Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Toplum giderek insan olmanın ruhunu yitiriyor. Merhamet bir taş kayıtsızlığına dönüyor. Bencil arzularımız ve acılarımız dışında, başka hayatlarla olan tüm bağlarımız kopuyor. Sevme yetimizi ellerimizle boğuyoruz. Sığınma duygumuzdan utanıyoruz. Yalnızca çıkarımızın olduğu ilişkiler hastalıklı bir haz veriyor. Birisi bize yarasını gösteriyor, başımızı çeviriyoruz, gülüyoruz, uzaklaşıyoruz. Biz yalnızca kederden kaçmıyoruz ki, kederin ruhumuza işlediği tüm inceliklerden kaçıyoruz. Gövdemizi de kalbimizi de küçümsemeyle hayranlığın çarmıhına gerdik. Başka bir yaşama biçimimiz kalmadı. Nasıl öğrendik, nereden öğrendik aklım almıyor; bir insanı en ince yerinden, içtenliğinden parçalamayı öğrendik.
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
Reklam
Ben bu çağın insanı değilim ya…
..buradaki her şey insana eski alışkanlıklardan, bir zamanların törelerinden, geçip gitmiş inceliklerden, atalarımızın büründükleri hafif zarifliklerden söz ediyor sanki.
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kimse, yaşamın "inceliklerden örülmüş bir ağ" olduğuna inanmıyordu.
okuntu
Mevsimlerden denizi, inceliklerden en çok geçmişi özlediniz. Sevgiyi kavramanın ağırlığı başlayınca bizim gibi kaçmadınız. Belki biraz ağladınız; bir gözyaşı izi boyunca kanadınız. Akşamlar ve parklar arasında dünyaya en çok siz yaraştınız. Şimdi sizi çok özlemişiz. Bir akşam bize gelirseniz, geniş koltuklarda otururuz; susarız.
Sayfa 41 - Bence KitapKitabı okudu
Reklam
Toplum giderek insan olmanın ruhunu yitiriyor. Merhamet bir taş kayıtsızlığına dönüyor. Bencil arzularımız ve acılarımız dışında, başka hayatlarla olan tüm bağlarımız kopuyor. Sevme yetimizi ellerimizle boğuyoruz. Sığınma duygumuzdan utanıyoruz. Yalnızca çıkarımızın olduğu ilişkiler hastalıklı haz veriyor. Birisi bize yarasını gösteriyor, başımızı çeviriyoruz, gülüyoruz, uzaklaşıyoruz. Biz yalnızca kederden kaçmıyoruz ki, kederin ruhumuza işlediği tüm inceliklerden kaçıyoruz. Gövdemizi de kalbimizi de küçümsemeyle hayranlığın çarmıhına gerdik. Başka bir yaşama biçimimiz kalmadı. Nasıl öğrendik, nereden öğrendik aklım almıyor; bir insanı en ince yerinden, içtenliğinden parçalamayı öğrendik.
Hoşuma giden insanlardan, bir anda tanımlayamadığım, inceliklerden geçip süzülmüş bir duygu gelir üzerime üzerime, beni sarar, etkisi altına alır.
Kutuplar
Psikanaliz kârlı bir mit. Kilisesi, rahipleri, ayinleri var. Şuuraltu, her istediğini kolayca elde eden mutlu azınlığın imtiyazı. Yığının bu gibi inceliklerden haberi yok.
Sayfa 210Kitabı okudu
"...Duyguların mutlakiyeti inceliklerden, farklılıklardan ve insaniyetten yoksundur"
Reklam
Kazım'ın küçük kaçamaklarını da anlayışla karşılamıştı, görmezden gelmişti. Annesiyle babasının onu kendisinden fazla sevmelerine alışmıştı. İnsanlar zaman zaman, Kâzım gibi aşırı kişiliklerden hoşlansalar da gün gelir, hak edenin değerini verirlerdi. Kocası iki yıl önce evden çekip gittiğinde, dostlarından yeterli yakınlığı göremeyince hakkını arayacağı günü Kazım'ın ölümüne ertelemişti. Değil mi ki kimse, yaşamın "inceliklerden örülmüş bir ağ" olduğuna inanmıyordu!
“ Belki uslanmayan kalbinizde elma kokulu bir saray vardır Belki içinizden yıldızlar ve bahar uçuşuyordur bu yüzden kendinize Her gün yeniden başlayın , siz yakıcı bir yaz dokunuşu olmalısınız Ne kalmışsa kuytunuzda tuvallere dökülsün, vazgeçmeyin sevmekten Bir kan gölü gibi yarası akıyorsa dünyanın , vazgeçmeyin inceliklerden .”
Sayfa 17
Toplum giderek insan olmanın ruhunu yitiriyor. Merhamet bir taş kayıtsızlığına dönüyor. Bencil arzularımız ve acılarımız dışında, başka hayatlarla olan tüm bağlarımız kopuyor. Sevme yetimizi ellerimizle boğuyoruz. Sığınma duygumuzdan utanıyoruz. Yalnızca çıkarımızın olduğu ilişkiler hastalıklı bir haz veriyor. Birisi bize yarasını gösteriyor, başımızı çeviriyoruz, gülüyoruz, uzaklaşıyoruz. Biz yalnızca kederden kaçmıyoruz ki, kederin ruhumuza işlediği tüm inceliklerden kaçıyoruz. Gövdemizi de kalbimizi de küçümsemeyle hayranlığın çarmıhına gerdik. Başka bir yaşama biçimimiz kalmadı.
—Gençliğimde kendimi gerçekleştirirken dünyadaki birçok şeyi de eleştirirdim. Dünyanın tüm sistemi ahlaksızlık üzerine kurulmuştu. Her yerde güçlüler, güçsüzleri eziyor diye düşünürdüm. Neredeyse herkesi de inceliklerden ve ahlaki prensiplerden yoksun ve kaba bulurdum. "Gökdelenlerden tükürdüm dünyaya'' o tiksintinin ifadesi. Gerçi dünyayı hala aynı şekilde görüyorum ama gençliğimdeki kızgınlığım artık yok. İnsanlara daha şefkatle yaklaşıyorum.
Sayfa 184Kitabı okudu
Kimse, yaşamın "inceliklerden örülmüş bir ağ" olduğuna inanmıyordu!
228 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.