Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hınç nedir bilmeyişim, hınç konusunda aydınlanışım, –kim bilir bunda da uzun hastalığıma nasıl minnet borçluyum! Bu sorun öyle kolay değildir: İnsan onu hem güç içindeyken, hem de zayıflık içindeyken yaşamış olmalı. Hastalığa karşı genel olarak söylenecek bir şey varsa, o da hasta insanda asıl kurtulma içgüdüsünün, korunma ve savunma içgüdüsünün bozulmasıdır. İnsan hiçbir şeyden sıyıramaz kendini, hiçbir şeyle baş edemez, hiçbir şeyi geri çeviremez, –herşey yaralar. İnsanlar, nesneler sırnaşıkça sokulur, yaşantılar pek derinden koyar adama; anı, irin toplayan bir yaradır. Hastanın elinde bir tek büyük ilaç vardır bunlara karşı: Rus yazgıcılığı dediğim şey, o başkaldırma bilmez yazgıcılık; bununla Rus askeri sefere artık dayanamaz olunca, karın içine uzanıverir. Bundan böyle hiçbir şeyi kabul etmemek, üstüne almamak, içine almamak, hiçbir tepki göstermemek... Ölme yürekliliği değildir bu her zaman; yaşam için en tehlikeli koşullar altında yaşamı koruyan bu yazgıcılıktaki büyük sağduyu, metabolizmanın azalmasında, yavaşlamasındandır; bir çeşit kış uykusu istemindendir. Bu mantıkla birkaç adım daha gittik mi, bir gömütün içinde haftalarca Hind fakirine varırız...
Bak oğlum ! Eğer akıllıysan Kadınını başka bir adamın güldürmesine izin vermemen gerektiğini bilirsin.Bu aptallıktır.Hiçbir bahane bu hatayı yapmana yol olmasın.Kadınını başka bir adamın güldürmesine izin verdiysen, ona başka bir adamın dokunmasını izlemeye hazır ol.Bu hayatta geri alamayacağın şeyler vardır, bunu unutma.Bir kadın seni seviyorsa
Reklam
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Ben deliyim… Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim… Gecenin gözleri üzerimde. Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem… Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Hey sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene. Ben deliyim, ama çok şey bilirim. Renkler ve
Yarasa Bombaları; Bir alçaklık olarak tarihe geçmiş olan 7 Aralık 1941 tarihinde, New Mexico'daki Carlsbad Mağaraları'nı ziyaretten dönen Adams, Japonların Pearl Harbor'ı bombaladığını arabasında öğrendi. Doktorun beynindeki sinirler derhal ateşlendi. Tutukluk yaptı demek daha doğru olur aslında. Aklına, Carlsbad Mağaraları'ndaki milyonlarca yarasa gelen doktor, savaşı bu şekilde kazanabilecekleri sonucuna vardı. Bütün bunlar kulağa ne kadar saçma gelse de, Doktor Adams'ın kafasında her şey yerine oturmuştu. Önerdiği şey, esas olarak, bir milyonun üzerinde yarasanın üzerlerinde yangın bombalarıyla şafak vakti bir uçaktan Japonya üzerine bırakılmasıydı. Uçuştan Önce sakinleştirilen yarasalar, yarı kış uykusu haline sokulacaktı. Uçak hedefin üstüne geldiğinde yarasalar bırakılacak ve düşerken kendilerine gelen yarasalar her tarafa uçmaya başlayacaklardı. Gece yaratıkları oldukları için, kolayca yanabilen Japon binalarında buldukları her deliğe gireceklerdi. Yaklaşık on beş dakika sonra, zaman ayarlı bombalar şehrin dört bir yanında binlerce yangın başlatacaktı. Hiçbir şehir böyle bir felakete karşı hazırlıklı olamayacağı için, 'yarasa bombardımanına' maruz kalan her şehir alevlere teslim olacaktı.
Ouagadougou ya giriyordu. Yollar kalabalıklaştı. Binaların boyları uzadı. Pantolonluların sayısı çoğaldı. Hiçbir şey modernleşmenin önünde duramıyordu. İlkellik yakında hepimiz için güzel bir anı olacak. Çok özleyeceğiz onu. Basitlikten tekrar doğacaktık oysa ve o kapıyı da kapatıyoruz. Üstüne de bütün insanlık oturuyor... Elmas tüccarları, köle tacirleri, uyuşturucu pazarlayan hep olacak ama modern hayatın gerektirdiği şekilde. Bütün dünyada tek bir para birimi hüküm surecek. Tek bir dil. Avrupa da yapmak istedikleri bu değil mi zaten? Elli yıl öncesine kadar birbirilerini boğazlayanları aynı dilde konuşturmak! Hiçbir şey değişmeyecek. Sadece eskiden birbirlerine ettikleri küfürleri anlamıyorlardı. Artık son derece iyi anlaşacaklar bu konuda. Ve yine birbirlerinden çaldıkları paranın kendi paralarına göre ne kadar ettiğini hesaplamalarına gerek kalmayacak. Hepsi bu. Gece ile gündüzü değiştiremedikten sonra neye yarar alfabeyi her yerde aynı yapmak?
Reklam
Hiçbir şey yazamayacağımı anlayınca, yalnızca harfler çizmeye başlıyorum. Çizdiğim her harf, bir resme dönüşüyor bir süre sonra. . . . Büyük I' dan bir elektrik direği çiziyorum. Üstüne de bir lamba... Ben lambayı yakar yakmaz, kelebekler uçuşuyor lambanın altında. Bir, iki, üç derken yüzlerce kelebek, ipekten kanatlarını lambaya vurup, yere düşüyor. Yüzlerce gece kelebeği... Yüzlerce yanmış kelebek!.. ... Önümdeki kağıdı buruşturup, kalkıyorum masadan.
316 syf.
5/10 puan verdi
Öncelikle sevgili DEX yayınevimize kocaman sevgilerr... Jennifer gibi bir yazarla buluşmamı sağladığı için ayrı bir yeri var onların bende... Ayrıca bu kitap için de kitap isminde resmen harikalar yarattığını düşünüyorum. Ben kitap adı olarak orjinaliyle birebir aynısının kullanılmasından yanayımdır her zaman ama bu kitap için yaptıkları rötuş çok
Kış Güneşi
Kış GüneşiJennifer L. Armentrout · Dex Yayınevi · 2014447 okunma
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Ellerim cebimde yürüyorum
Elim cebimde yürüyorum çünkü böyle yürümek hoşuma gidiyor. Babam aklıma geliyor elim cebimde yürürken, öyle yürüdüğüm için kızmıştı bana. Ne saçma demiştim, bu da kusur mudur? Fakat babam kızmıştı bana; anlamsız, çok anlamsız gelmişti, ben de içten içe ona kızmıştım. Yine elim cebimde adımlarımı sayarak yürüyorum. İnsanlardan oluşan sel üzerime
Reklam
SICAK BİR KIŞ Saçlarını gittikçe kısalttığın günlerde Sen söylemiştin bu sözleri unutmadım -Her aşk bir ayrılık gizler, ayrılıklarsa Bir merhabanın sıcaklığını taşır kendisinde Kalıcı olan hiçbir şey yok diyordun
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.