Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Köyden attırmak için her türlü iftiralar uydurulan öğretmen köye geldi. Biraz önce öğretmen aletinde atıp tutanlar ona küfredenler,can düş. manları ayağı kalkıp hürmetle selamladılar.Ben de onlar gibi yaptım.Öğretmene biraz soğuk,biraz yabancı davrandım.Öğretmen zeki adam,hemen durumu çaktı.Bana adresini verdi.
Sayfa 26 - YkyKitabı okuyor
Reklam
CENÂB-I HAK NEFSE DEMİŞ Kİ...
"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Sayfa 294 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Bir iftira başka iftiralar doğurur, Bir yerleşti mi sonsuza kadar orda kalır.
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kıskanmak, ilk olarak 1937 yılında Tan gazetesinde tefrika olarak yayınlanmış daha sonra ise 1946 yılında ilk defa roman olarak yayımlanmaya başlamış bir metin. İlk bakışta kitabın ismi nedeniyle okurda sanki iki sevgili veya eş arasında bir şeyler okunacakmış gibi bir hava verse de aslında durum hiçte öyle değil. Romanda karşımıza çıkan dört
Kıskanmak
KıskanmakNahid Sırrı Örik · Everest Yayınları · 20221,358 okunma
İnsanlar nasıl olur da aşk için böylesine iftiralar, kara çalmalar ve yalan yanlış şeyler uydurabiliyor, onu bir ayıp, bir suç ve bir eksiklik olarak tarif edebiliyorlar? Ne kadar iğrenç sözler ne kadar münasebetsiz ifadeler kullanıyorlar! Ya da buz gibi tıbbi ve fizyolojik terimlerle geçiştiriyorlar! Aşkın bunlara benzeyen bir yanı var mı hiç? Elbette yok! Aşkın şu kaval sesinden farkı ne?
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Değersizlik duygusuyla boğuşan zayıf karakterli birini hayatından çıkarttığında seni karalamaya, hakkında türlü iftiralar atmaya ve akıl almaz dedikodular yaymaya başlayacaktır. Bu durum aslında seninle ilgili değildir. Bu kişiler, kendilerini yüceltmek, haklı çıkarmak ve değerli hissetmek için eski arkadaşlarını, partnerlerini, hatta hayatlarındaki hemen herkesi kötüleme ihtiyacı duyarlar. Çünkü böyle insanlar, derinden derine kendi değersizliklerine inanırlar. Başkalarını küçük düşürerek ve değersizleştirerek, kendi eksikliklerini ve yetersizlik duygularını bastırmaya çalışırlar. Tüm bunlar, aslında o kişinin iç dünyasındaki gel-gitlerin, kendine duyduğu öfkenin ve güvensizliğin bir yansımasıdır. Oysa gerçekten mutlu ve kendinden emin insanların, başkalarını karalamaya ihtiyacı yoktur. Onlar, kendi yollarına bakar ve yaptıkları işlerle konuşurlar.
"Uğradığım haksızlık ve iftiralar canımı çok yakmıştı."
Sayfa 326 - İnkılâp yayıncılıkKitabı okudu
Toplum tarafından değersizleştirilmiş meslek: Öğretmenlik :(
Yıllar içerisinde değişen sistemler, değişen toplum, mesleğimizi örseledi. Her yıl değişen bir müfredat olduğunu, bir telefonla üzerinize iftiralar atıldığını, önüne gelen herkesin sizin öğrenci karşısındaki hâl ve tutumunuzu bilmeden şahsi fikirlerle sizi değerlendirdiği bir ortam düşünün.
