Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlkay

152 syf.
·
Puan vermedi
Yazar yirmi bir yaşındayken gördüğü bir gazete kupürü ile oldukça sarsılıyor. Kupürdeki asılmış kadın fotoğrafı ve hikayesi Pınar Kür’ü o kadar etkiliyor ki yıllar boyunca kafasında bu öykü ile yaşıyor. Yıllarca araştırma, karakterleri ve öyküyü biçimlendirme üzerine emek veriyor. Nihayet on beş yıl sonra Asılacak Kadın’ı okuyucu ile buluşturuyor.
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,870 okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
Evin genç kızı ailesine hamile olduğunu itiraf eder, ancak bebeğin babasını açıklamamakta ısrarlıdır. Korkunç bir şüphe ile başlar roman, fakat olaylar hiç beklenilmeyen şekilde gelişir... Peyami Safa, olayları, durumları, duyguları ve insanları öyle güçlü tasvir etmiş ki, çok büyük hazla okudum Yalnızız’ı. Özellikle tereddüt, şüphe, korku, hayal kırıklığı gibi hisler büyük ustalıkla aktarılmış. Dönemin sosyal atmosferini arka planda yansıtışı, merak unsurunu hep canlı tutan olay örgüsü, capcanlı karakterleri, detaylı ruhsal tahlilleri ve anlatım zenginliği muazzam bir esere dönüştürmüş romanı. Okurken bir parça Dostoyevski tadı aldım ve araştırdığımda yazarın gerçekten Dostoyevski’den etkilendiğini öğrendim. Baş karakter Samim’in beden dili üzerine gözlemleri, dünya ve insan doğasına ilişkin tespitleri ve ideal dünya olarak kurguladığı Simerenya’ya dair hayalleri nefisti. Karakterlerin derin sohbetlerini zevkle okudum. En sığ görünen karakterler bile öyle cümleler kurmuş ki dakikalarca üstünde düşündürtüyor. Doğu-batı, ruh-beden, bilinç-bilinçaltı, birey-toplum... ikilemleri üzerine kurulu, felsefesi ve ruhu olan, edebi değeri yüksek, çok iyi bir roman Yalnızız. Yaşadığı dönemde edebi kişiliği yeterince ilgi görmemiş ve edebi yeteneği, siyasi kutuplaşmalara, kalem kavgalarına kurban gitmiş bir yazar Peyami Safa. Yaşam öyküsü çok etkileyici. Mutlaka daha fazla haşır neşir olacağım. Tereddütsüz tavsiye ederim.
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,7bin okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
Yüzyıllık Yalnızlık
Kitabın başındaki soyağacına uzun uzun bakıp okumasam mı diye düşünmüştüm ilk elime aldığımda. Altı kuşak boyu bir süreci kapsayan bir roman Yüzyıllık Yalnızlık. Ailede öyle çok aynı isim var ki ilk sayfalarda sürekli dönüp bakmak gerekiyor soyağacına. Biraz emek istiyor bu bakımdan. Ama kurgusu, atmosferi ve karakter zenginliği öyle kuvvetle
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
·
Puan vermedi
Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam ve Anayurt Oteli’nden hem kurgu hem anlatım olarak oldukça farklı çizgide ilerleyen son romanı Canistan’ı da severek okudum. Yazar romanı tamamlayamadan hayatını kaybettiği halde büyük bir eksiklik hissi oluşturmadı bende. Olaylar Kurtuluş Savaşı döneminde Manisa’nın bir köyünde geçiyor. Çete lideri Selim ile çocukluk arkadaşı Ali’nin yıllar sonra trajik şekilde karşılaşmalarını ve geriye dönüşlerle iki arkadaşın geçmişini okuyoruz. Bir ailenin yanında yanaşma olarak kalan Selim’in, ailenin oğlu olan Ali ile arkadaşlıkları, sonrasında arkadaşlıklarının bozulup Selim’in ailenin yanından ayrılışı, kendisine yeni bir hayat kuruşu ve yıllar boyu içinde büyüttüğü kini konu alıyor roman. Hem dönemin olaylarına, hem köy hayatındaki sosyal ilişkilere tanık oluyoruz. Köylünün din, cinsellik, evlilik konularına bakış açısını gözlemliyoruz. Köyde geçen gündelik olaylar basitçe anlatılıyormuş gibi görünse de insan psikolojisi ve davranışların kök nedenleri üzerine sorular sorduran ve varoluşsal sancılar barındıran güzel bir romandı. Dolaysız, sürükleyici anlatımı ve yerel deyişleri içeren duru dili ile akıp gitti kitap. Beni yazarın diğer iki romanı kadar derinden etkilemedi ama yine de iyi ki okumuşum. Yusuf Atılgan bambaşka bir değer. Sevenlerine öneririm.
