. Gönül kırmak Kabe duvarı yıkmaktan fenadır dedim kendi kendime. Lakin gafil adam ısrarla tekrar sual etti de dayanamadım cevap verdim;
"Nedir aşk?"
"Ben ol ki bilesin" dedim
"Senin bu aşk dediğin yalandır" dedi sonra. Tebessüm ettim.
"Yalanına çulumu verdim, sen bana gerçeğini getir canımı
veririm" dedim ve yürüdüm
"Aşktan korkmak yaşamdan korkmaktır ve yaşamdan korkan herkes dörtte üç ölmüş demektir",diye yazmıştı Bertrand Rusell.
Ama Bertrand Rusell'in evlilik ve gönül ilişkilerinin sayısı, yediği sıcak akşam yemeklerinin sayısından fazla olduğu için, belki de bu konuda onun sözüne güvenilmezdi."
Evren kırıntısı bu güzelim yıldızlar
Gelir giderler, dünyayı bezer dururlar;
Göklerin eteğinde, toprağın koynunda
Doğdukça doğacak daha neler neler var.
Bizi bizden alan şaraba gönül verdik;
Coşup taştık; yerden kopup göklere erdik.
Tenden bendenden soyunuverdik sonunda
Topraktan gelmiştik, yine toprağa girdik.
Sayfa 88 - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 22. baskı: Istanbul, Agustos 2017Kitabı okudu
Onun zaten bir kimseye yakınlık duyması, bağlanması mümkün müydü? Hırslı bir kadın, ki bir erkek şehvet için, bir erkek gönül eğlendirmek için, bir erkek de işkence etmek için gerekli ona. Hatta sanmam ki bu üçlemeyle de yetinsin!
Sayfa 49 - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 22. baskı: Istanbul, Agustos 2017Kitabı okudu
"Meher Baba, Guru Maharaj ji, İsa ve yakın zamanda yığınla takipçisi olan diğer kutsal adamların ortak bir numarası vardı. Hepsi de kesin bir bağlılık talep ediyordu. 'Beni tüm kalbinle, ruhunla, tüm gücünle sev ve emirlerimi kayıtsız şartsız yerine getir.' Ortak istekleri buydu. Tamam, harika. Birine böyle eksiksiz ve saf bir sevgi
Sayfa 289 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Kalb, ya’nî gönül birden fazla şeyi sevmez. Bu bir şeye olan sevgisi kesilmedikçe başka şeyi sevemez.
"Neler çeker bu gönül söylesem şikayet olur."
Sayfa 83 - DergahKitabı okudu
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
