Son derece güzel bir gerilim romanı.
Bir şahsın apartman boşluğunda bir güvercin görmesi üzerine neredeyse 30 yıllık rutininin bozulması ve sonrasında gelişen olayları anlatan,
Her ne kadar biraz kısa sürse de oldukça zevkli bir okuma deneyimi yaşatan.
Karakterlerin çok güzel ve detaylı bir şekilde anlatıldığı,
Güzel bir polisiye/gerilim romanı
GüvercinPatrick Süskind · Can Yayınları · 20182,098 okunma
Cemal Süreya'nın Güvercin Curnatası daha yeni bitti edebiyatımızda ve de yapıtlarıyla bende büyük bir iz bırakan bu adam ile karşılıklı konuştuk iki dost gibi ; hoş bir söyleyişi yaptık hiç bitsin istemedim adeta.
Hayko Bağdat, otobiyografik kitabı Salyangoz’da hikayeye en başından başlıyor: Yarı Rum, yarı Ermeni olarak dünyaya gelen bir çocuğun bu topraklardaki dünyasını çözümleyerek. Güvenlik çemberinden yapılma bir fanusta yaşayan, “azınlık” olmayı ve gizlenmeyi aynı kefeye koyan; Sadri Alışık yüzünden Ermeni, okulun kapısında duran Türk askere karşı Türk olamayan; güvercin avlayan çocukları sapanla vuran Hayko ile ilk tanışmamız bu!
Sabahtır
Alkışlar gecenin
Sıcak damları sükûn yapılarıyla
Aydınlatır bir ucundan
Kahvaltı sofrasında çay tasını
Düzgün uysal
Işıklı bir de ağız
Gizlice götürür hücreyi bütüne
Ve akla her gelen telgraf telinde
Öpüşür iki güvercin
İncelmiş ve yumuşamış gagalarıyla
Bu geçen mızrak
Kalın kararlı
Atanın değer biçilmez atıyla
Kuşkusuz yolunda gerek
Mızrak geçer ışığı
Geçer geceyi dolduran karanlığı da
"Ağaçları, kuşları adıyla bilmeyen bütün insanlara okkalı bir küfür savurdum içimden. Ağaç değil onun adı; zeytin, çınar, elma, kavak…Kuş değil onun adı; güvercin, serçe, karga, saka…
İnsan değil bizim adımız; yalancı, katil, ikiyüzlü, rezil…"
Samimi dostluk bir anda doğmaz; aşk ateşi her istediğin zaman gönülde yanmaz.
O yavaş yavaş gelişir: uzun bir sıkı içtenlik sonucu doğar; böylece sağlam temeller üzerine oturur.
Ne batmaya mahkum ne de eksilmeye! Onun sağlamlığı ve büyüyüp gelişmesi hiçbir şeyle durdurulamaz.
Fenerini önünde tutup kalbinin delicesine atmasını engellemeye çalışarak,mahzen mezarın kapısını içeri ışık girebilmesi için sonuna kadar açtı. Liviana'nın tabutu taştan raflara yerleştirilmiş büyükanne ve büyükbabalarının tabutlarının altında, zeminde duruyordu. Livi'nin bedeni melek ve güvercin oymalarıyla süslenmiş bir lahitin içindeydi. Biri ya sa birileri lahitin kapağını kaydırmıştı. Azıcık. Cass karanlıkta neler olduğunu görebilmek için fenerini hareket ettirdiği an.. içeriden devasa bir sıçan fırladı.
"Birbirimizde eriyoruz tümcelerle. Sisle çevriliyoruz. Hayali bir ülke yaratıyoruz."
"Güvercin havayı dövüyor tahtadan kanatlarıyla."
"Dünya bir bütün, ben dışındayım."
"Uykunun kara tüylerine batıyorum; kalın kanatları gözlerime çöküyor."
"Bu koca topluluk, çekip aldı benliğimi elimden.
Sen bir çocuksun, annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni
yırtılan ipek sesiyle;
Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak
zorundasın çölde yitirdiğin yolu; yeryüzü şenliğinin azımsanamaz
bir parçasıdır yaktığın ateş, kıvrıldığın dönemeç, açtığın şemsiye,
kucakladığın yaşlı ağaç; iyi bir çocuksun; tuhaf
Yazılarım içinde Zerdüşt’ün ayrı bir yeri vardır. Onunla, insanlığa şimdiye dek verilen en büyük armağanı sundum. Bin yılları aşan sesiyle Zerdüşt yazılmış en yüce kitap, gerçekten yüksekler kitabı olduğu gibi –insan denen olguyu uçurumlar boyu aşağısında bırakmıştır– hem de kitapların en derini, doğrunun en derin hazinesinden doğmuş olanıdır; bir tükenmez kuyudur, içine daldırılan kova ancak altın dolu, iyilik dolu olarak çıkar. Burada konuşan ne bir yalvaçtır, ne de din kurucusu denen o güç istemi ve hastalık kırmasıdır. Onun bilgeliğini anlarken acınacak bir yanılmaya düşmemek için, herşeyden önce bu sesi, ağzından çıkan bu durgun, mutlu sesi duymak gerekir!
“Fısıldanan sözlerdir fırtınayı getiren; güvercin ayaklarıyla gelen düşünceler yönetir dünyayı– ”
Son derece güzel bir tarihi roman. Adrian ve Orlando adında ikiz kardeş Tapınak Şövalyeleri vardır ve Adrian bir dükü Hasan Sabbah için öldürdükten sonra öldürülür. İşi aydınlatmak için Orlando'yu Adrian'ın yerine Alamuta gönderirler. Bu arada dükü kimin öldürttüğünü tespit etmek için de Benedict adlı bir şövalyeyi gönderirler. Orlando kendini ispatlar ve Dağın Yaşlısının en yakınlarından biri olur. Ancak işin içinde iş vardır ve hikaye beklenmedik bir şekilde sona erer. Mutlaka okunması gereken romanlardan biri.
Alamut'a DönüşErnst W. Heine · Yurt Kitap Yayın · 20021,763 okunma