Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sosyal medya da gezinirken bir habere denk geldim. Kalite ülkesi kitabındaki partner düzenlemesine birebir uymasada buna benzer bir olay olması ve karşıma bu haber çıkması beni tuhaf hissettirdi. Sonra düşündüm de yazarın kurduğu dünya aslında bize çok uzak gelmeyen bir şey. Aslında çok üzücü bir durum bence. Çünkü bazılarımız kendisine benzer bireylere anlaşamayabilir. Bazen zıt kutuplar birbirini çekebiliyor. Aynı kişilik özelliklerine sahip bireyler arasındaki ilişkiler genellikle uyumlu başlar. Ortak değerler, benzer düşünce yapıları ve paylaşılan inançlar, güçlü bir bağ oluşturmanın temel taşlarıdır. Ancak, bu tür ilişkilerdeki uyum, zamanla monotonluğa ve yenilik eksikliğine yol açabilir. Bireyler, kendilerine ayna tutan bir partnerle karşılaştıklarında, kişisel gelişim için gerekli olan zorluklardan mahrum kalabilirler. Öte yandan, farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin ilişkileri, bir mozaik gibi çeşitlilik ve renk katıyor. Farklı bakış açıları, yeni perspektifler sunar ve bireylerin dünyayı daha geniş bir pencereden görmelerini sağlar. Tabi bazı karakter farklılıkları vardır ki çatışmalar ilişkilerin bitmesine sebep olabilir. Kalite ülkesindeki distopik de aynı özelliklere sahip olan bireyler partner olarak seçiliyordu. Bundan dolayı bunu anlatmak istedim. Sonuç olarak, hem benzer hem de farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin anlaşmaları, ilişkinin derinliğini ve sağlamlığını artırabilir. Bu olay eğer olursa monotonluk artabilir. Ama dengede olursa o zaman her şey güzel olabilir.
280 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kazuo Ishiguro
Kazuo Ishiguro
Gömülü Dev
Gömülü Dev
Gömülü Dev, Nobel ödüllü bir fanstastik kitap. Kazuo Ishiguro’nun okuduğum üçüncü kitabı. Daha önce Günden Kalanlar ve Beni Asla Bırakma’yı okumuş ve ikisini de çok çok beğenmiştim. Gömülü Dev’in dili diğer ikisine göre çok daha akıcı ve okuması oldukça kolaydı. Kazuo Ishiguro okumak istiyorsanız başlangıç kitabı olabilir bence.
Gömülü Dev
Gömülü DevKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20181,608 okunma
Reklam
Felsefeci Robert Pippin'in lntroductions to Nietzsche (Nietzsche'ye Giriş) kitabında dediği gibi , "hem kutsal kitapları andıran hem de bunların bir parodisi olan"; Zerdüşt'ü hem bir "öğretmen gibi sunan" hem de "oynadığı bu rolü tiye alan" -yani Wilde'ın pek çok kurmacasından hiç de farklı olmayan- bu kitapta içeriğe olduğu kadar üsluba da dikkat göstemeliyiz. Sesler ve kelimeler kendilerine özgü bir anlam yaratır ve üslup kastedilen anlamlarla çatışma halinde olabilir (Wilde'ın dilin "tuhaf tesiri" diye adlandırdığı ve Freud'un da desteklediği şeyin bir başka anlamı). Nietzsche "Dönekler Üzerine" başlıklı bölümünde, "Eski tanrıların işi çok zaman önce bitti," diye yazar.
Şen Bilim
Bu boğucu, iç karartia havanın, yaşamın avuntusu çiydir. Şair, kendinin ar- dındadır, kendine varamamanın, kendine yalan söylemek zo runda oluşunun acısıyla, kendinin, kendisiyle aradığı hakikatin ardındadır. Hakikatin ardında, onunla sevişmek, onunla evlen- mek için. Ulaşamayacağını bile bile arayan: Delidir şair. Işıltılı. parlak, renkli
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bir Edebi Saplantının Öyküsü
''Jacques, bu mobilyaları kendi iradesi dışında sürüklendikleri sefil sondan bir rehine kurtarır gibi kurtardığına inanmaktadır; kaderin onu asla kaçamayacağı bir ödevle görevlendirdiğini hissetmektedir; içinde kimsenin yaşamadığı odaya bir göz attığında yatağın, yazı masasının, kitaplığın, o kişisel eşyaların bir ölünün yadigârlarını
Proust'un Paltosu
Proust'un PaltosuLorenza Foschini · Kırmızı Kedi Yayınları · 201268 okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
🇲​🇦​🇷​🇮​🇳​🇦​ 🇨​🇺​🇰​🇺​🇷​🇺 Paula iki yıl önce on yaşındaki kardeşi Tim'i kaybetmiş ama yas sürecini tamamlayamış, battıkça batmış, çıkmaza sürüklenmiş bir genç kadındır. Bunun için psikolojik destek almasına rağmen hala bu kayıptan kendini sorumlu tutmaya devam edip, onun olmadığı dünyada nesef almaya hakkı olmadığını düşünmektedir. Doktorunun tavsiyesiyle, ölümünden beri gitmediği mezarını ziyaret etmek ister fakat insanların onu görmesinden hoşlanmadığı için bunu gece yapmaya karar verir. Gizlice girdiği mezarlıkta yaşlı bir adamın kazı yaptığını görür ve endişelenir. Kendini belli etmemeye çalışsada bunda başarılı olamaz ve yaşlı Helmut ile tanışır. Sonrasında hikayesini de öğrenince çok etkilenir ve tuhaf arkadaşlıkları başlar. Tesadüfün bir araya getirdiği ikili söyleyemeyeceğim sebepten dolayı karavan yolculuğuna çıkarlar. Günlerce yapılan bu ilginç yolculuk onları daha da yakınlaştırır, birbirlerinin en derin yaralarına ortak olurlar. Ve yayınevı yine şaşırtmadı bir solukta okuttu. Müthiş etkileyici, ders verici, motive edici ve hüzünlendirici okuma oldu. Yer yer Paula'nın ölen kardeşine seslenişi, onunla olan anılarını anlatışı hem hüzünlü hem komik anlar yaşattı. Helmut'un eşine verdiği sözü tutmaya çalışması, hayat hikayesi, verdiği kayıpları, son anda yaptıkları ve Paula'nın yasını tamamlama süreci beni çok etkiledi. Eminim her okuyanı etkileyecektir. Gönül rahatlığı ile tavsiyemdir. Sevgiyle ve kitapla kalın.
Mariana Çukuru
Mariana ÇukuruJasmin Schreiber · Yan Pasaj Yayınevi · 20249 okunma
Bu dünya yokluk âlemidir. Var dedikleriniz de yoktur , yok dedikleriniz de. Lakin insan her şey var zanneder. Hatta her şeyi kendinin zanneder . Öyle çok sever ki dünyada sahip olduklarını vazgeçerse her şey biter diye vehmeder. Malı olur bırakmaz , mülkü olur satamaz, şöhreti olur yıkamaz. Ne tuhaf şey! Bu âlem bir rüya alemine benzer oysa. Rüyada sahip olduklarınızı uyanınca yanınızda bulabilir misiniz ? Hem rüyanızda var olanla uyanınca yok diye dertlenir misiniz? İşte bu âlemde o rüya misalidir. Bilin ki bu rüyada sahip olduklarının hiçbiri insanın değildir. Sahiplik makamı da sıfatı da yoktur insanda. Kendisi dahi kendinin değildir. Kendine sahip olamayan başka bir şeye nasıl edecek de sahip olacak?
Sayfa 129Kitabı okudu
Hem çok kalabalığın hem de çok yalnız. Öyle tuhaf bir zamandayız.
Sayfa 141 - Hep kitap yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
Topraklarımızda, hem de ülkemizin tam ortasında Rusların oluşturduğu kendi Roma ruhbanları bulunuyor... Vatikan komplosu bizdeki Roma ruhbanlarının yanından geçecek de davalarında kullanmayacaklar, çok tuhaf olurdu doğrusu!
Sayfa 992 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplık Duvar İncelemeler Alıntılar İletiler Hedefler Yorumlar İncelemelerde Ara
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023172,1bin okunma
Sen ölen anneni yıldızlara benzetmiştin ondan sonra gökyüzü daha güzel geldi yıldızlar daha parlak oldu, masum bir çocuğun benzetmesi bu kadar çok hoşuma gitmesi tuhaftı hem de çok tuhaf..
152 syf.
·
Puan vermedi
SEFİLE, Halit Ziya Uşaklıgil’in 1887 yılında ilk kaleme aldığı romanlardan biri ve 20’li yaşlarda yazmış olmasına rağmen kullandığı anlatım tarzı, akış oldukça etkileyici.. Tabii benim yazardan okuduğum ilk roman. Aslında yazarı tanımam Aşk-ı Memnu adlı dizi ile olmuştu. Daha sonrasında kitabı okumak çok istemiştim fakat olay örgüsünü bilice
Sefile
SefileHalid Ziya Uşaklıgil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022775 okunma
Bendine sığmayan ama taşmayı da becemereyen sel gibiyim. Evvela kendini yakan yangın gibi. Ağırdım, sıkıntılıydım, hem suçlu hem de fazlasıyla pişmandım. Sıkıntım başlangıcı ve sonu olmayan tuhaf bir yaratıktı. Çocuksu suçluluktan olma, yetişkin pişmanlıktan doğma, uğursuz bir marazdı. Biraz korkunç, çok da çirkin.
Sayfa 215Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.