Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Klasikler Ve Çevirmenler
Not: Bu ileti eserleri orijinalinden ve sonrasında Türkçe çevirilerinden okuyan insanların görüşlerinin derlenmesiyle yazılmıştır. Sonrasında sitedeki okurların katkıları eklenmiştir. Günlerdir çevirmenlerin dünyasına daldım ve haklarında o kadar çok şey okudum ki beynimden dumanlar çıkıyor. Yabancı dilde yazılmış eserlerde en rahatsız olduğum
Okumak
Okumak Ve Tüketmek-1 Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Reklam
AYLİN SÖZER
Bugün bir kadın akademisyen bir erkek tarafından yakılarak öldürüldü. Ne kadar canice değil mi? Şiddeti meşrulaştırma, kadını metalaştırma durumunun bizi getirdiği durum bu ne yazık ki. Yıl 2020 ve biz her gün artan kadın cinayetleri ile yaşıyoruz. Ne yazık ki eğitim sistemi, adalet sistemi ve toplumun çürümüş zihniyeti bu şiddetin beslenme kaynaklarını oluşturuyor. Bir kadının, bir erkeğin boğazını kestiğini, üzerine yanıcı madde döküp yaktığını görse bu insanlar kıyameti koparırdı. Ama daha birkaç ay önce yine yakılarak katledilen Pınar Gültekin daha öncesinde vahşice öldürülen Özgecan Aslan, Münevver Karabulut... bir anı olmanın ötesine geçemedi. Ses çıkarma işi kadın meclislerine, Feminist örgütlere, öldürülen kadınların ailelerine bırakıldığı sürece bu ülkede bir şey değişmeyecek. Herkes bu konuda farkındalığını arttırmak zorunda. Ne devlet, ne aile size olması gereken bilinç düzeyini aşılamayacak. Bugün Neval El Seddavi'nin kitabını okurken bu cinayetten habersizdim. Şu satırları anlamak çok mu zor: "Bir kadının kendisine önce istekli bakışlar gönderip, sonra onu reddedebileceğini hangi erkeğin aklı alırdı? Böyle bir şeyi kavrayamazdı, çünkü deneme ve seçme hakkının sadece kendisine ait olmasına, kadınınsa sadece onu seçen kişiyi kabul etmesi gerektiğine alışmıştı: Özel bir insandı o; bütün hayatını kendisini, o özel insanın bizzat kendisi olduğuna inandırarak geçiren erkek." Kimse özel değil, kimse üstün değil, kimse kutsal değil. Dayatılan cinsiyet rolleri de bize ait değil. Onları kabul etmeyelim.
KADİR GECESİNE DAİR Bu gece Ramazan'ın 27. gecesi. Çoğumuz Kadir gecesi deyince doğrudan 27. geceyi düşünüyoruz. Bu yazıda kadir gecesine ilişkin bazı bilgiler vermeye çalışacağım. 1. ADI NEREDEN GELİYOR? Bu geceye niçin “kadir” adının verildiği konusunda üç farklı görüş vardır: a) “Kadr”, takdir etmek demektir. Allah, ezelde takdir
Japon Sineması
Aslında komple Uzakdoğu Sineması başlığı altında inceleyecektim fakat çok geniş bir coğrafya ve kültür alt yapısı olduğu için, düzinelerce metin yazmak gerekebilirdi, bunu ne benim yazmaya zamanım, ne de sizin okumaya zamanınız olmayabilirdi, bu sebeple içlerinden Japon Sinemasını kendime hedef belirleyip, onu işlemeye karar verdim, zaten uzak bir
Anlam Arayışı
Selamun aleyküm. Bir şey deneyeceğim. Bu aslında bir inceleme ama buradakileri incelemelerin aksine ilginç, daldan dala atlamalı, bol alıntılı, güldürmeden düşündüren uzun bir inceleme. Aynı şeyleri farklı cümlelerle aktaran kitaplardan alıntılar yapıp karma olarak sunacağım bir inceleme. Yazı boyunca yaratıcının varlığına dair bir ispat
Reklam
İnsanlık
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği (Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.) (Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun. youtu.be/A3CK21RhynY )