Canistan
CanistanYusuf Atılgan · Can Yayınları · 20174,352 okunma
516 syf.
·
Puan vermedi
1975 yılına gidiyor, iş adamı Kemal’in, yoksul Füsun ile yaşadığı sıradışı aşka ve dönemin toplumsal olaylarına, ailelerin gündelik hayatlarına tanık oluyoruz romanda. Kitap, aşk hikayesi ile başlayıp, Kemal’in Füsun’la ilgili eşyaları yıllar boyunca biriktirerek oluşturduğu müzenin hikayesine dönüşüyor. Okurken beni sıkça çileden çıkartan, ömür
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,4bin okunma
Reklam
125 syf.
·
Puan vermedi
Wilhelm Reich, 1897 de Galiçya’da doğmuş bir psikiyatrist ve psikanalist. Sigmund Freud’un öğrencilerinden ve Freud’un cinsellikle ilgili tezlerini daha ilerilere götürmeye çalışmış, psikiyatri tarihinin radikal bilim insanlarından birisi. Muhafazakar toplumlardan büyük tepkiler almış, Kozmik Enerji çalışmaları nedeniyle Amerika’da cezaevine atılarak orada ölmüş. Biyografisine biraz göz atmanız bile, merak edip okumak istemeniz için yeterli. Dinle, Küçük Adam; yayınlanma aracı olmaksızın, Orgon Enstitüsü’nün arşivi için yazılmış bir sesleniş...Yazar ortalama, vasat insana sesleniyor kitapta. Ne denli küçük ama küçüklüğünden de ne denli sorumlu olduğunu, hiç lafı eğip bükmeden haykırıyor yüzüne. Bir zehir gibi hayatını karartan, özgürlüğünü ve mutluluğunu çalan korkunç zaaflarının, yine kendi içinde saklı, kendi düşünce ve eylemlerine bağlı bir panzehiri olduğunu gösteriyor küçük adama. Sistem eleştirisi olarak okuduğumuz bazı kitaplar, sistemi, ortalama bireyden yalıtılmış, erişilmez, hep başkalarının inşaa ettiği bir yapı gibi sunuyorlar. Ancak bu kitap; sistemi oluşturan sensin, besleyen sensin, susan sensin, sorumlu sensin küçük adam, diyerek hakikatle yüzleştiriyor okuyucuyu. Seçimlerimizi sorgulatıyor bizlere. Düşündüren, sarsan, sürükleyen bir anlatım. Çok beğenerek, çok paragrafın altını çizerek okudum. Bence herkes okumalı. Kesinlikle öneririm.
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 202113,1bin okunma
656 syf.
·
Puan vermedi
Ayak İzlerinde Adımlar’da yine zamanla, mekanla, eşyayla dalga geçer gibi yazıyor Cortázar. Düş gücünün hızına yetişmek zor. Bunca imgeyi nasıl bir araya getirip öyküleştirmiş anlamak zor. Akıl sınırlarını zorluyor, bana kalırsa delilikle dahilik arasındaki ince çizgide bir boksörün adımlarıyla dolaşıyor. Hayranlıkla okudum.