Amerika, 2. Dünya Savaşı'nda Japonya'ya atom bombası attı. Kadın, çocuk, yaşlı, savaşla hiç alâkası olmayan, hiçbir şeye iştirak etmemiş insanlar, hattâ hayvanlar ve ağaçlar katledildi, toz hâline getirildi. Bunu yapan hristiyandır. Fakat kimse buna hristiyan terörü demiyor. Stalin komünisttir. Yüz binleri katletti. Kellelerden kuleler yaptı. Fakat buna komünist terörü denmiyor. İsrail yıllardır Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. Buna Yahudi terörü denmiyor. Arakan'da Myanmar devletinin göz yumduğu teröristler müslümanları katlediyor. Buna budist terörü denmiyor. Fakat her yerde mağdur ve perişan edilenler müslümanlar olduğu hâlde, "İslâmî terör" diye iftiralar atılıyor. İslâm, korkulacak bir şey olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Reklam
84 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
* Çarpık, yozlaşmış dini inançlar hemen her dinde kendine yer bulmuş olmasına rağmen buna baş kaldıran çok az insan adını tarihe yazdırabilmiştir. Bu hurafeler -ilginçtir- çoğu zaman da kendini dini lider zanneden bir takım insanlar tarafından yürürlüğe sokulmuş ve insanlar böylece kandırıla gelmiştir. Martin Luther, yaşadığı yüzyılda günahları silme karşılığında ceplerini dolduran papazlara ve hatta Papa'ya savaş açmış -bana göre- gerçek bir inanandır. Ben bu kişinin yazdıklarını okuyunca, kendisini bizim dinimizdeki -Hristiyanlıktakine çok benzer olarak- Peygamberin sözde ayak izini satan, yanmaz kefen pazarlayan, bunları da kürsülerden alenen rahatlıkla yapabilen sözde tarikat şeyhlerine karşı duran bazı gerçek entelektüel İslam profesörlerinin haline çok benzettim. Zira tıpkı Luther gibi bu alimlerimizi de kafirlikle suçlamış ve kendilerine olmadık iftiralar atmışlar ve kendilerini istifa ettirmişlerdi. * Kendisi de bizzat keşiş olan Luther, aynı zamanda döneminin doktora yapmış bir profesörüdür. Kendisinin yaşamı da kitap kadar güzeldi. Avrupa'nın şimdiki durumuna gelmesinde bence çok önenli bir yeri vardır. Zira dinde olmayan hurafeler onun sayesinde sorgulanmaya başlanmış, ilk defa olmasa bile yüksek sesle haykırma cesareti ilk defa onun tarafından gösterilebilmiştir. Dini yalnızca paraya indirgeyen, cemaat çıkarlarının Allah'a ibadetten ve dürüstlükten daha önce geldiği şimdiki din tüccarlarının 16.yüzyıl Hristiyan alemindeki kopyalarının insanları nasıl kandırdıklarını öğrenmek açısından inanılmaz bir eser. Bu tip eserleri tüm ülkecek okusak bir kaç asır ilerleyeceğimizi düşünmekteyim..
Doksan Beş Tez
Doksan Beş TezMartin Luther · İş Bankası Kültür Yayınları · 2018982 okunma
Çok insan değil doğru insanları tanımak önemli.
Herzaman doğruyu söylüyorsanız etrafınızda pek kimseniz yoktur... Bazıları yalanlar ve iftiralar ile beslenir. Ve sonunda yalnız kalmanın mutluluğuna ulaşınca hayatın güzelliklerini daha iyi görmeye başlarsın...
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“İFTİRA”
İftira ile yaşayıp kendilerini anlatmalarına müsaade bile edilmeyen insanlar var aramızda…keşke sizi dinleseydik bile duyamamaları…, Boşanamayan mutsuz ev hanımı, İftira yiyen kadın, iftiraya ortam hazırlayanlar… zorla hapsolmuş insanlar…, kendini anlatamayan, vizyoner kişinin sıradanlaşmasının hikayesi, Etrafına uyum sağlayarak yaşamak zorunda kalması, iç içe geçen yürek burkan öyküler; tranvası olan bir hikayeler … ailesine, çevresine , kendisine uzak bir insan… ve daha fazla hikaye bir çoğunda temel travmalar ve iftiralar üzerine kurulu, yine
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
imzası. Nasıldı diye sorarsanız 10. Hikaye başlığı ile cevap verebilirim. Anma oldu haa, ve bende eklerim ,Hemde nasıl oldu… keyifli okumalar dilerim.
Kalk Yerine Yat
Kalk Yerine YatŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20214,083 okunma
Adalet önünde efendi ile köle , amirle memur , şehirli ile köylü aynı hakka sahiptir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.