8 Mart her şey için bir özür olur mu?
Bu hikâye suya yazılmıştır. Kuytu bir köşede nemden ve dahası it bağlasan durmaz denilen bir yerde dökülmüştür cümleler çatlayan dudaklardan. Takvimler Mart ayını gösterirken; kapı aralığından gazete parçasına sarılı öğün yemeğini uzattılar. Göz ucuyla baktı bırakılan gazeteye; karanlık, isli odaya vuran güneş ışıklarının tozları havada görünür
Ali Şeriati Okuma Etkinliği
'Sizi Rahatsız Etmeye Geldik' Biz, Allah’tan başka sahibi olmayanlarız. Kimseye eyvallah etmeyen, kimseye biat etmeyen, bütün dogmalara, tabulara saldıran, kimsenin bir yerlere oturtamadığı bir garip kuşağız. Bir demli çayın buğusudur şifremiz, ya da bir sigara dumanının kavisi. Nedensiz dalıp gitmelerdir muhabbetimizin en koyu anları. İç
1000Kitap İstanbul 14. Buluşması Gerçekleşti
Kıssadan hisse 1000kitap'ın bütün okurları birleşince... En kalabalık ve en renkli toplantılarımızdan birini yapmış olmamızın keyfini yaşadık. Bunun nedeni pek tabii ki
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
kalitesiydi. İzmir'den, Bursa'dan, Kocaeli'den ve İstanbul'dan bambaşka renklerdeki insanların, yepyeni yüzlerin toplantımızda ilk kez
Reklam
Bir Şizofreni Anlamak
Hayatı boyunca bir çok şizofreni hastası görmüş ve onlarla iletişimde bulunmuş birisi olarak şizofreninin ne olduğu hakkında bildiklerimi size anlatmak istiyorum. Herkesin bildiği gibi şizofreni bir akıl hastalığıdır. Genelde neden olduğu bilinmez. Ancak şizofreniye sebep olan bir takım sebepler mevcuttur. Bunlardan bir tanesi genetik olabiliyor.
İnsanın olması gereken en zor kişilik, kendisi olmaktır..!
1000Kitap İstanbul 11. Buluşması Gerçekleşti
Biz, İnsan. 14 milyar yıllık evrende 1000kitap İstanbul buluşmalarının yapıldığı döneme epey şanslıca sayılabilecek bir şekilde denk geldiğimiz güneşli bir kasım ayı pazar gününde, yaklaşık 30 kişiye yakın bu kadar insan evde pineklemek yerine bir kafeye toplanmayı neden tercih etmişti? Karşımızda kendisini "Ben, Robot" diye
''Ülke nüfusunun büyük bölümünün cahil ve kaba olduğunu görmek ve buna tahammül etmek utanç verici bir durum. Kendisi eğitimli olan ve kültür güneşinin ışığıyla aydınlanan herkes bu durumdan sorumludur. Devlet üst katlarında geniş pencereli ve yüksek tavanlı büyük, ışıklı odaların, alt bölümlerinde ise penceresiz, kasvetli, dar ve nemli bodrum katlarının yer aldığı bir kule değildir. Halkın büyük bölümünün eğitimsiz olması devlet eliyle yapılan bir kötülüktür. Bu durum kendi kendini talan etme, yıkıma uğratma ve aşağılamadır. İlkel halkların fakirlik ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmalarının nedeni sahip oldukları toprakların zenginliklerinden faydalanmamalarıdır. En büyük ilkellik- ülkede yaşayan her bir insanın sahip olduğu fiziksel,manevi ve zihinsel yeteneklerden faydalanamamak, bunu istememek ve bu konuda başarısız olmaktır. Milyonlarca hektar iyi ve değerli ormanlık alanımız bulunduğunu varsayalım. Kimse korumazsa ve düzenleyip temizlemese, bu ormanın bize ne faydası olabilir ki! Fırtınanın yerle bir ettiği dev ağaçlar çürümeye başlar ve çürük dallar yağmur suyunu emerek, ormanın bataklığa-bir sıtma hastalığı kaynağına dönüşmesine yol açar. Değerli inşaat malzemesi yerine çürük bataklık pisliği ortaua çıkar. Yüzlerce kilometre mesafede canlılar sağlıklı orman havasını değil, hsatalık taşıyan kirli havayı solumak zorunda kalır. Kısacası büyük bir iyilik yapılacakken, korkunç bir kötülük doğar.'' Johan Wilhelm Snelman
Çay ve Rıhtım ve Piyano ile Kaybetmek
“Mersin limanında, rıhtımdaki Romen bandıralı konteyner gemisine yükleme yapılırken, kilidi kırılan konteynerden düşen bir piyano, oradan geçen çay yüklü bir kamyonun kontrolünü kaybederek denize uçmasına sebep oldu. Kayıp ve arama çalışmaları devam ediyor” