Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tüm tutkuların, sadece felaket getirdikleri, kurbanlarını aptallığın ağırlığıyla aşağıya çektikleri bir dönemleri vardır — bir de, tinle evlendikleri, “ tinsel leştik 1er i ” , ileri, çok ileri bir dönemleri. Eskiden, tutkudaki aptallık yüzünden, tutku nun kendisine savaş açılmıştı: onu yok etmeye yemin edil mişti — tüm eski ahlak-canavarları “ il
Sayfa 27
PANİK BOZUKLUK Panik bozukluk yaşayan kimseler, bir uyarı ya da neden olmaksızın tetiklenen yoğun panik atak nöbetleri yaşarlar. Panik atak belirtileri şöyledir: Aşırı terleme Göğüs ağnsı Titreme Nefes darlığı ya da boğulma hissi Sıcak ya da soğuk basması Kalp çarpınhsı Baş dönmesi, sersemlik, vertigo Kanncalanma, uyuşma hissi Mide krampları ya da bulanh gibi çeşitli sindirim so­ runları Aşırı ölüm korkusu ya da kontrolü kaybetme korkusu Panik atak çok daha uzun sürebilir ancak genellikle ilk on dakika içinde doruğa vuracakhr. Birçok panik atak has­ tası, atak sona erdikten sonra da saatlerce anksiyete yaşa­ maktadır.
Reklam
İlk Alıntı
Neden insan hayatı, huzurun ve barışın kısa ama kötülüğün ve savaşın uzun sürdüğü bir yolculuktu?
Sayfa 40 - EverestKitabı okuyor
Van vilayetinin ele geçirilmesi Rus savaş planının temel taşıydı. Van vilayetindeki en önemli Ermeni saldırılarının Rus işgalcilerin aşması gereken dağlık geçitlerde yer almış olması tesadüf olmasa gerek. Eğer birisi modern zamanımızda sıklıkla duyulan Ermeni haykırmaları gibi, Ermenilerin sadece kendilerini savunmakta olduğunu iddia edecek olursa, ilk saldırıları neden Ermenilerin gerçekleştirdiğini nasıl izah edecektir? Van'ın Saray ilçesi yakınındaki çok başarılı Ermeni eylemleri gibi isyan saldırıları, Rus savaş planının bir parçası haricinde nasıl izah edilebilir? Saray bölgesinde, toplam nüfusun sadece %4'ünü teşkil eden, çok küçük bir Ermeni nüfusu mevcuttu. Eğer kendilerini korumak ihtiyacı doğmuş olsa, savaş öncesindeki Taşnak planında öngörüldüğü üzere, onları Ermeni nüfusunun yüksek olduğu yerlere nakletmek en iyi savunma olurdu. Fakat Saray bölgesi stratejik bakımdan önem arz etmekteydi. Orası, İran'daki Rus ordusuyla Osmanlı ordularının arasındaki Kotur geçidini koruyordu. Ermeni savaşçıları başka bölgelerden buraya nakledilerek, Kotur Geçidini savunan Osmanlı askerlerine arkadan saldırıp Osmanlı ordularını Van'ın Saray ilçesi yakınlarında yenilgiye uğrattılar. Onlar kimseyi savunmuyorlardı, Ruslara yardımcı olabilmek amacıyla saldırıyorlardı. Bu bir savunma hareketi değil, Rus taraftarı gerilla faaliyetiydi.
