Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tarihteki en büyük düğün!
" ...ama İskender, kılıcın kestiğini bir daha birleştiremedigini bildirdi. Bunun için de, halkları birleştirmek, aralarında akrabalık bağları kurmak için, on bin askerini İranlı kadınlarla evlendirmiş, kendisi de aynı gün İran hükümdarının kızını almıştı."
Sayfa 175 - Say yayınları, Sertifika No: 10962, Rusça aslından çeviren: Ahmet Zekerya, PDF okuyorum.Kitabı okuyor
Kıtlık zamanlarında insanları öldüren şey açlık değil fazlaca alıştıkları tokluktur' der ibn haldun.. Neye alıştığına dikkat etmeli insan.Bu yüzden kimseden emeğine saygı göstermesini, dehanı keşfetmesini, ilgi göstermesini bekleme. Bazen serbest bırakmak bağları koparmak alıştığın şeyleri terketmeyi bilmek gerçek benliğinle kavuşmanın sağlar... HAYIRLI AKŞAMLAR...
Reklam
Dostluq Bağları
Gerçək dostluğun nə olduğunu bilirəm. Ona yaxşılıq etməyi, onun mənə yaxşılıq etməsindən daha çox istəməklə kifayətlənməm; özünə edəcəyi hər yaxşılığın mənə də yaxşılıq olmasını istəyərəm. Bir yerə getməsi daha çox işinə gəlirsə uzaqda olması yaxında olmasından daha şirin gələr. Qaldı ki xəbərləşmək də mümkün olduqca insan ayrı düşmüş sayılmaz. Mən vaxtı ilə dostumdan ayrı qalmaqda fayda belə tapdım. Bir birimizdən uzaqlaşmaqla həyatlarımızı daha doldurmuşduq. Həyatın dadını bir yerdəymişik kimi çıxarırdıq.
Modern devlet erki bütün burjuva sınıfının müşterek işlerini yöneten bir kuruldan başka bir şey değildir. Burjuvazi tarihte son derece devrimci bir rol oynadı. Nerede hâkimiyeti ele geçirdiyse oradaki bütün feodal, ataerkil ve kırsal ilişkileri yok etti. İnsanı doğal üstlerine bağlayan rengârenk feodal bağları acımasızca koparıp attı ve insan ile insan arasında; salt çıkar ve duygusuz “peşin ödeme”den başka hiçbir bağ bırakmadı. Sofuca coşkunluğun, şövalye ruhunun, dar kafalıya özgü melankolinin kutsal ürpertilerini egoist hesapçılığın buz gibi sularında boğdu
Şu dünyada benden başka herkesin , insan eliyle yaratılmış roman karakterlerinin bile köklü bağları vardı . Onları ait olmadıkları bir yere koyamıyordunuz , ille de parçası oldukları bütüne uydurmak istiyorlardı her şeyi . Bense hiçbir bütünün parçası olmamakta direndiğim için bir başıma kalmıştım . Yaratıcılarının ardından yaşamaya devam eden roman karakterlerinden bile daha güçsüz , daha yalnızdım .
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Reklam
·
Puan vermedi
Türk Maarifi ( sayfa 40-47 arası)
Türk Maarif sistemine ne oldu? Kitapta diyor ki: “.. bu yeni maarif sistemi ruhçuluk idealine memleketimizde son vererek bu vatanı yakın gelecekte kör ve sağır makinenin vatanı yapmak azmindedir.” Ve kıymetli yazarımız Nureddin Topçu bu sözleri 1970 yılında söylemiş. O yakın gelecek gelmiş, teknolojik bir çağ başlamış, eğitim sistemi de dahil buna bağlanmış bir sistem içinde bu sözleri okumak ne acı. Peki yazarımızın kalemine göre neler oldu Türk Maarifinde: * Millet dili, milli tarih ve milletin ruhuyla bağlarını koparmış olan ve kültürün yerine TEKNİĞİ oturtan bir maarif sistemi * Millet ruhu ile bağları kopartılan bugünkü okul millete insan yetiştirmek için değil fabrikaya usta yetiştirmek için çalışıyor. * Ruhsuz, idealsiz, inançsız bir öğretim gençliğe karakter yerine hüner verecek ve insana elbette aşağı canlıların hizasına indirecektir. * Bugünkü mektep insanın ruhunu yüceltmek için değil makineye esir olarak midesinin saltanatını yaşatmak için açılmış kapıdır * Mektep artık gençliğe karakter mayası aşılamıyor * Düşünen ve seven insan yerine usta adam, çok kazanan adam yetiştiriyor. Günümüze kadar gelen süreci ne de güzel özetlemiş. Geldiğimiz dönemde ruhsuz öğrenci, anne- baba, eğitimci üçgeninde oluşuyor geleceğimiz. Çözümü de sunmuş taa 1970 yılında ve demiş ki: Bize bir İNSAN MEKTEBİ lazım: * Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun * Her hareketimizin ahlaki değeri olduğunu tanıtsın * Hâyâyâ hayran gönüller * İnsanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin * Her Ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın * Vicdanlarımızı her an Allah(c.c)’ın huzurunda yaşamayı öğretsin.
