Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Süs Köpeği
19. yüzyılın ikinci yarısında Londra’da üst sınıf kadınların son meraklarından biri sokakta küçük süs köpekleriyle dolaşmaktı. Birbirinden şirin, bol tüylü bu minik köpekler çoğunlukla leydilerin kucaklarında taşınıyordu. Az bulunan bu cins köpekler popüler oldukları için yüksek fiyata alıcı buluyordu. Bir öğleden sonra alışverişe çıkan
Yabancı Yayınları
Papanin dârı dünyada en çok sevdiği şey, katırı idi.Adamcağız , katırı için adeta çıldırdı. .........................................Efendim o ne katırdı o! Sağlam ayaklı,parlak tüylü, geniş ve dolgun sağrılı ,ponponlar,fiyongalar,gümüş çıngıraklar,daha türlü türlü süsler içindeki kuru kafasını azametle kaldırmış, kızıl benekli, karayağız,güzel bir katır...Üstelik, melek gibi yumuşak huylu, saf bakışlı idi,daima sallanan o iki uzun kulağiyle büsbütün babayani bir hali vardı.
Sayfa 49 - 1966 - Milli Eğitim BasımeviKitabı okudu
Reklam
Tek başına ne duru iyilik ne de saf kötülük sensin. Ne baştan ayağa cennetsin ne de tümüyle cehennemsin. Aynı ânda birbirine zıt iki şeysin. İçinde iyilik ve kötülüğü besleyip büyütecek yeteneğe aynı ânda rastlayacaksın. Hataya da sevaba da aynı derecede ehli- yetli olacaksın. Bir yanın yükselmeye çekecek seni bir yanın düş­ tükçe düş diyecek. Zirvelerle çukurlar arasında gidip geleceksin.Ama. Bu ikilik kabahatin değil senin mahiyetin. Üstünlüğün, zayıflığın olan bu şeyde. Tepeden tırnağa çamursun Âdem ilk bakış­ ta. Toprağın topraklığına batmış gibisin. Ama bu halinle kıymetli- sin. Çünkü bu halini aşabilirsin. İçindeki kutsal ruha sahip çıkabi- lirsin. İşte o zaman melek değil ama melekler gibisin. Ve ey Âdem unutma, böyle bir tartıda melek gibi olmak melek olmaktan ağır çeker. Çünkü sen o iki şey arasında özgür irade-bilinçli seçimsin.
#Wessa
"Fiziksel olarak ne olduğunun," dedi, "erkek veya kadın, giüçiü veya güçsüz, hasta veya sağlıklı, kalbindekilerle kıyaslandığında bir önemi yoktur. Eğer savaşçı ruhuna sahipsen, savaşçısındır. Bir lambanın üzerini hangi renkte, hangi biçimde, hangi tasarımda gölgeliklerle örtersen ört içindeki ateş aynı kalır. Sen o ateşsin."
Sayfa 330 - 331 - James CarstairsKitabı okudu
Çünkü, niye öfkeliyim, diye soruyordum, niye hırçın oldum, söyle bana, kim olduğunu, neyin nesi olduğunu çıkartamadığım melek söyle! En azından dikkat et bana, uyar beni de öfkenin hışmıyla yoldan çıkmadan, yuvasını korumak isteyen mutsuz bir aile babası gibi dünyadaki kötülükleri ve talihsizlikleri kendimce bir çekidüzene koyup ateşler içindeki Cananıma bir an önce kavuşayım.
Sayfa 140 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Fiziksel olarak ne olduğunun," dedi, "erkek veya kadın, güçlü veya güçsüz, hasta veya sağlıklı, kalbindekilerle kıyaslandığında bir önemi yoktur. Eğer savaşçı ruhuna sahipsen, savaşçısındır. Bir lambanın üzerini hangi renkte, hangi biçimde, hangi tasarımda gölgeliklerle örtersen ört içindeki ateş aynı kalır. Sen o ateşsin."
Sayfa 331
Reklam
...bir gün Bayardo San Roman, salondaki salıncaklı sandalyede öğle uykusunu uyurken, Angela Vicario'yla annesi, ellerinde yapma çiçekler dolu birer sepetle meydandan geçiyorlardı. Bayardo San Roman, gözlerini aralamış, öğle sonrası saat ikideki durgunluğun ortasında sanki tek canlı varlıklarmış gibi görünen, acımasız kapkara giysileri içindeki o iki kadını görerek, gencinin kim olduğunu sormuştu. Pansiyon sahibesi de, yanındaki kadının küçük kızı olduğu, adının da Angela Vicario olduğu yanıtını vermişti. Bayardo San Roman, ta meydanın öbür ucuna kadar bakışlarıyla izlemişti onları. "Adını iyi koymuşlar."* demişti. Sonra da başını salıncaklı sandalyenin arkasına dayamış, gözlerini yeniden yummuştu. "Uyandığımda," demişti, "onunla evleneceğimi bana hatırlatın." *İspanyolca'da ângel melek anlamına gelir.
Sayfa 16 - Can YayınlarıKitabı okudu
BİR YİĞİTLİK ÂNI
Dostoyevski, Petersburg, Semenowsk Alanı 22 Aralık 1849 Gece yarısı uykusundan uyandırıp sürüklediler onu, Kılıç şakırtıları duyulur hapishanenin avlusunda Ve buyurgan sesler; bu bilinmezlikte Titreşir korkutucu gölgeler birer hayalet gibi. İleriye doğru itiyorlar onu ve derin bir dehlizden geçiliyor Uzun ve karanlık, karanlık ve
Can YayınlarıKitabı okudu
27. Kudsi Hadis
Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar! Siz nasıl oluyor da Allah'a isyan ediyorsunuz? Halbuki siz daha güneşin verdiği hararete feryat ediyorsunuz, cehennemin ateşine nasıl dayanacaksınız? O cehennemin yedi tabakası vardır. İçindeki ateşin harareti birbirini yer. Her bir tabakasında yetmiş bin ayrı ateş bölümü vardır. Her
505 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.