Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az… O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum… Az… Sen de fark ettin mi; Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüz binlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir…”
Reklam
"Bir silah kaçakçısı için barıştan daha pahalı bir şey yoktur." Bu yüzden o, savaşta taraf tutmaz. Ko-münistlere Amerikan yapımı silahlar satar, Müslümanlara İsrail yapımı. Taraflar da zannedildiği kadar keskin değildir aslında. Bu çarkın dönmesi için meselâ Afrika'da bu taraf, karşı tarafa silah sevkiyatı yapılmasına göz yumabilir, hatta onu organize edebilir. Çünkü doyurulan her iki tarafta da aynı kirli iştihadır. O iştiha kalabalıkların hangi sinir uçlarını oynatacağını çok iyi bilir. Bu yüzden "En barbarca katliamlar genelde her iki taraf da kendilerini özgürlük savaşçısı olarak adlandırdığında gerçekleşir." Katliam da en kârlı alışverişin gerçekleşmesi demektir.
315 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Duygusallıktan uzak kalmaya çalışarak yazmam gerektiğini en çok düşündüğüm bir inceleme olacak bu inceleme. Konu aşırı hassas ve Yahudi düşmanlığı (antisemitizm, sevmediğim ve yanlış kullanıldığını düşündüğüm bir kelime) ve komplo teorisi ile duygu sömürüsü gibi uç noktalara savrulmak çok kolay olan bir mevzu. Frank ailesi anne ve baba tarafından
Anne Frank Tagebuch
Anne Frank TagebuchAnne Frank · Fischer Taschenbuch Verlag · 20057,6bin okunma
Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
Sayfa 349Kitabı okudu
Cemal kayboldu. Mesele iki kelimeyle insanın ağzından dökülüveriyor ama işte o iki kelime, bir insanın ismi ve kay­bolmak, iki yanı keskin bir hançer oluyor ve söyleyenin dilinide kalbini de kan revan içinde bırakıyor.
Reklam
Aşık olunca böyle olur insan çiçekler bir başka kokar kuşlar bir başka öter
Bu iki kelime boğulmakta olan ruhuma bir hayat öpücüğü kondurmuştu sanki. Baktım küpe çiçeği tomurcuklarını patlatıvermiş. Saka kuşu sevinçle sıçrayıp ötüyor. Ulan kuş sen hep böyle öter miydin be.
Sayfa 96 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Bir şatosunun olması beni şaşırtmıyor, bir adama iki kelime fısıldasa onun her şeyini alabilirdi.
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
·
Puan vermedi
William Shakespeare'in kalemine gerçekten bayılıyorum. Zamanımızdan yüzyıllar önce yaşadığını ve bu eserleri kaleme aldığını düşünürsek bence gerçekten bir dahiyle karşı karşıyayız. Hakkında kimi söylentiler de mevcut, bu söylentilerin ne olduğu ile ilgili çekilmiş "Anonymous" adlı filmi izlemenizi öneririm, oldukça güzeldir. Söylentileri bir kenara bırakır ve tüm bu eserleri yazmış karaktere geri dönecek olursak, İngilizceye pek çok kelime kattığı ve İngilizcenin bugünkü edebi karakterini almasını sağladığı söylenilmektedir. Kısacası sadece hayal dünyasıyla değil dile olan katkılarıyla da oldukça önemli bir karakter. Romeo ve Juliet asırları aşmış, günümüzde dahi büyük bir beğeniyle okunan içeriğinde aslında bize çok da yabancı olmayan, bizdeki karşılığı kan davası olarak adlandırılabilecek iki düşman ailenin çocuklarının birbirine aşık olmasını konu edinen bir tiyatro metni. Romeo ve Juliet birbirlerine oldukça aşık iki kahraman ancak ailelerinin bu evliliğe rıza göstermeyeceğinin de farkındalar. Bu yüzden yapılan gizli nikah, ilerleyen zamanlarda Romeo'nun Juliet'in kuzeninin katili olması gibi heyecan verici noktalarla ilerleyen tiyatromuzda Juliet sevdiği adama kavuşabilmek için bazı girişimlerde bulunur ancak bu girişim iki aşığın da sonunu getirir. Anlatılmakla değil okunmakla anlaşılacak bu kıymetli eseri herkesin kitaplığına katmasını mutlaka tavsiye ederim.
Romeo ve Juliet
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,2bin okunma
Reklam
352 syf.
3/10 puan verdi
Konusundan, isminden hatta kapağından bile severek okuyacağımı zannettiğim ancak sürüne sürüne bitirdiğim o kitap... hiç kitap bitirmiş gibi hissetmiyorum. Bu tarz kitaplarda -yani romantik, fantastik bestseller tarzı romanlarda- ben akıcılığı tercih ederim. Çünkü zaten bu kitapları, dili daha ağır klasikler ya da ne bileyim ansiklopedik kitaplarımın arasında kafa dağıtmak için tercih ediyorum. Bir kitaba zaman kaybı olarak bakmayı hiç istemezdim ama malesef benim için öyle oldu. Zira çok fazla karakter, çok fazla olay, çok fazla geçmiş, ÇOK FAZLA İTALYANCA kelime vardı ve bu "çok fazla" zinciri kitaba odaklanmamı aşırı etkiledi, hâlbuki ben bu tarz kitapları minimum odaklanma gerektirdiği için okumayı tercih ediyorum. İki serilik bir kitap olmasına rağmen seri dışı olmasına seri ile bağlantılı bir seri daha varmış ve yayınevi bu "seri" zincirinin ortasından bastığı ve yazar da bu kitapları okuduğumuzu varsayarak yazdığı için okumadığım diğer kitaplarda geçen olaylar, bu kitaptaki ana karakterlerin çevresinde gelişen olayların içine girmemi zorlaştırdı. Bunun yanında karakterlerin iç dünyalarındaki diyologların uzun uzun anlatılması okurken çok bunalttı. Atlaya atlaya mı okusam yoksa direkt bıraksam mı arasında sürekli gidip geldim ama atlaya atlaya da olsa şükür son sayfasını gördüm. Velhasıl para verip de alıyorsanız paranıza yazık, yok bir yerden bir arkadaştan bulup da okursanız da o vakit de zamanınıza yazık. Kitaba olan serzenişim yüzünden konusunu bile anlatamadığım incelememin sonuna geldiniz, okuduysanız da şöyle bir bakıp geçtiyseniz de teşekkürler.
Kahramanlar Düştüğünde
Kahramanlar Düştüğünde
Kahramanlar Düştüğünde
Kahramanlar DüştüğündeGiana Darling · Lapis Yayıncılık · 2023419 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.