Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aklın Mertebeleri
"Aklın Mertebeleri Ehl-i tevhid olanların hepsinde bir tevhid düşüncesi oluştuğu halde bunlar arasında da diğerlerine göre temayüz edenler vardır. "Ben bazı peygamberleri bazısından üstün kıldım" (2-253) ayetinin bir delaleti de budur. Herkes kendi üstünde olandan istifade edip onun vasıtasıyla uyanacaktır. Her insan nasibi kadar
İnsanın hayatı daha çok yaşadıkça gerçeğe daha çabuk, daha çok varacağını sanıyorum. İnsan hayatı, gerçeği daha çok kendi yaşantısından ve deneylerinden öğreniyor. Hayatı yaşamak diye bir yetenek de var. Her kişi hayatı derinlemesine olanakları el verse de yaşayamıyor. Türkiye'de bugünkü düşüncenin temelinde yaşam ve yaşamaktan gelen deneyler
Reklam
Her gün nasıl ki bir eve misafir gelirse senin gönül evine de her an bir fikir, bir düşünce aziz bir misafir gibi gelir, konar. Ey benim canım efendim! Sen düşünceyi, fikri bir adam farz et; çünkü insan düşünceyle insan sayılır, değerlenir, canlanır. Gam düşüncesi sevinç yolunu keserse üzülme; çünkü o gam senin için sevinç, neşe hazırlamaktadır. Hayrın temelinden yeni bir neşe gelsin diye gam, gönül evini yabancılardan temizler, dikkatle siler süpürür. Gönül dalındaki sararmış, kurumuş yaprakları ayırır, daldan yeni ve yeşil yapraklar bitmesine yardım eder. Öte âlemden yeni bir zevk gelsin diye eski sevincin kökünü çeker çıkarır.
115 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Tiranlık Üzerine: Yirminci Yüzyıldan Yirmi Ders
“Şayet bir kez, önünde sonunda her şeyin iyi olacağına inandıysanız, şimdi de asla hiçbir şeyin iyi olmayacağına ikna edilebilirsiniz. Ya da gelişimin kaçınılmaz olduğuna inandığınız için şimdiye dek hiçbir şey yapmadıysanız, tarihin kendini tekrarlayacağını düşünüp bundan sonra da hiçbir şey yapmamaya devam edebilirsiniz.” Timothy D. Snyder,
Tiranlık Üzerine
Tiranlık ÜzerineTimothy Snyder · Olvido Kitap · 2020710 okunma
Sıkça karşılaşılan bir konuyu yazmak istiyorum: Ben Müslümanım diyen bir insan, dinin kanun koyucu olduğunu kabul etmesi şarttır. Kabul etmiyorsa müslüman olduğunu düşünüyordur. Sadece düşünce de müslüman olmaktan Allah'a sığınırım. Bunu belirten bir müslümana saygı duyun çünkü bunu İslam emrediyor, Müslümanın kendi düşüncesi değildir. İslam'ın emri ve hayatın her alanına müdahale etmek istemesinden kaynaklanıyordur. İnsan doğasına en uygun sistemi insana sunmasındandır.
La Jacressarde evi olmayanların eviydi. Tüm şehirlerde ve özellikle de liman kentlerinde toplumun altında bir tortu vardır. Adaletin bile içlerinden birini söküp almayı başaramayacağı kadar meçhul kimseler, macera meraklıları, fırsat avcıları, hayatı hep potada eriten düzenbaz kimyagerler, paçavraların her türlüsü ve bunları giymenin her türü,
Sayfa 133 - 134, 4.Basım, Nisan 2021
Reklam
Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, "Bu öyle olmayabilirdi!" düşüncesi, yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır.
Geçinmek için çalışmak zorunda olmayan bir insan olabileceği düşüncesi onu hayrete sürükledi.
1/10 puan verdi
hiç beğenmedim
Bu kitabı herkes insan, başka insanların da düşüncelerini öğrenmek düşüncesi ile okumaya başladım. Ama kitaptaki bazı söylemler çok itici geliyor tamamen bilinçli şekilde bölücülük yapmaya çalışıyorlar. Türkiye’mizin şehirlerinden Dersim Amed diye bahsetmeleri hiç hoşuma gitmedi. Ayrıca kür**tan diye bir tabir kullanılmasını da çok yanlış buluyorum. Öyle bir yer yok, olmayacak da.Tek dertleri bölücülük. Henüz bitirmedim okurken çok zorlanıyorum.
Göğe Kuşak Lazım
Göğe Kuşak LazımAhmet Güneş · Sel Yayınları · 201626 okunma
Tanri mı? Varlığı konusunda kesin hiç bir şey bilmediğimiz tanriyi yaratan biz; insan düşüncesi. Hangi hayvanın tanrısı vardır? Düşünce olmasaydı, hiç bir zaman tanri kavramı da olmayacaktı. Gerçekte insan, varolan bir tanridan çok, tasarlamış olduğu bir tanriya umutlarını bağlıyor. Tasari, her zaman insanı gerçeğe götüren yol olabilir mi? Yanılmalar,kırılışlar , düş kınklığı; tümü gelip burada çörekleniyor işte! İnanç aldanmaları içinde yüzüp gidiyor insan..
