Aliya İzzetbegoviç (1925-2003), ömrünü ümmeti/milleti uğrunda harcamış gerçekten bilge bir devlet insanı. Aydın, eylem adamı, siyasetçi, lider, özgürlük savaşçısı ve düşünür kimliğiyle halkına öncülük etmiş, İslam dünyası için de çok değerli bir örnek şahsiyet. Babaannesi de Türk.
Bu kitapta 1992-99 yılları arasında Başkan tarafından yapılan konuşmalar, verilen mesajlar ve kendisiyle yapılmış olan mülakatlar yer alıyor. Konuşmaların çoğu irticalen yapılmış. Bu yüzden çok değerli buluyorum ben bunları. Zira hazırlıksız yapılmış konuşmalar, bilinçaltının dışavurumunu sağlar, böyle insanın asıl yüzünü görmek kolaylaşır.
Büyük bir devlet adamı olan İzzetbegoviç kitapta sık sık kendisinin de insan olduğuna vurgu yapıyor. Şöyle bir pasaj var: “sağında ve solunda patlayan bombalara aldırış etmeden yürürken ‘Başkan korkmuyor musun?’ diye seslenen Saraybosnalı kadına, ‘Korkuyorum, ben de insanım’ diyebilen bir Aliya var karşımızda.”
Bir başka bölümde de, “’Başkan hasta olmamalı’ imiş! Bu çok anlamsız. Sıradan bir başkanım ben, sadece sıradan bir insan. Ben bir lider değilim.”
Müstakbel Bosna hayali de her idareciye örnek olacak cinsten: “Bizim kendi amacımz, Bosna’nın kendi içinde kimsenin dini inancı, milliyeti ve siyasi düşüncesi yüzünden takibata uğramayacağı, dışlanmayacağı bir ülke olmasıdır.”
Herkes okumalı bu olgun devlet adamını. Ama en çok da siyasetçiler ve idareciler.