"Her zaman taraf tutmak zorundayız. Tarafsızlık her zaman baskıcıya yardım eder; asla kurbana yardım etmez. Sessizlik işkenceciye cesaret verir, işkence görene değil."
Ne kazandım, ne yitirdim? Ulu Tanrı'ya ne diyeceğim? Bana, türlü yolculukların beni alıp götürdüğü yerlerde geçirdiğim kırk yıl bağışladı: zekâm Roma'da gelişti, tutkum Kahire'de, üzüncüm Fas'ta. Çocukluk saflığımsa daha Granada'da.
Beklenmedik olaylardan etkilenmek zayıf insanların hayat tarzıdır. Bir amacın olmaması ya da amacın peşinde koşulmaması veya dikkatin bu amaca verilmesine mani olacak meşgalelere dalmak hayatı tutarsız ve düzensiz hale getirir.
Sen benim altıncı işimsin. Onca ağır yükün altında sana ayırabileceğim ancak yorgunluğumdur. Otuz iki yıl kalbimi ve gövdemi silerek kurduğum dünyanın önüne almamı bekleme seni. Ne kadar derinden gelirse gelsin, ne kadar yakıcı olursa olsun, görünmez bir boşluğu o da bir sürelik dolduracak bir ses için onca yılı hiçleyemem. Bu dünyayı kolaylaştıracaksın diye kapılarımı açtım. Bir yol boyu pınarısın sen. Kan ter içinde geliyorum bir yudum serinlik için, içindeki çirkefle simsiyah ediyorsun. Attığım hiçbir adım için kimseye hesap vermedim ben. Kimse için zaman saymadım. Aşk değil işgal bu. Gittikçe herkese benziyorsun. İçindeki cehennem ilgilendirmiyor beni. Bana gülün gerekli, dibindeki gübre değil. Anlıyor musun?..