Reklam
Yalnızca işi düştüğünde ya da dert anlatmak için bizi arayanlar, karşılaştığımızda bizim o andaki koşullarımız ne olursa olsun sürekli kendilerinden ve sorunlarından söz edenler oldukça sık yaşadığımız örneklerdir. Böyle insanlar gerçekten bizi görmek istedikleri için değil, o anda yalnız kalmak istemedikleri için bizi ararlar. İlişkileri sürdürme çabalarının gerisinde de "günün birinde gerekli olabileceğimiz" düşüncesi bulunur. Bize ilgi gösterirler, ama bu bizi anlamaya çalışmaktan uzak, "yatırım" amacını içeren bir tutumdur. Kısa bir süre sonra mutlaka karşılığında bir şeyler istenir, veremediğimizde de kendi verdiklerini hatırlatarak bizi suçlamaya çalışabilirler. Vaktiyle gösterdikleri ilginin aslında bize gerçekten bir şey vermekten çok, kendi yalnızlıklarından kaynaklandığını ve karşılık beklentisiyle verildiği için, vermek olmadığını göremezler.
"Dünyanın en büyük olayları insan zihninde geçer derler. Dünyanın en büyük günahları da insan zihninde işlenir. Mesela siz bay Gray, şu gül goncası gençliğinizle, pembe beyaz taze teninizle düşüncesi bile sizi ürküten, gündüz düşlerinizde ya da gece rüyalarınızda gördüğünüzde yüzünüzün kızarmasına sebep olan nice arzunuz oldu kim bilir."
Saadet
Her insan, her izan ve vicdan sahibi hatta en önemsiz bir hayvan bile bu fark ve yaratılış âleminde ihtiyaçları hissettiği andan itibaren saadet aramaya başlar. Bu öyle değişmez bir kuraldır ki tabiat kanunları içinde her kanun sapmış olsa bile bu kural her şekilde bu sapma kanunundan uzaktır. Hayvanlar yaratılışlarındaki kanaat etme duygusuyla çoğunlukla göreceli bir saadet bulur. Zira talepleri, zevki, düşüncesi sınırlıdır. Lakin insan- insanıkâmil müstesna olmak şartıyla- aradığı, istediği ve özlediği saadetin mahiyetini pek de bilmediği halde yine bilmediği bu meseleye bir had ve hudut tasavvur etmez ve tayin eylemez. Nice mesutlar vardır ki bu hırs ve tutku yüzünden mesut olmadığı zannında bulunur. Kendi kendine fani hayatını cehennemî bir hale getirir. Zaten en basit ve ilkel bir insanın, bir insan yavrusunun bile bitmez tükenmez bir emeli vardır. İnsan, işte şu devirde her şey oldukça anlaşılmışken, anlaşılmayan bir muamma. Nedense insan yaradılışça tuhaftır; birçok şeye sahip olur, oldukça hırsı artar. Acaba saadet nedir? İşte bunu bilen yoktur. En doğru tabirle dünyanın telaşesinden habersiz mecnunlar mesut sayılabilir.
Sayfa 171Kitabı okudu
Aşk hissedebildiğimiz bir şey ama asla açıklayamayız. Sadece "aşk düşüncesi" açıklanabilir. İnsan kaybedebileceğini sever. Kendini, bir kadını, ülkesini.. Bugüne kadar insanlık, dünya aşka giden bir yol bulamadı.
Andrey Tarkovski
Andrey Tarkovski
314 syf.
·
Puan vermedi
Frantz Fanon’a göre sömürge toplumların, özelde de neredeyse tümden sömürgeciler tarafından eritilmiş, ürkütülmüş, kendisi olmaktan çıkartılmış böylesine toplumların çok ciddi öz güven sorunları vardır. Kendilerine karşı, toplumlarına, halklarına ve de insanlığa karşı güvenleri yoktur. Güvenleri derin değildir. Bundandır ki hep korkak, sindirilmiş, ölgün, cansız varsa bir ruhları o da karartılmış bir haldedirler. İşte böylesine toplumlar kendi kaderlerini ellerine almaya başladıkları anlarda kendileriyle çok ciddi bir kavga içerisine girerler. Aslında ilk başkaldırıları sömürgecilere karşı geliştirilen başkaldırı değildir. Başkaldırıları kendilerine karşı geliştirilen başkaldırıdır. Ve sömürgecilere sıktıkları ilk mermi, sömürgecilere karşı kaldırdıkları ilk yumrukları, sömürgecilere karşı atıkları ilk tokatları yani gerçekleştirdikleri ilk eylemleri esasta kendisine karşı, yani sindirilmiş olan, şuur altına kayıpta tereddütlü kişilik olarak ortaya çıkan kişiliksiz yapısına karşı sıkılan, atılan ve vurulan mermi, yumruk ve tokattır. Frantz Fanon bu durumu “ilk kurşun teorisi” olarak adlandırıyor. Tıpkı Mbembe’nin Zenci Aklın Eleştirisi kitabında dediği gibi: “Onun düşüncesi volkaniktir ve aynı zamanda hem sekteye uğratmanın hem başkaldırının hem de umudun düşüncesidir. Fanoncu mantık yapısında düşünmek demek, durmadan, geri dönüşsüz biçimde, mücadele içinde ve mücadeleyle birlikte yaratılan bir dünyaya başkalarıyla beraber yürümek demektir.”
Yeryüzünün Lanetlileri
Yeryüzünün LanetlileriFrantz Fanon · Versus Kitap · 2020965 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.