Sayfa 142 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Fıkra şöyle: Pek de dürüst sayılamayacak iki iş adamı, hayli büyük riskler aldıkları girişimleri sayesinde büyük bir servet edinmeyi başarmış, cemiyet hayatında yer edinmenin yollarını aramaktadırlar. İşe yarayabileceğini düşündükleri yöntemlerden biri, şehrin en çok rağbet gören, en pahalı ve eserleriyle nam salmış sanatçılarından birine
Sayfa 39
Sevgi, kutsal bir sırdır. Ne olursa olsun başkasının gözünden sakınmalı. Böylesi daha iyi, daha kutsal olur. Birbirine daha çok saygı duyarlar, saygıysa pek çok şeyin temelidir. Hem bir kere sevmişlerse, severek evlendilerse sevgi neden gitsin? Onu yaşatmanın bir yolu yok mu? Sevgiyi yaşatmanın mümkün olmadığı böyle durumlar nadiren olur. Hem kocan merhametli, dürüst bir adamsa sevgi niye geçsin durup dururken? İlk dönemin aşkı geçer orası öyle, ama ardından daha da güzel bir sevgi gelir. Ruhlar da bir olur, bütün işlerde ortaklaşa yapılır. Birbirinden sır da saklamazlar. Çocuklar da olunca, en zor zamanlar bile mutluluk getirir. Yeter ki sevin ve dirayetli olun.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Nereden bilebilirdi insanoğlu ? Varlığının sonuçlarını. Hepsinin de yanıtını aynıydı: Hiçbir yerden... Belki de bu sayede hayat devam ediyordu. Kimse, neye neden olduğunu önceden bilmediği için... Çünkü her davranışın zaman içindeki bütün sonuçlarına önceden tanıklık eden kişinin ilk tepkisi, büyük ihtimalle durmak olurdu. Durmak ve durdurmak. Dehşet içinde. Hareket etme korkusundan kalbi durana kadar. Çünkü her hareketin nihai sonucu acıydı ve belki de, insanoğlu bunu bilse, hiç doğmazdı. Belki de en kötüsü, bütün bunları bilse de doğmaya devam ederdi. Ne de olsa, insandı ve doğası gereği arsızdı. Gerekirse karnından çıktığı annesinin leşini doğumhanede bırakır, hatta dünyaya ikisine yapışık bile gelir, ama yine de doğardı...
Sayfa 305Kitabı okudu
Mutezileciler; İslam'da özgür felsefeyi gerçekleştiren felsefe akımı
''VIII. yüzyılda Vasıl bin Ata (?-748) ve onu izleyenierin meydana getirdiği Mutezile akımı, İslam felsefesinde usçuluğu ve usa aykırı bulunan dinsel inançlara karşı çıkmayı gerçekleştirmiştir. Ünlü gizemci Hasan Basri'nin öğrencisi olan Vasıl bin Ata, büyük suçlu (Mürtekibi kebir) konusunda öğ­retmeniyle anlaşamayarak ondan
Birçok şeyi görmemek, duymamak kendine yaklaştırmama, insanın rastlantı değil zorunluluk olduğunun ilk kanıtı, ilk akıllıca davranışı.
Ben kendime bir tanıdık mıyım yoksa bir yabancı mı?
"Kim olduğunu bilememesi komik değil miydi? Ya kendi görünüşünü belirleyememek biraz fazla kaçmıyor muydu? Sanki beşiğinde gelip bulmuştu bu görünüş onu. Arkadaşlarını seçebilirdi belki ama kendisini seçmemişti. Hatta insan olmaya bile karar vermiş değildi. İnsan neydi peki?" "Sen kimsin? sorusunun muhatabı bize yabancı olanlar ya da onlara yabancı olduklarımız oluyor genelde değil mi? Yabancıyı sorgularken bunu dilimizden düşürmüyoruz ama kendimize sormak aklımıza niye gelmiyor? Kendimizi doğru düzgün sorgulayıp tanıdık hâline getirdik mi ki, yabancılık seviyesinden hemen tanıdık seviyesine atlıyoruz? Kendimize bu torpili yapmamız, içimizde bir yabancıyı büyütmemize neden oluyor. -O yabancı, hayat pusulamız aslında. Ama tanışmadığımız için "Öylesine birisi." olarak kalıyor.- Ve bu yabancıyı gerçekten tanımadığımız sürece içimizde çatışmalar yaşanıyor: O A'yı istiyor, biz B'yi, "Bunun beni mutlu etmesi gerekirdi ama etmedi.", "Ne istediğimi bilmiyorum." gibi gibi. Üç parçadan bir bütünüz ama o parçalarla tanışa tanışa parçaları bizim birleştirmemiz gerekiyor. Ama herkes zaten bunu bilir(!) ve yapar(!). -İnsanın çok bilmişlik özelliğinin ilk kendinde patlak verdiğini öğrenmiş olmak hem gülünç hem de biraz acınası geliyor. -Bildiğimiz hiçbir şey yok aslında ama hep biliyor veya her şeyi biliyor sanrısındayız. Bu Dünyaya gözümüzü açmışken nasıl bu kadar uyuyabiliyoruz onu da anlamıyorum zaten...
