Merhabalaaaar!
Nihan Kaya'nın İyi Aile Yoktur adlı eseri, aileye dair geleneksel bakış açımızı sarsan ve sorgulatan, psikanaliz ve eleştirel teoriyi ustalıkla işleyen bir kitap. Yazar, bu provokatif çalışmada, ailenin her zaman "iyi" ve "güvenli" bir liman olmadığını, aksine birçok sorunun ve travmanın kaynağı
Beklemek, bir şeyin yoluna ve haline girmesini beklemek, beklerken olacak olanın olması için gereken her türlü başka hale geçişlere, kalışlara tahammül etmek ne zor şeydi. Başı da, ortayı da, sonu da bilip beklemek ne tahammülü güç şeydi. Tanrı'nın da yaptığı bu muydu? Baş, orta, son belli, helak kaçınılmaz, ancak önemli olan o zamanı geçirmek, o zamandan geçmek. Ve geldiğinde gelmemiş gibi, bilmemiş gibi, yaşamamış gibi gelmek, rüyayı görüp uyanmak ve "Neyse rüyaymış," demek ve aynı yerden uyumaya devam etmek. Yaşamaya da, ölmeye de yazık. Bu ölüm için yaşamaya, bu yaşamak için ölmeye yazık.
Asimov dan yine beğenerek okuduğum serinin 4. Kitabı. Bu seri gerçekten okuru bambaşka bir deneyimin içine sokuyor. Ve Asimov a hayran bırakıyor. 1940 yıllarda henüz yirmili yaşların başında ve her anlamda teknoloji bu kadar ilerlememisken bu kurguyu nasıl kurabilmis bu evreni belleginde nasıl yaratmış bilmiyorum ama günümüzde yaşayıp bu
Bir insanın karşılık beklemeksizin giriştiği bir aşkta dahi; aşkın ona neler yaptırabileceğini, neleri görmezden geldireceğini, nelere umursamazlıkla yaklaştırabileceğini çok güzel bir dille anlatan bir kitap. Aynı zamanda en dipten gelen bir insanın nasıl burjuvazi sınıfına kadar çıkabileceğini gösteriyor. Ayrıca kendimce gizli bir önerme olarak gördüğümde şudur ki "Hayatın anlamı sadece insanın kendi zihninin zorlamalarından ibarettir. Bunun dışında hiçbir şeyin hiçbir anlamı yoktur. " Herkesin okumasını önereceğim en sevdiğim kitaplardan biri oldu. Her bölümünü sindire sindire okudum. Son bir not olarak da Lizzie'ye biraz haksızlık yapıldığını düşünüyorum:)) Herkese iyi okumalar dilerim.
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,8bin okunma
Seriye başlarken her kitabın farklı karakterlerden oluştuğunu vs düşünmüştüm. Ama meğer devam kitaplarıymış hepsi. Zaten ilk kitabın sonu öyle bir yerde bitiyor ki iyi de böyleymiş dedirtiyor.
Öncelikle kurgunun çok sert olduğunu belirtmek isterim, ben buna bilerek başladım ama bir yerden sonra açıkçası Adrian adlı baş karakterimizin ısrarlı
Uzun kitap okumanın büyüsü üzerimde çok güçlü bir etkiye sahip, hiç yoktan bir hayranlığa sebep oluyor. Böyle olmasına şaşacak değilim çünkü alışkanlıklarına sarılan bir adamım. Hatta ben yaşadıkça öyküsünü okuyacağım bir karakter olsun isterim. Bunun için küçük bir kandırmaca biliyorum gerçi. Güncel bir yazarı, özellikle günce türünde takip
Yazarın okuduğum ilk fantastik serisinin ikinci kitabı
Yazarın her türde yazabildiğini ispat ettikten sonra ne çıkarırsa yayinevleri okuyun arkadaşlar. Çünkü oldukça başarılı
İlk kitap Gazap Ve Alevin Kaderi kitabının sonu çok efsane bir yerde bitmişti ve aynı yerden devam ediyoruz kurguya.
Romeria, günümüz dünyasından Islor Krallığına geçtiğinde kendini Islor'un Kral ve Kralicesinin katili olarak bulur. Tüm krallik kendisini bir hain olarak görse de asıl gerçekleri bilen Zander, hem Krallığını hem de Romeria'nin yetkin güçlerini verimli kullanabilmek için uzun bir müttefik arayışına doğru yola çıkar. İlk sayfalar bu uzun yolculuk ile başlıyor.
Zander, mümkün olduğunca Romeria'dan uzak durmaya çalışıyor ama iki karakterin de birbirlerine ilan yoğun duyguları elle tutulacak kadar hissediliyor.
