Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nasıl olsa mucize olmayacak. Engelli çocuklar, dedikleri gibi, Tanrı'nın bir cezasıysa, Meryem Ana'nın mucizeyle uğraşacağını hiç sanmam. Yukarıda verilen bu karara kesinlikle karışmayacaktır.
Sayfa 23 - YKYKitabı okudu
“ Kalbinin derininde sadece aşk acısı mı taşır insan? Ya daha derinde olanlar, gün yüzü görmeden yaşamış duygular? Onlar daha mı az yakar canımızı? Hiç sanmam! Sen de öyle sanma. Aşkın daha derini yok . Sanma”
Reklam
Bir daha mı tövbe... aşık olamam...
~ İmkansız olduğunu biliyordum Yasak meyvemdin Er ya da geç belliydi İlk andan elvedamdın Kalbime söz geçiremedim Yapamadım, yüz çeviremedim Sevdim suçumu, günahımı Kendimle geçinemedim Geldi vakit tamam Üzülme çok ağlamam Sevgilim, suç ortağım güle güle Bir daha olur mu, hiç sanmam ~ -2012
Sayfa 89 - PDFKitabı okudu
Yaşadığım diğer günlerin benim için bir önemi yok, başkalarının da hiç ilgisini çekeceğini sanmam.
...hiç sanmam ki, Kutsal Kitap’tan çıkardığı sonuçları ve yorumları ilâhî ilhamlar diye yayma ve İncil’in otoritesine dayanarak kendi keyfine göre tertip etmiş olduğu imanın şartlarıyla karşılaştırma cüretinde bulunabilecek delilik derecesine ulaşmış bir kimse mevcut olsun.
Kontrolü Ele Almak Gerek
" Bir cimri gibi acı çekiyor. Zevkleri konusunda da cimri olmalı. Bu yeknesak sıkıntıdan, şarkıyı keser kesmez başlayan bu homurdanmalardan sıyrılmayı, doğru dürüst bir acı çektikten sonra umutsuzluk içine gömülmeyi hiç istemez mi bu kadın? Sanmam, elinden gelmez bu. Kördüğüm olmuş artık. "
Sayfa 27 - Can YayıneviKitabı okudu
Reklam
Orada, kenarına iliştiğin kanepede, bir sığıntı gibi oturuyordun. Nereden geldin, nereye gidiyordun Selim Işık? Kim bilir bu soruyu orada, öyle büzülmüş otururken kaç kere sormuşsundur kendine? Çık dışarı Selim Işık! Temiz hava al biraz. İnsan, kötü şeylerle ne kadar az karşılaşırsa o kadar iyi olur. Hayat tecrübesi mi? Sanmam. Bak karşındaki adam nasıl bir kravat takmış; ceketinin yeşiline bak. Sen hiç öyle ceket giydin mi? Neden odandan çıkmak diye bir mesele attın ortaya? Neden, dünyaya, yaşamaya karışmak gibi bir mesele çıkardın?
- Gercekler söylenerek politika yapılamaz mı? - Sanmam! «Yararlanabilirim belki» dersin!.. Kısa bir süre için de olsa belki. (Ayıya dayı demek gerekir) dersin! Diye diye kendini aldatırsın. Biraz daldı. - Oysa hiç uzunboylu saklanır mı gerçekler?...
Bu yaratık, çocukluk nedir bilmedi . Başka diyarlardaki çocukların gülüp oynamaktan başka bir şey yapmadıkları mutlu çağda, bu, yirmi yaşında bir delikanlının güç dayanacağı bütün ağır işleri görüyordu. Yük taşıyordu. Çapa çapalıyordu. Diğer taraftan sıtma, küçük böğrünü zehirli tırnaklarıyla oyuyordu. Acaba, doğduğu günden beri, bir defa olsun, hiç bir şeye güldü mü? Sanmam.
En ilerici öğretmenin bile yarısı gölgedir, yarısı düzenle; ne dese ne yapsa, böyledir bu, ister istemez; bunu aşabileceklerini de sanmam; hele çocuğu sınıfta bırakan, bir çocuğu bile sınıfta bırakmış öğretmende daha da belirgindir bu. Çocuk bu düzende sınıfta bırakılmaz ki! Öğretmen çocuğu sınıfta bırakırsa bırakıyorsa düpedüz olmuş bile değildir, ta kendisi olur farkına varmadan, farkına varmamış gözükerek demek gerekiyor daha doğrusu. Öğretmenin yolu gözlenir Anadolu’da. Hiç düşünüldü mü çocuğu ölçmeye ne hakkı var?..
Sayfa 57 - 58
1.000 öğeden 711 ile 720 arasındakiler gösteriliyor.