"NE OLACAK BU İNSANLARIN HALİ"
DİYE DÜŞÜNÜRKEN BİRDEN
İKİ KANATLI BİR KAPI AÇILDI...
Niyâzî-i Mısrî kaddesellâhü sırrahu’l azîz- kullardaki durumu şu şekilde açıklıyor.
“Bin altmış yedi senesi Rebiu'l-ahir sonlarında bir gün kulların çokluğunu, fakat abidlerin azlığını, zahidlerin nadir olduğunu, ariflerin de yani ariflerden Allah
SPOİ İÇERİR!!
Sayfalar boyunca hatta kitabın neredeyse tamamında canavarın çektirdiği zulümleri görüyoruz. Sırf çektiği acılardan ötürü yaratıcısından intikam almak, ruhunu tatmin etmek uğruna onca masum insanın canına kıyışı...
Kitabı özetlemek gerekirse Victor isimli bir gencin yaptığı çalışmalar sonucu parçaları birleştirerek oluşturduğu
Çok yorgunum..
Ruhen, bedenen, kalben çok yorgunum, Bir şeyleri yoluna koyamamaktan, sürekli aynı yerde bocalamaktan, kırılmaktan, sevgisizlikten çok yoruldum. Sahte dostluklardan, yalancı sevgilerden çok yoruldum. Kimsenin göründüğü gibi olmamasından, insanların iki yüzlü çıkmasından, herkesin çıkarcı tavırlar sergilemesinden çok yoruldum.. Her gece kalbim ağrıyarak uyumaktan, nefes alamamaktan sinir krizleri geçirirken bile kendi kendimi sakinleştirmeye çalışmaktan çok yoruldum.. hayatın her seferin de tüm gerçekleri yüzüme sert bir şekil de vurmasına rağmen yaşamaya çalışmaktan yoruldum.. insanlar kırılmasın, incinmesin diye susup bazı şeyleri sineye çekmekten yoruldum.. her seyi içime atıp, dışarıya karşı mutlu görünmeye çalışmaktan yoruldum. Benim sizin yaşyorsun bu hayatı dediğiniz şekil de bir hayatım yok, benim bir hayatım yok. Ben sadece emanete sahip
çıkabilmek için bu hayata direniyorum.. güzelliklerle dolu hayallerime hiç bir zaman kavuşamayacak olmamdan...
Öncelikle kitap, neva bulvarı, burun, portre, palto, bir delinin anı defteri ve fayton adlı altı eserden oluşmaktadır.
Neva bulvarı adlı bölümün genelinde yüksek sosyete mensuplarının tabiriyle hiyerarşinin kol gezdiği alt-üst sınıflarının yoğun olarak hissedildiği, günümüz ölçütünde bağdat caddesi, Şanzelize caddesi olsun, tamamıyla lükse karşı
Kaliteli insanların daha az arkadaşı olduğunu fark ettim. Kaliteli insanlar; kibirli, kendini beğenmiş, iki yüzlü, nankör, menfaatçi, özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi bilmeyen insanları hayatına almıyor.
ÖYLE BİR HİKÂYE
Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri:
– Atikali, Atikali! diye bağırdı.
Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen İzmir Suikasti olayına karışan ve karıştırılanların dramını ele alan romanda karakterlerin diyalogları yoluyla dönemin siyasi güç dengelerini, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgalarını ve bu konuda Osmanlıdan itibaren ittihatçıların eylemlerinin öz eleştirisini gözler önüne
Iran'ın saldırıları sonucu kayıp yok Israil halkı sığınaklarda güvende. Ancak ülkeler endişelerini dile getirmeye başlamışlar. Filistin'de 70 binden fazla konut yıkıldı. 7 bin insanın enkazlarda olduğu söyleniyor. Milyonlarca insan evsiz, açlıkla ve hastalıkla mücadele ediyorlar. İsrailin çiğnemediği savaş suçu kalmadı. Hastane de bombaladı, okul da. İnsanları göçe zorladı, çıkışlarda topluca katletti. Yardım tırlarının şoförlerini korkuttu, yığılan yardım malzemelerine koşan insanları vurdu. Daha sayamıyorum, buraya yazsak da sığmaz. Herkes de her şeyin farkında ama Dünya böyle bir yer işte, iki yüzlü ve çıkarları peşinde koşan insanlar, devletler... Büyük ya da küçük bu dünya sahnesinde herkesin bir yeri ve sorumluluğu var. Tarafımızı belirlemek ve elimizden ne geliyorsa yapmak ile mükellefiz. Herkes ektiğini biçer. Bir damla gözyaşının bile hesabı kalmaz.
Ergenlik çağında yaptığı çete kavgaları, yazar olarak tanınmak için verdiği mücadele, Martin Eden’inde aynı
Jack London gibi denizci olması, yazar olduktan sonra yazdığı kitaplara konularına ve içeriğine bakarsanız; yazarın ayak izlerini taşır; yazarın hayatından okuyucuya pek çok şey sunar. Aynı zamanda kitaptaki Ruth Morse karakteri,