#yıldızlaradeğenrüzgar
"1944, Fukuoka Hapishanesi, Japonya. Hapishane duvarlarının içinde korkunç bir cinayet işlenir. Tek ipucu ise cesedin cebindeki şiirdir."
*************
Yazar kitabın henüz başında"hiçbir şey yapmama suçu " ile başbaşa bırakıyor sizi. Bir şeyin suç olarak kabul edilmesi için gerekli şartlar nelerdir aklınızda dönüp dolaşıyor. Sonrasında ise asıl olan diğer hikaye başlıyor.
Demir parmaklıkların ardı...
Ne çok yaşam var. Her biri de bir zamanlar güneşin doğuşu ile batışı arasındaki o zaman dilimini özgürce dolduruyordu. Ama şimdi öyle değil.
Anlatıcı da bir zamanlar hapishanenin gardiyan birliğinde bir inzibatken, savaş bittikten sonra Amerikan askerleri tarafından savaş suçlusu ilan edilerek mahkum edilen biri. Bir gardiyanın öldürülmesiyle başlayan kitap öyle yerlere gitti ki inanılmaz.
Öldürülen gardiyanın cebinden de kelimelerin özenle bir araya getirildiği bir şiir çıktı. Acaba kendisi mi yazmıştı yoksa cebine mi bırakılmıştı bilinmez.
Sugiyama Dozan...
Bu cinayet üzerinden hapishanedeki yaşamları inşa ederek ilerliyor kitap.
Gardiyanın ölümü üzerine başlayan sorgular, soru işaretleri ile kitap bambaşka bir şekilde boyut değiştiriyor. Diğer yandan bir hapishanenin işleyişine dair detaylı cümleler vermiş yazar.
Peki cebinden çıkan şiiri kim yazmıştı ve ölümüyle bir ilgisi var mıydı bir sürü soru işaretleri ile ilerleyen kitap çok ilginç yerlere geldi. Savaş, suç, otorite, itaat ve ihanet kavramları üzerine yazar müthiş bir hikaye yazmış.