Aynen, beceremediğimizden değil :)
Uykularımızdan uyanıp birbirimizi öptüğümüz geceleri unutalım mı? Sabahları günaydınlar dediğimizi, böylece günlerin aydınlandığını... Neşelenelim diye sağa sola bıraktığımız notları... İkimiz de kendi sorunlarımızla boğuşurken başımızı çevirip birbirimizi gördüğümüz anda sakinleştiğimiz zamanlar vardı mesela, bir tebessümle dünya umurumuzun dışında kalırdı. İştahım biraz açılsın diye gülen surat şekli verdiğin kahvaltılar hazırlardın bana. İştahın biraz kapansın diye tatsız tuzsuz yemekler yapardım ben, beceremediğimden değil yani, o konuyu netleştirelim yeri gelmişken.
Sayfa 125Kitabı okudu
Ön sözden, günaydınlar...
İnsanların öyle günleri, milletlerin öyle çağları var ki çözülmez düğümler birden çözgülüverir, kurulmaz yapılar kurulur, yüzyıllardır kapalı kalmış kapılar birden açılıverir. Bir de bakarsanız Ferhat dağı delmiş, Arkhimedes buldum diye bağırmış, Kristof Kolomb Amerika'yı bulmuş, Sinan Süleymaniye'yi yapıvermiş. Bir insanın dehasıyla, bir rastlantıyla, bir mucizeyle olacak işler değil bunlar eskilerin sandığı gibi.
Reklam
Günaymış :)
"Günaydın." Sildim. Öyle günaydın mı yazılır? Trip atar gibi. Nokta koymayayım. Ama nokta koymasam da bir garip olur? "Günaydınlar!" Yuh! Sil sil. Seda Sayan'ın program başlangıcı gibi oldu. O kadar uzun zamandır kimseye günaydın mesajı atmıyorum ki nasıl günaydın yazıldığını unuttum. "Günaymış :)" Bakın bu en ilginci işte. Sanki günün aydığını başkasından duymuşum da haberi olsun diye mesaj atıyormuşum gibi.
Günaydınlar
”Biri sizi en azından dinliyorsa, durum o kadar da kötü sayılmaz.”
Günaydınlar..:)
“Dağbaşında apansız karşıma çıkan bir pınarardı sanki gözlerin. Eğilip su içmek istiyordum kirpiklerinin arasından, içimde yaktığın ateşi söndürmek istiyordum. Ama o ateş gitgide büyüdü işte! Şimdi biraz da sen yan artık, benim yanacak yerim kalmadı.”
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
800 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.