Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yabancı ülkelerden getirtilen Bunalım Tanrılarının ülkemize bir oyunudur bu. Ülkede kötü günlerin habercisi rüzgârlar esiyordu. Aslında büyük dalgalanmaların başlangıcıydı bu. Ülkenin insanları daha insan olduklarını yeni anlıyorlardı. Millet olmanın heyecanından duydukları bir sarsıntıydı bu. Bu heyecanın içinde ithal malı bir bunalımın yeri yoktu. İşte ne yazık ülkenin aydınları, ülkenin göz bebekleri, binbir sıkıntıyla yetiştirilen, adam başına düşen yıllık gelirden oldukça yüksek pay alan okumuş takımı Ecnebi Bunalım Tanrısının büyüsüne kapıldı: Dünya Nimetlerinden usandığını haykırmaya başladı; dünya nimetlerini yaşamadan, onlardan usandığı kuruntusuna kapıldı. Meyhaneleri ithal malı bunalımlarıyla doldurdu. Daha biz doyasıya yaşamamıştık ki; büyük ve güzel şeylerin özlemini çekiyorduk henüz. Biz daha feraha çıkmamıştık ki, dünya nimetlerinden bıkalım, bunalımlar geçirelim.
DOKUZ - OĞUZ MENKIBESİ
Dokuz - Oğuzlar evvelce, Kumlançu adı verilen bir ülkede otururlarmış. Burada Tuğla ve Selenga adlı iki ırmak akarmış. Bir gece oradaki iki ağacın üstüne, gökten bir nus nütunu indi. Bu ağaçlardan biri sümü yani huş yahut kayın ağacı (bouleau), diğeri kasuk (yani Cihangüşâ’ya göre çamfıstığı, Mahmud-i Kâşgarî’ye göre fındık) ağacı idiler.
Reklam
"Bu ülkede canlı cansız her şey satılık Nevzat Bey. Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Doktorları, hâkimleri, savcıları, polisleri, yanlış anlamayın herkesi. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı..."
"Bu ülkede canlı cansız her şey satılık Nevzat Bey. Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Doktorları, hakimleri, savcıları, polisleri, yanlış anlamayın herkesi. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı... "
Bu ülkede canlı cansız her şey satılık Nevzat Bey. Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Doktorları, hakimleri, savcıları, polisleri, yanlış anlamayın herkesi. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı...''
Sayfa 246 - NazlıKitabı okudu
Du bakali n'olecak
Boğaziçi'nin Karadeniz'e yakın Anadolu yakasında, de. niz kıyısı üstünde bir çayevi... O çayevinin hemen bütün niz sterileri hep o semtin insanları olduklarından ve ora ya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar. Çoğu da ymeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak çoğunlukla geçim sıkıntısı, pahalılık, sürekli zamlar ve
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Bir zamanlar bu ülkede mutlu kişiler yaşamaktaydı. İnsanlar, çalışır, sevişir, gülüşür, yaşar, çoğalırlardı. Bir zaman sonra bu ülkenin insanları mutsuzluğa düştüler.
Sayfa 105Kitabı okudu
Osmanlı'nın yönetim şekli
Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti de bünyelerine almışlardı.
Ülkede canlı cansız her şey satılık Nevzat Bey. Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Doktorları, hâkimleri, savcıları, polisleri, yanlış anlamayın herkesi. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı...
"Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Doktorları, hâkimleri, savcıları, polisleri, yanlış anlamayın herkesi. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı..."
Sayfa 201 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı."
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Ve en güzel cümlelerle SON :))
Başkalarını görmezden gelerek, onların ıstıraplarını yok sayarak, daracık evlerine istinat duvarlarıyla saldırarak var olamayız. Eğlendiğimiz, yiyip içtiğimiz mekânlar, bindiğimiz arabalar, taktığımız mücevherler bizi soylu kılmaz. Soyluluk ötekini işitebilmekten yapılma bir mücevherdir. Soylular, kalplerini bir mücevher gibi taşıyan ve kalpleriyle düşünen insanlardır. Bu ülkenin en soylu insanları, diğerlerinin acısını içinde en çok hissedenlerdir.
Sayfa 244
"Paran varsa her şeyi satın alabilirsin, elbette en başta da insanları. Bu ülkenin sorunu ahlaksızlık, şeref yoksunluğu, onur kaybı."
Angela Davis-N.Guillen
Güzel olduğunu söylemeye gelmedim. Biliyorum, güzelsin. Ama konu bu değil şimdi, konu ölünü istemeleri. Kafatasını istiyorlar, Angela, Jackson'ın, Lumumba'nın kafatasları gibi, Büyük Şefin çadırını süslemek için.
487 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.