Ayak İzlerinde Adımlar
Ayak İzlerinde AdımlarJulio Cortazar · Can Yayınları · 2018161 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
Mağara, kent hayatının en belirgin yaşam alanları olan alışveriş merkezlerinin ve dev yaşam sitelerinin yaşantımızda yol açtığı değişimler üzerine bir roman. Kapitalizmin körüklediği aşırı tüketim trendinin, yapay yaşam mekanlarının, yalıtılmış hayatların, reklam sloganlarıyla şekillenen beklentilerin, proje haline dönüşmüş yeni insan
Mağara
MağaraJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 20221,290 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Eski Ustalar tek paragraftan oluşan, hem biçim,hem de duygu olarak farklı bir eser. Ne satır başı var, ne bölüm başı, ne de konuşma çizgisi... Anlatıcı aslında bir dinleyici. Kitap boyunca anlatıcı, bize esas adam Reger’in dediklerini benzersiz bir üslupla tekrarlayarak aktarıyor. Sarmal bir kurgusu var kitabın. Reger karakteri, otuz yıldan uzun bir süredir, günaşırı Sanat Tarihi Müzesi’nde aynı bankta oturup Tintoretto’nun Beyaz Sakallı Adam tablosunu izleyen ve izlerken düşünen, ama sahiden derin düşünen bir eleştirmen. Öfke dolu. Siyasetçilere, öğretmenlere, anne ve babasına, sanatçılara, doktorlara, kitlelere öfkeli... Sanata, hukuka, eğitim sistemine, yardakçılara, sahtekârlıklara, çağa ve insanlığa öfkeli... Hiç sakınmadan, bir solukta kusuyor öfkesini. Merak ederek, sarsılarak, bazen gülümseyerek okuyorsunuz isyanını. Kahramanın karısının ölümü ve çocukluk anıları demagoji yapmadan dümdüz bir öfkeyle kaleme alınmış. Gerçekçi ve etkili buldum. Hayatın çirkinliğinden sanat sayesinde kurtulan ama eski ustalara budalaca hayranlık değil akıllıca saygı duyan, düşünen bir özgür kafa! Tribünlere oynamıyor, bir şeyler ispat etmeye çalışmıyor, okuyucuyu ikna etmeye çalışmıyor, okuyucuyu tavlamaya çalışmıyor, hatta okuyucuyu pek umursamıyor... Yazarla ilk tanışmamdı. Mutlaka devam ederim. Öneririm!
Eski Ustalar
Eski UstalarThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2015344 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Dönüş, onyedi ayrı öyküden oluşan bir kitap. Yazarı Tim Winton, Avustralya’da “Yaşayan Hazine” olarak ülkenin yaşayan en değerli yüz isminden biri seçilmiş edebiyat ödüllü bir isim. Dili yalın, anlatımı özgün bir kitaptı. Avustralya’nın hayali bir liman kasabasına götürüyor sizi. İyot kokusunu ve kumun sıcaklığını hissedeceğiniz, küçük yerlerde
Dönüş
DönüşTim Winton · Yüz Kitap · 201793 okunma
Reklam
74 syf.
·
Puan vermedi
“Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu.” bu benim için unutulmaz bir giriş cümlesi ve Dönüşüm de en çok sevdiğim kitaplardandır. Kahramanın, sabah işe geç kalmasından duyduğu dehşet, böceğe dönüşmesinden duyduğu dehşetten çok daha fazladır. Sabahları çok erken kalkarak uykusuz
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,1bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Tanpınar, Meşrutiyetten itibaren başlayıp Cumhuriyet’le süregelen batılılaşma girişimleriyle yaşanılan insani çıkmazları oldukça mizahi bir anlatımla kaleme almış. Romanın anlatıcısı Hayri İrdal’ın hayatını okuyor ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün kuruluşuyla yaşadığı köklü değişimleri görüyoruz. Çocukken çıraklığını yaptığı ve gelenekseli
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,7bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Sıradan, önemsiz, zavallı, küçük insanları, insancıkları... alıp, onların o koskocaman, o dopdolu duygu dünyalarını önünüze seriveren bir yazar Dostoyevski. Kahramanlarının kederlerini, düşlerini, çaresizliklerini, coşkularını, duygu dünyalarının tüm çalkantılarını ta içinizde hissediyorsunuz onun şahane ruhsal tasvirleriyle. Kahramanları canlıymış ve Dostoyevski ömürleri boyunca onları yakından tanımış, iyilikleriyle ve zaaflarıyla onları anlayıp, oldukları halleriyle