Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gurbetçilik
Büyüdüğüm zaman senin için sadece bir hatıradan ibaret kalacağım. Şunu iyi belle: Yabancı demek, memleketini sırtında taşıyan adam demektir. Bu hal yurtsevenlerin hoşuna gitmez. Onun için yabancı, her yerde gereksiz adamdır. Ama daha beteri de var. Gurbette adam, bazen kendisini sevmiş olanların da hoşuna gitmemeye başlar, işin asıl acı tarafı da burasıdır...
Reklam
Gurbet zalimdir, zor zanaattır gurbetçilik...
Sayfa 219 - YKYKitabı okudu
Gurbetçilik Zor
Bu şarkı artık bir bismillah'dır Bayram için. Önce onu çalacak. Ardından ne gelirse gelsin. Bir Atakan Çelik gelsin mi? Bir Rıza Konyalı gelsin mi? Gelsin. Bedia Akartürk 'e ne buyrulur? Pekâla. Zeki Müren? Elbette. Hele banttaki "Gökyüzünde Yanlız Gezen Yıldızlara" a başladı mı, an Sivrihisar' daki benzin pompasının önünü, ağla. An polatlı'yı ağla. An başkentte sahapsız sapansız dolanıp durduklarını, ağla. An Zernek düzlüğünü, an Dicle kıyısını, an Almanya' nın hele o ilk yılını ve bütün akşamlarını, ağla.
368 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Zamir, Arapçada vicdan ve gerçek niyet anlamlarına gelmektedir. Rus dilinde ise barış anlamına gelir. Zamir'in annesi Zerre bir çocuk gelin ve evcilik oynaması gereken yaşlarda kendinden oldukça büyük biriyle kuma olarak zorla evlendiriliyor. Annesi 15 yaşında Türkiye'nin en yoksul sınır köyü olan Palaz'da Zamir'i dünyaya getiriyor. Doğumdan sonra da önce kocasını sonra imam ve muhtarı en son olarak da kendisini öldürüyor. Zamir' de şartları daha iyi olduğu bilinen sınırdaki mülteci kampına gizlice bırakılıyor ve hikayesi başlıyor. Türkiye Suriye sınırında kurulu El-Aman mülteci kampında bir patlama olur ve o patlama da altı günlük bir bebek ağır yaralanır. Yüzü tamamen parçalanıp, kalbi üç kez durur; işte o hayata tutunan bebeğin hikayesini okuyorsunuz. Her ne kadar kurgu olsa da Zamir' in o kampa geliş hikayesi, ailesi ve zaman ile bugüne kadar ki yaşayışı arasında hayata dair izler bulunması nedeniyle bazen acaba diyorsunuz.... Olayların akışı, kurgu, karakterler gerçekten çok güzeldi. Günümüz sorunları, ırkçılık, göçmenlik, gurbetçilik, vakıflar, politika, kadın ölümleri, yardım kuruluşları gibi bir sürü konuya da değiniliyor.Kurgusunu çok beğendim. Severek okuduğum bir eser oldu. Yazardan daha önce kitap okuyup sevdiyseniz bu eserini de okumanızı tavsiye ederim. Kitapla, sevgiyle kalın.
Zamir
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,575 okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
En sevdiğim yazarla nasıl tanıştım?
