Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsan, gerek kendinde ve gerekse diğerlerinde geçerli hayatı ne denli incelerse incelesin, bu hayat onun gözünde hep bir bilmece olarak kalacaktır. Bu incelemeler, ona söz konusu hayatı bulma konusunda hiçbir zaman rehber olamaz ve zaman ve yerin sonsuzluğu içinde, hep bir gizli yüz gösteren bu hayatın incelenmesi, İnsanın kendi akılsal vicdanında gizli olan ve hayvansal var oluşunu da kendi akılsal yasasına bağlı kılan gerçek hayat için hiçbir yarar ve kurtuluş getirmez.."
Anlaşılmamış eserler üzerine incelemeler, insanın çoğu zaman aramadığı şeyi bulup aradığı şeyi pek bulamadığı yorumlardır.
Sayfa 100 - İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
1k'da ki bazı incelemeler :D
Söylemeleri gereken şeyleri zorlama ve çetrefil bir dille söyler, yeni sözcükler uydururlar ve düşüncenin etrafında dolanan ve onun üzerini örten uzayıp giden cümleler kaleme alırlar. Söylemek istedikleri şeyi aktarıcı ve onun üzerini örtücü iki ayrı çabanın arasında bocalayıp dururlar. Derin ve allâme görünmek için onu muhteşem göstermeye çalışırlar ve böylelikle insanlarda elan algıladıklarından çok daha fazla şey olduğu fikrini uyandırırlar.
Gulyabani romanı; Hüseyin Rahmi’nin Cadı (1913), Mezarından Kalkan Şehid (1929) romanları gibi dönemin halkının batı inançlarını mizahi bir şekilde ele alarak bunların beyhudeliğini halka göstermeye çalıştığı romanlarındandır. Bu eserlerde kurgular batıl inançlara inanmayanlarla inananların karşı karşıya gelmesi üzerine kuruludur (Koşar, 2005: 11-13). Bu kitap, yazarın realist/akılcı düşünceyi savunan; halkın boş inançlarını, cinleri, perilere ve tuhaf olaylar inanmasın eleştiren romanlarından biridir ki bu husus eserlerinin birçoğunda epey öne çıkar. Hüseyin Rahmi, eserlerinde doğal ve gerçekçi bir uslupla o dönemin İstanbul’undaki insanların hayatlarında, konuşmalarında kesitler sunarken aynı zamanda onların değer yargılarını, boş inançlarını ve katı gelenekçiliklerini eleştirmektedir. O; okuyucuyu bilinçlendirmeye, boş inançlardan ve çağdışılıktan uzaklaştırırken bunu bu inanışları gülüç yönlerini ön plana çıkartarak yapmaktadır. Bu nedenle bazı eserlerinde öğreticiliğin dozu kaçtığı için romanın estetiğini bozsa bile yazarın en belirgin özelliği olagelmiştir.
Kopernik adını herhalde dünyanın güneş çevresinde döndüğü teorisini 1530'da ilk kez ortaya atan büyük bilim adamı olarak işitmişsinizdir. Ama Kopernik aynı zamanda, para üzerine de incelemeler yapmıştı.
Sayfa 101Kitabı okudu
Uzun yazı ama İLGİNÇ bir olay
“Eski ve kapanmış bir çocuk kaçırma dosyası yeniden açılmış ve önüme gelmişti” diye devam ediyor hâkim bey. “O davadan yaklaşık dokuz yıl önce, İzmir’de ticaretle uğraşan, otuzlu yaşlarında Serdar Yolaçan’la eşi yirmi dokuz yaşındaki Sibel Yolaçan’m iki çocuğundan biri olan Ebru kaçırılmıştı. Kaçırılma olayı da şöyle olmuş: Bir haziran günü Sibel,
Reklam
Sabahattin Ali 25 Şubat 1907'de Gümülcine'de doğdu, 2 Nisan 1948'de Kırklareli'nde öldü. İstanbul İlköğretmen Okulu'nu bitiren Sabahattin Ali, Yozgat'ta bir yıl öğretmenlikten sonra, 1928 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nca Almanya'ya gönderildi. 1930'da döndükten sonra Aydın, Konya ve Ankara ortaokullarında Almanca öğretmenliği, Milli Eğitim
Epub
Freud "Bir Yanılsamanın Geleceği" adlı eserinde şöyle der; "Din insanlığın evrensel takıntılı nevrozudur."
.. sessizliği bozan tek şey, geceler boyunca planlanmış bir politik ekonominin önemi üzerine kibirli bilimsel incelemeler yazan aydınların kalem gıcırtılarıydı.
Sayfa 106Kitabı okudu
Düşüncesiz eyleme inanmak ilkelliği faşistlere özgüdür. Ancak burjuva aydınının hurafesi olan eylemsiz düşünceye inanmak da aynı derecede ilkeldir. Düşünce eylemden uzaklaştırıldığı anda eli kolu bağlanır -daha doğrusu hiçbir şey üretmeyen bir makine gibi işler durur- çünkü düşünce eyleme yardım içindir. Gerçi düşünce eylemi yönlendirir ama nasıl yönlendireceğini de eylemden öğrenir. Varlık tarihsel olarak ve her zaman bilme’den önce gelmelidir çünkü bilme, varlığın bir uzantısı olarak evrilir.
Sayfa 17
548 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.