Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
#kadınaşiddet
Bu bataklığın suyu da çamuru da; -Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.- -Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile -Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran, -Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir. -Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
Hayat üzerine ilk öğrendiği şey yalnızlığın zevkiydi.
Plato Yayınları, ekitap
Reklam
İlkeler her ne kadar oldukça teorik görünseler de, doğrulukları hayatta karşılaşılan tecrübelerle sabittir.
Anlaşılabilme umudunu tüketen insanlar, dünyayla ilişkilerini beğenilme üzerine kurma eğiliminde oluyorlar..
bugüne kadar okuduğum en güzel paragraflardan
Çocukluğumda bir kovan gibi görürdüm kendimi: Basit, sıradan insanlar, hayat üzerine bilgilerinin, düşüncelerinin balını arılar gibi kovanıma taşır, sunabildikleri ne varsa ruhumu zenginleştirmek üzere getirip cömertçe sunardı. Bal her zaman temiz olmazdı, hatta çoğu kez acı olurdu. Ama her bilgi, yine de baldı!
Sayfa 149 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Her bir hayat kıymetlidir, lütfen hayatınız üzerine düşününüz ve yazınız.
Sayfa 10 - Kronik Kitap, 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Ne kadar da 1000K, İnstagram, Facebook, Twitter vs vs vs :)
Anlaşılabilme umudunu tüketen insanlar, dünyayla ilişkilerini beğenilme üzerine kurma eğiliminde oluyorlar, kurtulması güç bir tuzağa düştüklerini fark edemeden. Çünkü, beğenilmeyi merkez alan bir dünya, insanın kendi içindeki giderek daha sıkı kilitlenmesine ve çıkışı bulunmayan bir yalnızlığa gömülmesine neden olabilir. Dolayısıyla, kendini var edebilmesinin tek yolu da beğenilmenin sürekliliğini sağlamaya yönelik bir hayat tarzı. Beğenilme öylesine güç bir iptila ki ihtiyaç karşılanmadığında yaşanabilecek bozgundan kaçınmak için sergilenmekte olan performansın aralıksız sürdürülmesi zorunlu hale gelir. Bunun sonucu olarak, hayatını beğenilme üzerine kuran insanların derininde, çoğu zaman dışarıdan fark edilemeyecek kadar iyi maskelenmiş bir depresyon yaşanır.
Sayfa 59 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Çocukluğumda bir kovan gibi görürdüm kendimi: Basit, sıradan insanlar, hayat üzerine bilgilerinin, düşüncelerinin balını arılar gibi kovanıma taşır, sunabildikleri ne varsa ruhumu zenginleştirmek üzere getirip cömertçe sunardı. Bal her zaman temiz olmazdı, hatta çoğu kez acı olurdu. Ama her bilgi, yine de baldı!
"Güzel hayat isteyen, güzel insan biriktirsin."
"Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve anarşist olan insanlardır. Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar."
Durmadan kaçıyordu. Geldiği yerde kalıcı olmaktan daha çok, hiç tanınmamak, hatırlanmamak istiyor gibiydi. 50 yıllık geçmişine bakınca garipsenecek bir durumu olmadığı gibi aksine övünç duyulacak bir insandı, en azından benim için. Peki o halde neden yada kimden kaçıyordu. Evet kaçıyordu, filli olarak bir kolluk kuvvetinden kaçar gibi olmasa da bir nevi adı hayat olan sürgünde, çeşitli olgulardan firar ediyor gibiydi. Yanına yaklaşınca ruhunun tepeden tırnağa mutsuzluk koktuğunu fark ediyordum. Evet, yaşadığı sürece yeni bir mutluluk yaşasa da geçmişteki ardışık mutsuz geçen yılları sanki ilginç bir koku gibi üzerine sinmişti. Çocukluğu nasıldı acaba? Çünkü en çok orada sevilmemiş çocuklar büyüseler de “yaşlar boyuca” hüzün kokarlar, hem de buram buram, acı acı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.