TÜRK TÖRESİNDE İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK ÖZGÜR VE HUZURLU YAŞAMANIN TEMEL ŞARTIDIR
Bugün devrim sonrası kapatılacak olan siyasi partileri yöneten siyasiler (iktidar+muhalefet dahil) toplumun iyi yetişmiş olması gibi bir dertleri olmadığını artık her Türk yurttaşının bunu idrak etmiş olması gerekir.
İlk halk diktatörü Adnan Menderes'e köy
“Günümüzde bir teknik becerinin ortalama ömrünün kabaca 18 ay olduğu söyleniyor.
Yani bugün öğrendiğimiz bir çok şey yarın eskimiş olacak.Bu gerçek cesaret kırıcı olsa da, aslında bilginin güç olduğu bir dünyaya işaret ediyor. Bu durumda öğrenmeyi öğrenmek en önemli yetenek mertebesine yükseliyor çünkü gelişmek istediğimiz her şeye bir kapı açıyor. Öğrenmek uzun ve zorlu bir yolculuktur ama size hem yeni kapılar açar hem de kapatmak istediklerinizi kapatmanıza yardımcı olur.”
"Sizinki gibi renkli bir hayat sürmesek de korku, kaygı nedir bilmiyoruz hiç değilse. Harika bir hayatınız var belki ama çok kazandığınız gibi zarar da edebilirsiniz günün birinde. Atasözünü bilirsin ya: Kār, zararın kardeşidir. Bugün zengin olduğun hâlde yarın kendini dilenirken buluverirsin."
ANTONIUS
Beni yalnız bırak.
Bir yanan ışık söndü gitti,
Bense istiyor, özlüyordum bunu.
Hor görüp başından attığını
Yok olunca yeniden bulmak istiyor insan.
Bugün en çok sevdiğimiz şey dönüp dolaşıp
En az sevdiğimiz şey oluyor yarın.
Fulvia ölünce bilmeye başladım kadrini:
Onu iten ellerim okşamak istiyor onu şimdi.
. "...Hayat ne? Bugüne kadar ne gördüm? Gördüklerimden, sahip olduklarımdan neyi koruyabildim? Kim, neye sahip, neyi koruyabiliyor? Zaman herşeyi obur gibi yiyor yok ediyor! Bugünün sağlığı bile yarının ölümünü getiriyor! Ha bugün, ha yarın. Önemli olan zaman mı? Zaman ne? Evet, zaman ne?... Zaman bir an. Bütün canlılar, insanlar, her şey bir âna mahkûm. Bu an, her an değişiyor; her şey bir ırmak gibi akıyor, yani kaynağına koşuyor. Gülmek, ağlamak, birinin boğazını sıkmak, batan gemideki insanların şuursuzluğundan farklı hareketler değil! Bir gün sonra batmak için bu çırpınış neye? Önemli olan zaman mı? Zaman bizim tanımlama- mız değil mi? Çocuklar gibi kuralını koyup, oynuyoruz; ve arkasından ağlaşıyoruz!... İşte önümde gencecik bir hayat var. Bu akışta yaşıtlarım geçeceğe benziyor. Üzülmesi mi, sevinmesi mi lâzım? Buna kendisi karar veremez. Belki de tatlı bir rüyadan kopmamak için çırpınan her insan gibi direniyor. Onu uğurlayanlar da uğurladıkları meçhulden ürküyorlar! Ama bu dünya da hepimizin meçhulüydü; geldik, gitmek istemiyoruz!..."
Kur'an, tarihe maruz ölü bir metin değildir. Kur'an tarihe müdahil bir hitaptır. O, kendisine iman eden her mümin için eskimez ve pörsümez yeniyi temsil eder. Kur'an, ne zaman ve nerede yaşamış, yaşıyor ve yaşayacak olursa olsun, her müminle çağdaştır. Söyleyeceğini, her asrın idrakine söyler. İnsanın miadı dolmadığı sürece Kur'an'ın miadı dolmaz. İnsan zaaflarıyla, meziyetleriyle, imkânlarıyla, potansiyeliyle dün ne ise bugün de odur, yarın da o olacaktır. Kur'an insana hitap eder ve insanlığın değişmez değerlerini temsil eder. Kur'an ölü bir metin değildir. Zira Kur'an, diriltmeyi sürdürmektedir.
Kampanya: Atsız Affedilmelidir!
Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Bunlar böyle işte Alim, dedi. “Anlamadım bunlar nasıl insan. Bunlar, işlerine gelirse bugün böyleler, gelmezse yarın şöyleler. Kurban olayım Ali kardaşım, ben bunların insanlıklarından bir şey anlamadım...
Eski bir Çin atasözü vardır : “Herhangi bir şeyi bana anlat, onu bir saat boyunca hatırlayacağım. Eğer bana gösterirsen onu bir gün boyunca hatırlayacağım. Fakat aynı şeyi yapmama izin verirsen onu sonsuza kadar hatırlayacağım.”
Günümüzde bir teknik becerinin ortalama ömrünün kabaca 18 ay olduğu söyleniyor. Yani bugün öğrendiğimiz bir çok şey yarın eskimiş olacak. Bu gerçek cesaret kırıcı olsa da, aslında bilginin güç olduğu bir dünyayı işaret ediyor. Bu durumda öğrenmeyi öğrenmek en önemli yetenek mertebesine yükseliyor çünkü gelişmek istediğimiz her şeye bir kapı açıyor. Öğrenmek uzun ve zorlu bir yolculuktur ama size hem yeni kapılar açar hem de kapatmak istediklerinizi kapatmanıza yardımcı olur.
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız,
Yeni sevmişiz.
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.
‘Evet, öyle canının istediği gibi yaşayamazsın, bu apaçık bir şey.’ dedi. Aksi halde, çelişkiler kargaşasına öyle bir yuvarlanırsın ki ne kadar bilgili ne kadar cesur olursa olsun hiçbir insan zekası işin içinde çıkamaz! Bugün bir şeyi arzularsın, yarın kendini paralarcasına, büyük bir tutkuyla arzuladığın şeyi elde edersin, öbür gün o şeyi arzuladığın için yüzün kızarır, dileğin gerçekleştiği için hayata lanet okursun. İşte hayat yolunda başına buyruk ve kibirle yürümenin, keyfine göre hareket etmenin sonu budur. İnsan bastığı yeri yoklaya yoklaya yürümeli, birçok şeye gözünü kapamalı, mutluluk düşleri görememeli, mutluluğu kaçırdığında şikayet, isyan etmeye kalkışmamalı… İşte hayat budur!
İnsan duyguları değişen olaylarla nasıl gizli, bambaşka bir akış kazanıyor! Bugün sevdiğimizden yarın tiksiniyoruz; bugün aradığımızdan yarın kaçıyoruz; bugün istediğimizden yarın korkuyoruz; korkudan titriyoruz üstelik.