Benjamin'i 1920'lerde Marksizme yakınlaştıran da böyle bir "devrimci nihilizm"di. Marksizm Benjamin için her türlü konformizmin, ilerleme ve reform fikrinin bittiği yerde başlıyordu. Hem geçmiş tarihle, hem de iyimser ve ilerlemeci gelecek beklentileriyle olan sınırı çiziyordu: Devrim, tarihin sonucu değil, tarihin sonu olacaktı.
21.
Kendini seven insanların güzelliği ile konuşacağız. Kimsenin sevgisi kimseye bağış olmayacak. Dünyanın bütün dillerinden şarkılar okuyacağız. Bütün dillerin acısını, sevincini canımızda duyacağız. Şarkılarımıza toprak katılacak; taşlar dinginliğini verecek sesimize; gökyüzünü binlerce kanatla donatacak gözlerimiz. Irmaklar yalnız dışımızdan akmayacak. Doğadaki her varlık kendi mucizesine katacak bizi. Akşamlar ikinci güneş olacak sokaklarımıza. Ellerimiz kimseyi yalnız bırakmayacak. Çocuklarımız bir daha doğuracak bizi. Tek yalnızlığımız aşk olacak. Erkeklerimiz sabahtan dingin; çaresizlik kadınlarımızı terk edecek. Bütün bir ülke özür dilemeyi öğreneceğiz. Lunapark palyaçolarından başka üniforma kalmayacak dünyada. Güzel anılar kadar güzel olacak ölüm… ‘Arabasını yıldıza bağlamış’ birisinin yalnızlıklarımı bunlar? İyimserlik mi? Bir kalabalık reddiyesi? Uyumsuzluk kışkırtıcılığı? Bir devrim taslağı belki; bir eşitlik tasarımı. Bir hayal denemesi, güven duygusu için. Kolay ve küçük şeylerin rahatsızlığı. Bencilliği utanca çevirme girişimi. Gelecek zamanlar kalbinin acemi fotoğrafı. Başkalarına paylaştırılmış yüzlerce ‘ben’ sevinci. Bir ironi, gücün boyalı şiddetine. Sınırları küçümseme zenginliği. Ait olma duygusu ile aykırılığın birbirini sevmesi. Büyüklenmenin küçük düştüğü bir genişlik. Başarının hasat şenliği.. Yalnızlık… Seni bir gün biz seçeceğiz. O zaman güzel olacaksın.
Sayfa 74 - Kırmızı Kedi 8. Baskı
Reklam
şimdi her şey . . .
şimdi her şey doludizgin ve çoğul şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi şimdi her şey yeniden yüreğim, o eski aşk kalesi yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Sekse dair her gelişim erkeği mutlu etmeye yarar
İnsanlar 1960’lann başlarından 1970’lerin başlarına kadar olan dönemden çoğu zaman “cinsel devrim” olarak bahsetmektedir ama gördüğümüz gibi bu “devrim” aslında durup dururken olmamıştır. Cinsellik tarihçisi Hera Cook’un “uzun süren cinseldevrim” olarak nitelendirdiği şey. Aşk Yazıyla4 değil, ondan çok önce başlamıştır ve Barbara Ehrenreich,
Sayfa 336 - IletişimKitabı okudu
Yobazda eksik olan, vecd, aşk, meçhule hürmet, nefsinden şüphe, nefsini muhasebe faziletidir. Onun kabalığı amele bağlılığından değil, ameli nefsine indirişin den ve incisi düşmüş istiridye kabukları haline getirmesinden gelir. Yobaz, yolunda olduğunu sandığı Kâinatın Efendisini "Müjdeleyiniz, soğutmayınız; sevindiriniz, korkutmayınız; güzelleştiriniz, çirkinleştirmeyiniz!" şeklinde özleştirilmesi mümkün fermanına rağmen sapık yoldan takip etmiş ve en büyük felâket olarak, tersinden ibaret küfür yobazlarına, İslâmı kendisinde zannettirmek gibi bir hedef vermiştir. Fırsatı doğmuşken belirtmeliyim ki, bizde devrim dedikleri hareketler, gerçek İslâm inkılâbı olacağı ve yobazlığı tasfiye edip nur heykelini heykeltraşın mermer kitlesi içinden çıkaracağı yerde, bizzat din ve imanı tasfiye yolunda gitmiştir. Bir gün hakikî bir inkılâba zemin açılacak olursa, her iki kutbun yobazlarını bir arada temize havale etmek ve köklerine kibrit suyu dökmek gerekecektir.
Sayfa 124 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Her Aşk Bir Devrim
ROBESPIERRE Her gün biraz daha yalnız Robespierre Ve Fransa biraz uğultulu Yalnızdır akşamı yok edilen bir subay Bilinmez ürkütülmüş atları ne çok sevdiği Her yalnızlık biraz ihtilal. Çok şeyleri kadınlar için yaptım, kadınlar Onlar ki yokmuşum gibi sevdiler beni Beğenmek, beğenilmek gibi ayrı kaldılar Bir gün de akşamdı, ben o akşamı hiç unutmam Her sessizlik biraz ihtilal. İşte bir tanrı evi, kimler ki geçerken uğruyorlar Sonra çılgınlar gibi kalabalığa Belki de yarı kalmış bir sevgiye koşuyorlar Belki de her boyun eğdikleri, her diz çöküş Yavaşça bir ihtilal.  
Reklam
219 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.