Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aziz anneciğim, Türk işlerini, Türkler kendileri hallettiler. Gerçi bu hususta oldukça sert bir usul kullandılar, ama, bizi uzun ve yorucu bir bekleyişten kurtardıkları için gene iyi bir şey yapmış oldular. Bu görüş noktasından, Yunan dostlarımızı iyice hırpalamış ol- malarına rağmen, kendilerine teşekkür etmeliyiz, zira, mesele bizim
Captain Gerald Jackson ReadKitabı okudu
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Reklam
XIX. yüzyılda, bir Fransız diplomat İngiliz Başbakanı Palmerston’a, Fransa’nın Palmerston’un gömleğinin manşetinden diplomatik kart çıkarmasına alışık olduğunu söyleyince (kâğıt oyununda hile yapmak anlamında) cesur İngiliz “Kartları oraya Tanrı koydu” demişti.
Dönemin diplomat ve siyaset adamlarının çoğu, Osmanlıların Balkanlar'daki varlığını, Yakın Doğu üzerindeki eski İngiliz-Rus rekabetinin sonucunda ortaya çıkmış bir garabet, stratejik konumdaki Osmanlıların yere düşürülmesine izin verilmemesi siyasetinin gereği olarak devam ettirilmesine izin verilmiş bir askeri işgal gibi görerek Türk ve Müslüman unsurun yüzyıllardır Balkanlar'da yaşadığından bihaber görünüyorlardı. Arkada yatan hissiyat bu olunca, Osmanlıların Avrupa'dan atılışını da sevinç nidalarıyla karşılamışlardı.
Sayfa 232
“Ne var ki Osmanlı ordusunda astsubay sınıfının ya da günümüzdeki anlamıyla erat ve subaylar arasında köprü rolü oynayan kuvvetli bir ara sınıfın bulunmaması Osmanlıların Alman askeri sistemine geçişi kabul etmelerinden daha önceye uzanan bir sorundur. Fransız diplomat Eduard Engelhardt Tanzimat Dönemi üzerine yazdığı eserinde Fransız ordusunun önemli komutanlarından olan Mareşal Arnaud'un henüz Kırım Savaşı yıllarında (1853- 1856) ‘...Türk ordusunda iki unsur var; komutan ve askerler. Ara rütbe aramayın. Subay, hele astsubay hiç yetişmemiş...’ dediğini, aynı savaşta Doğu Anadolu'da konuşlanan Osmanlı kuvvetleri ile beraber Ruslara karşı mücadele eden İngiliz General Fenwick Williams'ın ise ’...Başka bir orduda daha iyi elemanlar bulunabileceğinden şüpheliyim; iyi bir askerde bulunması gereken bütün özelliklere sahip. Fakat bu doğuştan yetenekler ara rütbelerin eksikliği nedeniyle acze düşmektedir...’ şeklinde beyanat vererek Osmanlı ordusunda astsubay sıkıntısına dikkat çektiğini vurgulamaktadır.“
Sir Percy Loraine (İngiliz diplomat)
Peki ne yaptı Atatürk? O parlak askerlik hayatının dışında neler başardı? Mutlak bir yönetimin küllerinden ve zihniyetinden yepyeni bir devlet çıkardı. Felaketlerle dolu bir savaşta artık her şeyin kaybolur gibi olduğu bir sırada onun Türk halkına karşı inancı bir an bile sarsılmadı. Bu savaş, övünç verici bir askeri geçmişe sahip bir ulus için çok acı bir denemeydi. İşte Atatürk Türk halkının kendi kendine olan güvenini yeniden canlandırdı, zihinlerini özgürlüğe kavuşturup güçlerini harekete geçirdi. Eskimiş bir geçmişi gömüp ulusuna geleceğin kapılarını açtı ve bu ulusa sonuna kadar inandı.
Reklam
İngiliz diplomat/tarihçi Michael Llewellyn-Smith, Venizelos'un Trabzon'u kurulması düşünülen bir Ermeni devletine bırakmak istemesinin iki sebebi olduğunu yazmaktadır. Birincisi Trabzon, Yunanistan'dan çok uzaktı. İkincisi, bölgede yaşayan Rumlar sayıca az oldukları için korunmalar zor olacaktı. Llewellyn-Smith, Venizelos'un Doğu Karadeniz Rumları'nın bağımsız bir Pontus Rum Devleti kurulması yönündeki taleplerine yüz vermemesini "akıllıca" bulmaktadır.
Sayfa 70 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
19. yüzyılın sonlarına doğru arkeologlar yalnızca Kahramanlık Çağının efsanelerinden bilinen 3 şehri günyüzüne çıkardıkları sırada, Tunç Çağı'nda Ege'de ortaya çıkmış gelişkin uygarlıklardan kimsenin haberi yoktu. İlk önce 1871 yılında, Heinrich Schliemann'ın Türkiye'deki kazıları başladı. Deli bozuk bir Alman, tüccardan bozma bir arkeolog olan bu Schliemann, Yunanların Troia'ya karşı giriştiği savaşı, adeta efsanevi bir hikaye sayan zamane bilginlerinin baskın görüşünü reddediyordu. Troia Savaşı'nın tıpkı Homeros'a atfedilen en erken tarihli destanlarda, yani Ilias ve Odysseia'da anlatıldığı şekilde gerçekten vuku bulduğundan emin olan Schliemann, daha önce Anadolu'nun kuzeybatı kıyısındaki Hisarlık'ta deneme kazıları yürütmüş İngiliz diplomat, deneyimli ve hevesli arkeolog Frank Calvert'ın tavsiyesine kulak verdi ve bu alanda geniş çaplı kazılara girişti. Nihayet 1872-1873 yıllarında emekleri meyvesini verdi ve ortaya efsanevi Troia olarak tanımladığı surlu bir Tunç Çağı kalesinin devasa kalıntıları çık­tı.
Sayfa 30 - Alfa YayıncılıkKitabı okudu
-Pişman olmak için asla geç değildir, - dedi diplomat bir İngiliz atasözünü tekrarlayarak.
Sayfa 182Kitabı okudu
ROGER SHORT CİNAYETİ
9 Aralık 1944 tarihinde doğan İngiliz diplomat Roger Short, 20 Kasım 2003'te İstanbul'da düzenlenen bombalı saldırıyla ha­yatını kaybetti.
112 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.