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20164,650 okunma
Eğer insan sırtına aileyi çok fazla yüklenmişse ve eğer sonraki yaşamında ebeveyniyle olan bağları çok kuvvetli olursa; ebeveyn bağlarını, kendi yetiştirdiği ailesine (tabi o kadar ileriye gidebilirse) aktaracaktır. Bu yüzden kendi soyunu yaratmak için de gençliğinde acı çektiği aynı bunaltıcı psişik atmosferi yaratacaktır.
Sayfa 101
İnsan yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanmış; ayrılık vaktinde bu bağları gerilmeye,kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması,bir ayrı sızı uyandırırmış..
Sayfa 207
Bir kez geçmişle bağları koparmaya kalkınca insan bütünüyle koparmalıydı.
Reklam
●Ne kimsenin gözüne görünmek ne de kimseyi görmek istiyordum. Bu gibi durumlarda başkaları ne yapar bilmem ama ben yalnızlığı ararım Üzüntümü kimseye belli etmem. Herkesin derdi kendine yeter. Dişimi sıkar, üzüntümün geçmesini beklerim ●Fazla zorlamayacaksın kendini, yaşamdan alabildiğin kadarına razı olacaksın. Yazgısıyla fazla oynamamalı insan. ●Gerçek güzel şeydir. Gelgelelim, bazen öyle acı gelir ki ister istemez görmemeye çalışırsın. ●Bir kez geçmişle bağları koparmaya kalkınca insan bütünüyle koparmalıydı. ●Seviyordu ama özlemiyordu, yanındayım diyordu ama uzaktaydı, sadece sözler vardı, kendisi yoktu. ●Hâlâ inanıyorum yalanlarınıza, Hâlâ çocuğum. ●Ya insanın yaratılışından bu, ya da ben böyleyim; hep bir şeylerin eksikliğini duyuyordum. Ne çalışmayla ne dostlukla ne de seven birinin ilgisiyle giderebiliyordum bu eksikliği. ●Her şey bitmiş, en sonunda ben yenik düşmüştüm. ●Sonunda coşkun dere durulur, yapraklar kurur dökülür, yağmur diner. Peki o zaman geriye ne kalır? Sahip çıkan dost, sicak insan eli, insan emeği kalır.
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
Söyleme Bilmesinler
Söyleme Bilmesinler
kitabı hediye olarak gelmişti ilk defa bu yazarı duymuştum. “Bir yazarın kitabı yarattığı karaktere neden ithaf ettiğini merak ederek başladım okumaya ve son sayfalarda nedenini anlayınca gülümseme oluştu yüzümde.” Yazar her bir karakterin kendi cephesinden aile bağları, vicdan azapları ve hiçbir yaşantının göründüğü gibi olmadığını gözlerimizin önüne seriyor. Bir cinayet romanında olayın çözülüşü gibi olayların çözülüşünü okumak çok etkileyiciydi. * İnsanoğlu böyle bir şey, Nerede,hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. * ...kimse birbirini sevmiyor. Kimsenin kavgası, gürültüsü yok ama kimsenin neşesi de yok.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,235 okunma
Tanrı ile bağlanmış bağları çözmemeli insan...
Yazar giriş notu... iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Millet rûhu ile bağları kopartılan bugünkü okul, millete insan yetiştirmek için değil, fabrikaya usta yetiştirmek için çalışıyor. Ruhsuz, idealsiz, inançsız bir öğretim gençliğe karakter yerine hüner verecek ve insanı elbette aşağı canlıların hizasına indirecektir. İnsanlığın gidişinde bu eşsiz gerileyiş, inkılâp adı ile adlandırılsa bile nesilleri bir cehennem hayatına doğru götürmektedir.
Sayfa 45
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.