Reklam
"Neden bir anda bu kadar konuşkan oldun?" "Çünkü Aven'ın işi bitince ikimizinde öleceğini farkettim,bu yüzden sana resmi olarak 'ilk ve son arkadaşım' diyorum.Hatta tek arkadaşım olduğun için 'en iyi arkadaşım' da diyebilirim." "Bu ünvanı ölmeden önceki son saatimizde almam hiç adil değil."
“Ancak, çocuk eğitiminde etkili olabilmek ve çocukla sağlıklı ilişkiler kurabilmek için ilk adım, çocuğun çocukluğuyla yani yaşının getirdiği doğal sınırlamalar ve yetersizliklerle kabul etmek, ona ileride olmasını düşlediğimiz yetişkin veya kendimizin küçük bir kopyası olmadığından dolayı kızmamakla başlar. Beklentilerimizin gerçekleşmesini sabır ve güvenle beklersek, çocuğa da bu aşamaları atlatması için daha sağlıklı bir ortam hazırlamış oluruz. Zira çocuk çocuktur. Neden onu şimdiden yetişkinler dünyasına ayak uydurmaya zorluyor, ondan yaşından büyük davranışlar bekliyor ve beklentilerimize uymadığı için de kızıp eleştiriyoruz?”
Sayfa 46
Senatörün savını doğrulayan tek şey vardı: duyguları. Yürek konuştuğunda, akıl karşı koymayı yakışıksız bulur. Kistch’in egemen olduğu yerde, kalbin diktatörlüğü hüküm sürer. Kistch’in insanda uyandırdığı duygu kitlelerin paylaşabileceği türden olmalıdır. O halde kistch alışılmamış bir durumdan yola çıkamaz; kişilerin belleklerine kazımış oldukları temel imgelerden türemek zorundadır; hayırsız kız evlat, ihmal edilmiş baba, çayırlarda koşuşan çocuklar, ihanete uğramış vatan, ilk aşk. Kistch iki damla gözyaşının art arda yuvarlanıvermesine neden olur. İlk damla şöyle der: çocukların çayırda koşuşturduğunu görmek ne güzel şey! İkinci damla ise şunu söyler: çocukların çayırlarda koşuşturduklarını görüp bütün insanlıkla birlikte duygulanmak ne kadar da güzel! Kistch’i kistch yapan ikinci damladır. İnsanların yeryüzündeki kardeşliği ancak kistch temeli üzerinden kurulabilir.
Sayfa 269Kitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
A Kalite Türk Çocukları Kuşağı X,y,Z kuşakları ile tüketim alışkanlıkları değiştirilmiş çocukları kendi müşterileri olarak ele geçirdiler. Onları bugün yaşam pahalılığı soygunu adı altında soydukları için bundan çok rahatsızlar. İnsanlığı sıfırlayıp kendi istedikleri bir düzende yeni dünya düzeni adı altında siyonist bir dayatma içinde buna
"Belki de bu sayede hayat devam ediyordu. Kimse, neye neden olduğunu önceden bilmediği için... Çünkü her davranışının zaman içindeki bütün sonuçlarına önceden tanıklık eden kişinin ilk tepkisi, büyük ihtimalle, durmak olurdu. Durmak ve durdurmak. Dehşet içinde. Hareket etme korkusundan kalbi durana kadar. Çünkü her hareketin nihai sonucu acıydı ve belki de, insanoğlu bunu bilse, hiç doğmazdı. Belki de daha kötüsü, bütün bunları bilse de doğmaya devam ederdi. Ne de olsa, insandı ve doğası gereği arsızdı. Doğmak için her şeyi yapardı."
Sayfa 305Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.