kabullenmiş gibi... Sıradan, sefil, önemsiz gibi görünen an’ları alıp, hayatın mühim anları olarak önünüze seriveren bir yazar Dostoyevski. Sanki geçmişi, geleceği, tüm zamanları yaşayıp, zamanın üstüne çıkmış, saf ve mühim olan kırılma anlarını yukarıdan bize göstermeye, hissettirmeye çalışmış gibi... Kısacık bir öykü Beyaz Geceler. Petersburg sokaklarında dolaşan yapayalnız bir hayalperest, yalnız bir genç kızla tanışır. Dostça yakınlaşıp yaşamöykülerini paylaşırlar. Dört gece buluşurlar. Hayalperest, genç kızdan etkilenip bir aşk hayaline kapılır ancak genç kızın yolunu beklediği bir adam vardır. Yalnızlık, hayaller, hayal kırıklıkları, gel-gitler ve kişilik parçalanması üzerine güzel bir öykü. Dostoyevski okumak bir zevk. Daima, bıkmadan öneririm.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201874,4bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Bir aşk hikayesi zemininde dönemin aydınlarını eleştiren ve insan ruhunun karanlıklarını irdeleyen kasvetli bir psikolojik roman İçimizdeki Şeytan. İnsanlığın iki yüzlü ahlak anlayışını gözler önüne seriyor, yozlaşmayı ve toplumsal baskıyı iliklerinize kadar hissettiriyor. İdealist olmasına karşın, eylemsizliği ve yozlaşmaya ayak uydurması nedeniyle bazen baş karakter Ömer’e çok kızdım; fakat en azından kendi kendisine karşı bu kadar dürüst olduğu ve nefsinin farkında olduğu için anlayabildim onu. O hakikatlerden kaçmayıp samimi oldukça, ben de kabullendim onu ve acziyetlerini. Çünkü; Ömer ve içindeki o şeytan, bütün insanlık oldu, ben oldum günün sonunda... Macide’nin mektubu, veznedarın o son konuşması, Bedri’nin cemiyetle ilgili fikirleri, Ömer’in aşka, tabiata ve ilk insana dair tespitleri, irade, iyilik, kötülük üzerine sorgulamaları ve içe bakışı, Nihat’la kuvvet ve toplum üzerine dialogları... romandan bağımsız, herhangi bir zamanda, açılıp tekrar ilgiyle okunabilecek bölümlerdi bence. Bir erkek yazar tarafından kadın karakter Macide’nin bakış açısının bu denli iyi yansıtılması da ayrı bir başarı. Olay örgüsü çok çok sürükleyici değil, ancak Sabahattin Ali’nin o naif kalemi, romanın güçlü sosyal yönü ve derin ruhsal tasvirler büyük bir okuma keyfi sunuyor. Göndermeler yaptığı iddiasıyla çok tartışılmış, yazarın hayatında davalara varan süreci başlatmış önemli bir roman. Mutlaka okuyun!
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,9bin okunma
348 syf.
·
Puan vermedi
Nikos Kazancakis’in mezar taşında ”Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm” yazılı. Kazancakis Nobel Edebiyat Ödülü’nü bir oy farkla kaybettiğinde, ödülü kazanan Albert Camus, hak edenin aslında kendisi değil, Kazancakis olduğunu söylemiş. Sırf bu ikisi bile yazarla tanışmak için sağlam sebeplerdi bence! Çok mürekkep yalamış bir patron karakteri ve okumamış bir köylü olan ama yaşam deneyimi ve özgür ruhu ile hayatın özünü kavrayan Aleksi Zorba karakteri baş kahramanlarımız. Patronun yeni bir iş ve hayat kurmak için Girit’e giderken Zorba ile tanışması ve bu ilginç adamı da yanına almasıyla hikaye başlıyor... İki karakterin ve hayatın çelişkileri üzerine düşündüren, çok güzel bir roman okudum. Dialoglar ve felsefe açısından dolu bir kitap. Zorba’nın fikirlerini (kadınlarla ilgili bazı görüşlerine katılmayarak) büyük merakla okudum. Hayatı her gün sanki yeni doğmuş gibi şevkle karşılayan, tüm tadları ilk kez almışçasına iştahla yaşayan, hep sorgulayan, cesur ve özgür ruhlu bir adam Zorba. Doğa ve insanlar karşısındaki hayreti muhteşemdi. Hem saf bir heyecanla hayatı tanımlamaya çalışan, tutkulu, coşkulu bir çocuk... hem de tanrıya kafa tutan, hayatı çözmüş, insanlara marazlarından dolayı tiksinti ve acıma duyan yaşlı bir adam... Keşke benim de böyle bir arkadaşım olsaydı, dedim. Zorba sorgulatan ve ilham veren harika bir eser. Ege tasvirleri de büyük keyifle okunuyor. Öneririm!
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.