Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bu adamın her kitabını okuduğumda ağzıma tek bir kelime takılıyor; Saçma. :) Yanlışlık kitabına gelin birlikte bakalım. :) (Ezberci olmayan, bir inanca körü körüne bağlı olmayan, kendini geliştirmeye açık insanlar için geçerlidir.) Karekterlerimiz ; dünya üzerinde yaşayan hiçbir insandan farkı olmayan insanlar aslında. Çevresindekileri
Yanlışlık
YanlışlıkAlbert Camus · Can Yayınları · 20211,006 okunma
572 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ben "hızlı" yazdım,sen "yavaş "oku ..
Işte öyle bir şarkıydı .. Daha en başından "kara" ... #spoiler Şimdi elimde kahve,geçmişe dönük okuduğum kitaplar aklımda demlenirken ,binlerin içinden "unutulmaz"kelimeleri olanlar tek tek gönlüme düşüyor .. ben ondan ilk kez bahseden Muzaffer Akar hocama ithaf etmek istiyorum bu incelemeyi ,artık inceleme mi dersiniz iç
Demirciler Çarşısı Cinayeti
Demirciler Çarşısı CinayetiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20192,465 okunma
Reklam
163 syf.
6/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Bir tane de Emre Serbes okuyayım diyerek başladım kitaba. Okumak istediğim bir yazardı, ama... Fakir Köpek, Bombacı, Platin, Hoca ve Son Balonlar hikayelerinin başlıkları. Henüz yirmili yaşlarda, her türlü uyuşturucu madde içen bir genç. İlk olarak Antalya’da bir otelde garsonluk yapıyor, sonra aklını başına toplayıp! Ankara’ ya okumaya giderek
Müptezeller
MüptezellerEmrah Serbes · İletişim Yayınları · 20167,6bin okunma
Mustafa'nın Hayali
HAZİRAN AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ Ama bu sefer geleceğini söylemiştin abi demişti Mustafa. Hadi sen git benim biraz işim var diye geçiştirdi Mustafa’nın abisi. Zaten babaları vefat ettiğinden beri bir kez mezarına gitmişti Mustafa’nın abisi. O da cenazenin kaldırıldığı ertesi haftaydı. Yine tek başına beş kilometrelik mezarlık yolunu yürüyerek gitti
Nostalji treni gibiyim
Ben gençken 'massanger' vardı. Msn yani... Ayarlar ordan verilirdi. Çok daha tenha ve çok daha özel bir mecrâ idi. Biri seni msn de ekledi mi, evine gelmiş kadar olurdu. Kişisel ileti adamı rezil de ederdi, vezir de. Dinlediğin şarkıyı görünür yaparak kişisel iletinin kralını iletebilirdin misâl. Msn şifresi kırmak seni daha karizmatik ve güçlü gösterirdi. Bir bilgisayarda iki msn oturumu açma durumu vardı sonra; ki bu da içimizdeki farklı kişilikleri aynı anda yaşatmamıza olanak sağlardı. Duygu durumlarını yansıtmak için leblebi gibi sarı noktalar değil, bildiğin kahkaha atarken yere düşebilen ifadelerimiz vardı. Çok mu sinirlendik mesela, gönderiyorduk titreşimi! Msn başkaydı. Offline (çevirimdışı) görünüp kim ne yapıyor izlemek de dahildi ajanlığa. Biri Online (çevirimiçi) oldu mu; ekranın sağ alt köşesinde kişi kartı görünürdü ne güzel. Hey gidi günler hey... Büyüdük vesselâm... Şimdi ben bu kadar lakırtıyı neden ettime gelirsek; işte o msn de kahkaha atarken yere düşen ve hatta düştükten sonra gülmekten can çekişir gibi ayağı titreyen bir ifade vardı. Yeşil pantolonlu koca kafalı bi'şey Hıh... İşte ben onu özledim. Olsa da göndersem :)
Reklam
Üniversiteye bak. Bir sürü evde kalmış kız. Kendilerini ilme adamışlar. Hıh!
Sayfa 13 - Dergâh Yayınları
Bilmek mi oğulcuğum!.. Hıh… Bilmediklerimi ayağımın altına koysam başım göğe değerdi. Unutma, cehaletten daha dermansız dert yoktur!
Sayfa 198Kitabı okudu
Ben yakından tanıdığım eşime rağmen başımı eğmiyorum. Hep dik kendisi. Yazık bana, ne biçim kadınım, hıh.
Gönderi kullanım dışı
Arkadaşlar biz bi kendimize mi gelsek napsak ya hıh?
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
* NOT : Okurken kafanız karışabilir '' Az önce ben ne okudum ya '' diyebilirsiniz. NOT : Kitabın ilk bölümlerinde kendinizi Özel Kuvvetler veya Komando Kampında hissedebilirsiniz. :D For example : ''Yaşamın ancak ölümünden sonra belli olacak -yani hiç, belli olmayacak . Yaşayacaksın hep - hiçe dek; sonra da hiç olacaksın. '' Gibi. Daha çok var :)) Gelelim kitaba , Oruç Aruoba'nın daha önce okuduğum ''Hani'' kitabını daha çok beğenmiştim. Kitaptaki dil , biçim , üslup kısaca her şey diğer kitabıyla aynıydı. Ancak konu bakımından çok farklıydı. Ölüm ile başlıyordu kitap. Biraz gerilerek okuduğumu itiraf etmeliyim. Daha sonra Yaşam konusuna geçince '' hıh tamam ya işte bu , biraz gitsin karamsarlıklar '' dedim ama demez olaydım. Meğer yaşamak ölümden daha kötüymüş... En son Felsefe bölümü vardı. Tamam harika başlangıç , tamam şiirle felsefeyi karşılaştırma ve benzetme. Her şey süperdi. Ama daha sonrasında sadece Felsefe dersi gördüm diyebilirim. Felsefe dersinden tek farkı , Felsefe'deki terimlerden bahsetmiyor oluşuydu ki çok şükür... Oraya da girseydi durum feci olabilirdi. ''Her şeyin fazlası zarar'' bölümümde bu kitapta gereksiz yere uzatılan cümleler vardı. Ölüm yok olmadır , ölüm var olmamadır , ölüm silinip gitmedir. Gibi sürekli kısır döngüyle anlatmış yazarımız. Diyorum ki anlatılmak istenenin en 3 farklı şekilde anlatılması iyi değil midir? Yani matematikte , fizikte ya da zor bir konu da iyidir. Fakat bu kitapta abartı geldi. Oruç Aruoba , lütfen bu kadar kelime oyunu yapma. Lütfen kelime oyunu yapma bu kadar Oruç Aruoba. Kelime oyunu yapma Oruç Aruoba lütfen.
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,986 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.