Liseye gittiğim dönemde öğrencilerin okuma oranını arttırmak için seçilen kitapların okutulması ve bu kitaplardan sınava tabi tutulması uygulamasını başlatmışlardı. Seçilen kitaplardan aklımda kalanlar İskender Pala 'Katre-i Matem', Elif Şafak 'Aşk' ve Sabahattin Ali 'Kürk Mantolu Madonna' idi. Kitap okumayı seven bir insan olsam da bana zorla kendi seçtikleri kitapları okumayı dayatmalarından gerçekten hiç hoşlanmamıştım o dönemde. Elif Şafak'ın kitabını zorla yarısına kadar okuyup bırakmış ve son olarak Sabahattin Ali'ye başlamaya karar vermiştim. Türk yazarlar arasında en sevdiklerimden biri haline gelmesi bu romanıyla olmuştur Sabahattin Ali'nin. Yüzeysel olarak bakıldığında aşk hikayesi olarak sınıflandırılabilecek roman, ancak belli bir okuma seviyesine ulaşmış kişilerce romanın alt katmanlarında barınan 'kimlik çatışması' ve o dönemlerde yaygın olarak görülen 'gurbetçilik' kavramlarına temas ettiği görülebilir. Rahmetli Sabahattin Ali romanının sosyal medyanın malzemesi haline geleceğini görseydi kitabını yayınlamayı mı yoksa yakmayı mı tercih ederdi diye düşünmüyor değil insan.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315bin okunma
Reklam
Günümüz dünyasında gurbet kavramı yok oldu. Almanya'daki Türk işçilerinin üç saatlik uçak yolculuğuyla istedikleri zaman Türkiye'ye gelebildikleri dünyada artık gurbetçilik de bitti demektir. Gurbetin bittiği yerde gurbet edebiyatı da, özlem edebiyatı da, dolayısıyla gezi edebiyatı da biter. Dünya o denli küçülüyor ki, birbirine en uzak yerler bile komşu kapısı oldu. Bu yakınlık, insanları birbirine daha da çok yabancılaştırdı öte yandan.
Aziz Nesin- Ön söz
136 syf.
7/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Arafat’ta Bir Çocuk 12 Mart Muhtırası’nın etkisi altında yazılan, birbirinden bağımsız sekiz hikayeden oluşuyor. Zülfü Livaneli 'öykü' denmesinden hoşlanmadığı için ben de hikaye diye bahsedeceğim. Hikayelerin ana konusunu sürgün, sınırlar, gurbetçilik, siyasi mültecilik oluşturuyor. Genellikle siyasi mülteci olarak Avrupa'ya giden Türklerin yaşadığı sıkıntılar anlatılmış. Karakterler yalnız, hayal kırıklığına uğramış, dışlanmış. Yani okurken sizi keyiflendirmeyecek hikayeler. Kitabın ismi önce “Araf’ta Bir Çocuk” olarak düşünülmüştür, araf kelime anlamı olarak cennet ile cehennem arasında bulunan yer olarak tanımlanır. Kitaptaki karakterlerin hikayeleri tam olarak da böyledir zaten. Fakat Zülfü Livaneli ile Yaşar Kemal‘in bir konuşmaları sırasında Yaşar Kemal, “Arafat’ta Bir Çocuk”u önerir, üzerine şu açıklamayı ekler: ”Halk ‘Kaldım arafatta’ der. Yanlış bile olsa güzeli budur.” Bu konuşmanın ardından kitap bugünkü ismini alır.
Arafat’ta Bir Çocuk
Arafat’ta Bir ÇocukZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 20217,9bin okunma
Köylülerin dedikleri, dönüp dönüp, aklına geliyor. Bildiğin gurbetçilik! Toprağın yohsa, ohuman yazman yohsa, bir lokma ekmeğin ardından gidilecek... Leylek temsili... Attila İlhan
Reklam
dépaysement:
Alışılmış ortamdan uzaklaşmak, gurbetçilik, yabancılık hissetmeye denir. 🌼
Ekmek davası ...
-- ..... bizimki bildiğin gurbetçilik! Toprağın yohsa, ohuman yazman yohsa, bir lokma ekmeğin ardından gidilecek...leylek temsili...
Sayfa 114Kitabı okudu
Çökelekten kale yaptıkları söylenir Kemahlıların. Öylesine kavruk, nasipsiz. Bir tekne tandır ekmeği yaparlar asarlar, sonra soğan, bildiğin yeşil soğan, gelsin çökelek-ayran. Bulgur aşı öğle-akşam. Dağlar çıplak, dereler susuz. Bir tarafından tutamamışlar dünyanın. Kara tiren yetişince Kemah boğazına, gurbetçilik yolu açılıvermiş, yazın köyde, kışın gurbette.
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.