Yarayla alay eder yaralanmamış olan,
"Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanrıça kederlerden.."
"Sen çok daha parlaksın çünkü.."
"Sen tüm göklerdeki yıldızların ilki.."
"Sen aydınlatırsın geceyi..."
Shakespeare
Allah'tan bir şey istediğimde o şey bana verilirse bir kere sevinirim, verilmezse on kere sevinirim. Çünkü ilki bir nispette benim, ikincisi ise tamamen Allah'ın tercihidir.
Sayfa 35Kitabı okuyor
Şüphesiz ki, tarih içerisinde kendisine verilen görevi yerine getirmesi bakımından insanların en büyüğü, en cesuru ve örnek alınacak şahsiyetlerinin ilki, Allah'ın Resulü Muhammed (s.a.v.)'dir.
“Aklı başında olan herkes, insan gözünün iki nedenden dolayı şaşkınlık geçirdiğini ve iyi göremediğini bilir. Birinci neden, insanın aydınlıktan karanlığa geçmesi, ikinci neden ise karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır. Bu, beden gözü için olduğu kadar akıl gözü için de geçerlidir. Bu gerçeği idrak eden kişi, kafası karışmış ve görüşü zayıflamış bir kişiyle karşılaştığında onun durumuna gülmemeli ve şu soruyu sormalıdır: Bu adamın akıl gözü daha aydınlık bir dünyadan geldiği için mi alışkın olmadığı karanlığı yadırgamaktadır, yoksa karanlıktan aydınlığa geçtiğinde karşılaştığı yoğun ışıktan dolayı mı körleşmiştir? Bunların ilki mutlu olunacak ve beğenilecek, ikincisi ise acınacak bir durumdur, zira karanlığı yadırgayan göz, aydınlık bir dünyadan gelmiş demektir. Dolayısıyla, ona gülen kişinin asıl kendisi gülünç duruma düşer, ama karanlıktan aydınlığa geçtiği için iyi göremeyen bir kişi başkalarının ona gülmesini hak etmiştir.”
“Ey sufi elbisesi giyen, onu önce içine giy, sonra nefsine, sonra bedenine!
Zühdün ilki buradan başlar.
Yani içten, dışa dogru süzülür.
Dıştan içe pek geçmez. Bir insanın iç alemi temiz olunca kalbi nurla dolar;
oradan nefsine, duygularına, yemesine, içmesine ve diğer hâllerine de tesir eder.
Önce evin içini yap.
Kapısını sonra takarsın. Iç yapılmadan dışın yapılmasında hayır yoktur.
Yaratıcı olmadan yaratılmış olmaz,
ev olmayan yerde kapı da olmaz.
Harap olmuş yere kilit asan olmaz.
Ahiret olmayan yerde dünya da olmaz.”
Abdülkâdir Geylânî
Aklı başında olan herkes, insan gözünün iki nedenden dolayı şaşkınlık geçirdiğini ve iyi göremediğini bilir. Birinci neden, insanın aydınlıktan karanlığa geçmesi, ikinci neden ise karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır. Bu, beden gözü için olduğu kadar akıl gözü için de geçerlidir. Bu gerçeği idrak eden kişi, kafası karışmış ve görüşü zayıflamış bir kişiyle karşılaştığında onun durumuna gülmemeli ve şu soruyu sormalıdır: Bu adamın akıl gözü daha aydınlık bir dünyadan geldiği için mi alışkın olmadığı karanlığı yadırgamaktadır, yoksa karanlıktan aydınlığa geçtiğinde karşılaştığı yoğun ışıktan dolayı mı körleşmiştir? Bunların ilki mutlu olunacak ve beğenilecek, ikincisi ise acınacak bir durumdur, zira karanlığı yadırgayan göz, aydınlık bir dünyadan gelmiş demektir. Dolayısıyla, ona gülen kişinin asıl kendisi gülünç duruma düşer, ama karanlıktan aydınlığa geçtiği için iyi göremeyen bir kişi başkalarının ona gülmesini hak etmiştir.
Eflatun, Devlet
Isgalden önce, kendi yasalarina göre yasayan sehirler nasil yönetilmeldir ?
Belirtiğim gibi, ele geçirilen devletler kendi ya- salarıyla ve özgürce yaşamaya alışkın iseler, onları elde tutmanın üç yolu vardir: ilki, onları yıkmaktır; ikincisi, kişisel olarak oraya gidip oturmaktır; üçüncüsü, onlar- dan vergi alarak ve devletin sana karşı dostluğunu koru- yacak olan az sayıda kişiden oluşmuş bir yönetim kura- rak kendi yasalarıyla yaşamaya bırakmaktır. O yönetim, o prens tarafindan kurulduğu için, prensin dostluğu ve gücü olmadan varlığını sürdüremeyeceğini bilir ve pren- sin konumunu korumak için her seyi yapar. Özgür yaşa- maya alışmış olan bir_ şehir, elde tutulmak isteniyorsa başka herhangi bir yoldan çok, şehir halkı aracılğıyla daha kolay elde tutulur. [2] Örnek olarak, Spartalılar ve Romalilar var. Spar- talılar, Atina ile Thebai'"yi orada az sayıda kişiden oluş- muş bir yönetim kurarak ellerinde tuttular; ne var ki iki- sini de yitirdile
Sayfa 53
İnsan vücudu tatbikatlara, belirli seslere ve hislere hatta fiziksel acıya bile alışıyordu. Ancak insanın asla alışmadığı șeyin utanç duygusu olması tuhaftı:
Her seferinde ilki kadar can yakıyordu.
Sayfa 132Kitabı okuyor
Harry Potter and the Chamber of SecretsJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Scholastic Inc · 201339,7bin okunma
Başarıya giden ve hayati önem taşıyan adımların ilki, sevdiğiniz şeyin ne olduğunu keşfedip bunu yapmaktır.
Bu sebeple bütün bu konuyu kabul etmeme izin vermelisin ikilemden ancak bu şekilde kurtulabilirsin. İçinde bulunduğum konum şudur; ya charlotte 'u elde etmek için bir umudun var ya da hiç eger ilki olduğunu düşünüyorsan rotada ilerlemeye devam et ve dileklerimin gerçekleşmesi için ilerle ikincisinde ise bir erkek gibi davran ve seni yok bu edecek bu sefil tutkudan silkelenerek kurtul. Sevgili dostum bu çok kolay bir şekilde soyleniyor..
Sayfa 64Kitabı okuyor
Yaşam olgularından ilki “memenin mükemmel bir iyi nesne olarak" kabul edilmesidir.
Sayfa 48 - YKYKitabı okuyor
Bir şeyi ikinci kez yapmak zorunda kaldığınızda hiç ilki kadar güzel olmuyor.
Bunu fark etmiş miydiniz?
Kötülüklerin ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır.
