Öncelikle söyleyeceklerim sadece kötülemek için değil, yazarın da kendisine eleştirel bir gözle bakmasını sağlayabilmek içindir.
Kitap yazarken 100 kitap okuyup bir kitap yazarsınız, yazarsa sadece film izleyerek ve oradaki klişeleri yazarak birşeyler yapmaya çalışmış. Kitap büyük bir emek olsa da edebi eser niteliği taşımıyor maalesef. Bu ne demek; bu tür kitaplarda adeta gece gördüğünüz bir rüyayı birisine anlatıyor gibi anlatamazsınız. Tasvirlerle, cümlelere dans ettirerek ve okuru şaşırtarak yazmanız gerekiyor. Varoşlardaki bir insanın günlük kurduğu cümlelerden fazlası yer almıyor. Bu kitap baştan sona tamamen klişelerle dolu ve hiçbir şeye şaşırmıyorsunuz. Olay örgüsü olarak harry potter ve son hava bükücü avatar karışımı birşey. Olayların birinci ağızdan anlatılması ise kahramanın olmadığı yerlerde neler döndüğünü anlatılamamasına neden oluyor. Bazı şeyler sırf yazılmak için yazılmış, yani bir insanın başını kaşıdığının tasviri için "elini kaldırdı başına doğru götürdü, sonra parmaklarını başında ileri geri hareket ettirdi.." gibi bir şey çok saçma değil mi? Benim sadece hızlı okumamı ilerletmek için gözden çıkarabileceğim bir kitaptı. Hani türk yazarlara destek olayım, bizden de bir Tolkien'ler Rowling'ler çıksın diye aldım ama daha 400 fırın ekmeklik iş var, umuyorum yazarın da o kadar hamuru vardır.
Haydut Devlet adlı kitabını okumuştum. Kitabın büyük kısmı altı çizilecek şekildeydi. Bu kitabı da Blum'u bildiğim için çıktığı zaman almıştım. Fırsat bugünlereymiş. İnternette kısa bir araştırma yaptığımda yazarın, 9 Aralık 2018 tarihinde 85 yaşında öldüğünü öğrendim. Toprağı