Romeria'nin kehanetleri takip ederek başarabileceklerine dair umutlar tükenmek üzereyken hedeflerine ulaştıklarında karşılaştıkları manzara hepsini şok eder.
.
Bir avuç çıktıkları bu yolun sonunda bekle şimdi gelsin üçüncü kitap çok efsane bir yerde bitirmeyi kendine görev edinen yazarı saygı ve selamla anıyoruz...
.
Müthiş bir seri, okumanızı isterim zira kendinizi mahrum bırakmış olursunuz...
Tavsiye Ederim...
.
Okumak Iptiladir Müptelalara Selam Olsun...
TJR okuyup da yanıldığımı hiç hatırlamıyorum. Her okuduğum kitap bir öncekinden daha çok etkiliyor beni.
Carrie Sato, biyografik kurgu tadında bir kitap. Anlatımı, Reid'in o tanıdık keyfini veriyor okurken.
İşte bu yüzden TJR okumak, muazzam bir olay...
.
Carrie, eski tenisçi olan babasının izinde gitmeye yedi yaşında karar verdi. Sıkı çalışmaların sonucunda bir çok başarıya imza atar ve dünya da en çok şampiyonluk kazanan unvanına sahip olur. Tüm bu başarılı kariyerinin yanında muhatap olarak kimseyi görmemesi ve suratsız yüzü ile pek de sevilen bir sporcu değil. Zaten onun için de önemli olan sadece ve sadece tenis.
Lakin yaşadığı sakatlık sonucu emekliye ayırır kendini. Aradan epey bir zaman geçmiş ve rekorlarını kırmakla tehdit eden bir tenisçi sayesinde kortlara geri dönme kararı alır. Bu kısımda ne kadar başarılı olur olmaz okurken heyecanı dorukta yaşıyoruz. Özellikle o tenis maçlarını gözümün önüne getirerek hayal etmek harikaydı. Bir de karşısındaki rakip, Sato'nun bir başka örneği olunca iki tarafın hırsını düşünün
.
.
Elimde bir kaç tane daha okunacak TJR kitabı var, zira her kitaplikta kötü günler için iyi gün dostu kitap bulunmalı...
.
Severek okudum, siz de okuyun diye TAVSIYE EDERIM...
.
Okumak Iptiladir Müptelalara Selam Olsun...
"Uyuyan Adam" Georges Perec'in edebi kariyerinde öne çıkan deneysel bir yapıt olarak dikkat çeker. Perec'in dil üzerine olan hakimiyeti ve metinsel yenilikleri bu eserde de göze çarpar. Kitap, günlük hayatın sıradanlığını ve tekdüzeliğini detaylı bir şekilde incelerken, okuyucuya bu rutinlerin altında yatan zengin ve karmaşık yapıları göstermeyi amaçlar. Yazarın zengin dil kullanımı ve karakterlerin iç dünyasını detaylandırmadaki ustalığı, eserin en güçlü yanlarından biridir.
Ancak, Perec'in bu deneysel ve yapısal oyunları her okuyucu için cazip olmayabilir. Eserin parça parça yapısı, tekrarlar ve metnin sürekli dönüşümü, bazı okuyucular için zorlayıcı ve yorucu olabilir. Bu yaklaşım, özellikle metin üzerine derinlemesine düşünmeyi gerektirdiğinden, hızlı bir okuma deneyimi arayanlar için uygun olmayabilir. Ayrıca, romanın bazen aşırı detaylandırması, ana hikayenin akıcılığını kesintiye uğratabilir ve okuyucunun dikkatini dağıtabilir.
Buna rağmen, "Uyuyan Adam" Georges Perec'in dil ve anlatı üzerine kurulu denemelerini takdir edenler için değerli bir eserdir. Yazarın dilin sınırlarını zorlama ve okurun algısını değiştirme çabaları, modern edebiyatın ne kadar yenilikçi ve sınır tanımayan bir alan olabileceğini gösterir. Kitap, Perec'in edebiyatı yeni bir boyuta taşıma arzusunu yansıtan bir yapıt olarak, onun eserleri arasında özel bir yer tutar. Okuyuculara zihinsel bir meydan okuma sunan ve üzerine uzun süre düşünmelerini sağlayan bu kitap, edebiyatın sadece anlatılmakla kalmayıp aynı zamanda yaşanabileceğini kanıtlar niteliktedir.
Johann Wolfgang Von Goethe
"sen, bulamayacağı şeyleri arayan bir ahmaksın"
Genç Werther'in Acıları... Yıllar önce gerçekten kötü olduğum bir dönemde okuduğum, Werther'i gerçekten anlayıp onunla öldüğümü bile hissettiğim
o kitap. Çok garip bir sürü kitap okudum ama bazı anlar da okunan kitapların yeri çok farklı kalır, onlardan biriydi.