Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm.
Kadınları gerekmedikçe dövmek caiz değilmiş. Gereklilik duruma tabiymiş. Onlar da Allah'ın kullarıymış. Allah razı olsun. Gerekmedikçe yırttık dayaktan. Attığı yumrukları unuttum çoktan. Attığı yumrukları unutmuş olsam, attığı yumrukları unuttum demezdim. Bir şeyi unuttuğumuzu söylerken onu hatırladığımıza dair cümle kurarsak böyle işte gülerler adama. Adam değilim ama ben olsun. Kadın da bir nevi insan. Yani dinimiz öyle buyuruyor. Gerekmedikçe vurmak yok.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
İnsan böyle bir şey. Nerede,hangi yaşta olursa olsun,kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara.Yarasız,dertsiz,sırsız insan yok da,işte kimisi üstünü iyi örtüyor.
Sayfa 198Kitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
İlim Bilgeliği Hikmetin bilgisi ilim ve irfana dönüşerek sır muhafızı dört büyük insanın sırları ile zırha büründü. İlim ile akan bilgi asil kanla buluşup bir bedende o gün bugündür bir başka türlü dolaşmaya başladı. İnsan ruhunun iki ışığı var; biri bilgelik diğeri delilik! Delirmeye gerek duymadı, yetti bilgelik. Sen kimsin ki şetan ile baş
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaş olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da , işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm. O kadar kapattım ki, kendim bile sormadım kendime.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
İyi Oluş Günlüğü
Senin de kendini çözülmeyi bekleyen bir yün yumağı gibi hissettiğin zamanlar oluyor mu? Biri gelse de içimdeki bu düğümleri çözse dediğin? Kalbindeki düğümlerin, zihnindeki tilkilerin yoğun trafiğinden kendi sesini bile duyamadığın zamanlar... İşte duygu ve düşüncelerimizle iletişimimizi kaybettiğimizde, onları dinlemek yerine onlardan köşe bucak kaçtığımızda, kalbimiz- deki ve zihnimizdeki yankıları yok saydığımızda başımıza gelen tam olarak bu. Zaten böyle böyle kapatmadık mı açılmak, nefes almak isteyen kalbimizi? Belki tamamen iyi niyetle, dertlerinin, acılarının, san- cılarının o kadar da büyük olmadığına ikna ederek, içimizdeki seslerin birer birer susmasına sebep olduk. Kendimizi zihnimizin oynadığı illüzyonlara teslim ettik. “Abartma.” “Büyütme.” “Bunda üzülecek bir şey yok.” “O kadar da kötü değil.” Belki sen de ne zaman canın yansa, kendine bu cümleleri kurarak hislerini yok saydın, onlara sırtını döndün. Hiç gerek yoktu ki... Beyaz da olsa siyah da; tüm hislerin biricik, sana ait. Canın yanı- yorsa, yanıyordur.
687 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
267 günde okudu
Insanlar ikiye ayrılırlar. yalnızca insan soyunun üremesine yarayan basit insanlar, yeni bir şey söyleyebilme yeteneğine sahip üstün insanlar. kanuna boyun eğen, toplumun kurallarını uysallıkla benimseyen ve idare edilmekten zevk alanlar, birinci kategorideki insanlardır, idare edilmek onların vazifesidir. ikinci kategoridekiler, kurallara
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159bin okunma
Ben yalnızca ters bir insan değilim; hatta nasıl biri olduğum da belli değil: Ne tersim, ne uysalım, ne alçağım, ne onurlu, ne kahraman, ne de kaçık! Kendi köşemde akıllı insanların ciddi bir başarıya ulaşamayacağı, iş tutanların, başarıya ulaşanların ise yalnızca aptallar oldukları gibi, kin dolu, boş bir avuntuyla günlerimi doldurup gidiyorum işte. Evet, on dokuzuncu yüzyıl insanının her şeyden önce karaktersiz olması gerekir, böyle olmak zorundadır. Karakterli olan insan ise her şeyden önce dar kafalıdır. ....
Daha önce de belirtildiği gibi, olumsuz duyguların bastırılmasını zorunlu kılan bir ortamda yetişmiş olmak düşmanca eğilimlerin gelişmesine ve insanın kendisine yabancılaşmasına neden olur. O halde, olumsuz duyguların bilincinde olmayan bir insan için bu konuda bir çıkış yolu olabilir mi? Böyle bir soruya olumlu bir karşılık vermek, daha önce
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nereden Nereye
Kitaba başladığımda ve kitabı bitirdiğimde aynı duygu var idi.. Bu ülke bu halden günümüze nasıl böyle değişebilmiş.. O kadar kötü şartlar diyemeyeceğim.. Zira ortada şart dahi yok.. Sefalet desen değil.. Başka bir şey yaşanmış 19.yy'da bu topraklarda.. İntihar etmeye bile parası yetmeyen insanlar tanıyacaksınız.. Parasızlıktan eşini ve çocuğunu öldürenleri okuyunca, bunlara inanamayacaksınız.. Haşereler arasında yaşarken açlıktan öleni dahi görünce bir kere daha yamulacaksınız.. Öyle bir sefalet yani.. Ama işte bu durumdan günümüze gelinen nokta.. Ben bu kısma odaklanmak istiyorum.. Neden bizim ülkemiz de diyorum.. İnsan haklarında.. İşçi haklarında.. Kadın haklarında.. Diyorum ve sıkışıyorum bu düşünceler arasında..
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,533 okunma
İnsan böyle bir şey.Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan cılk yara.Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor.
Sayfa 198Kitabı okudu
232 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bazı kitaplar için inceleme yazısı yazmak ve fikir belirtmek çok zor. İyi bir şekilde başlayan bir aşk hikâyesinin sonunu insan böyle düşünemiyor. Ama kader! Ama yazgı! Ama alın yazısı işte. Berrak Koyuncu kitaba nasıl bir eve doğduğunu anlatarak başlıyor. Ailesi, nasıl bir evde büyüdüğü ve nasıl bir çocukluk geçirdiği vs. Takvimler 2012 yılı Gezi Parkı Eylemleri sırasında tanıştığı eşini anlatıyor bizlere. Geç bulduğu fakat çabuk kaybettiği güzel gözlü sevgilisini. İkisi de çocuk istedikleri için bir an önce evleniyorlar, hakikaten de bir varmış bir yokmuş ile başlayan masalları Berrak Hanım'a göre "Bir Varmış Hep Varmış!" a evriliyor. Günleri ve hatta yılları biraz ileri sardığımızda çiftimizin Maya adını verdikleri güzel kızları doğuyor. İnstagram postlarına eklenen yazılar öylesine yürek sızlatıcı ki! İnsan bunun yanında benim yaşadığım aşk acısı mı şimdi ? diye sorarken buluyor kendini. 22 Nisan 2020 gecesi Kızımızı uyutayım arayacağım seni deyip cevapsız kalan aramaları ve cevapsız kalan mesajları da genç kadına artık Cem'siz kaldığının can yakan habercisi ne yazık ki. Sonrasında yas dönemi, çaresizlik, kabullenememe, ağlama krizleri, bir yandan ufacık çocuğa olan annelik görevi derken uzun bir yol oluyor Berrak Hanım için. Eşine "Bodrum'a gitme " dediği ve korkunç kazayla son bulan bir yaşam değil sadece. Babalar Gününü onsuz karşılamak, Beraber kurulan hayalleri hep bir eksikle gerçeğe dönüştürmek, tüm bunları düşününce okurken düğüm oluyor boğazda.
Bir Varmış Hep Varmış
Bir Varmış Hep VarmışBerrak Koyuncu Demirci · Doğan Novus · 20241 okunma
“Ali, yaşamamız, ölmekten bu kadar korktuğu­muz, yaşamak ne işe yarıyor? Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmettiğimiz, haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne işe yarıyor? Sonunda işte böyle ya bir kasabayı, ya da küçücük bir mezarlığı kokuyla dolduruyoruz. Vay babam, in­san ölüsü de ne kadar kokarmış böyle, it leşinden de beter. Bende böyle kokacak mıyım?"
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.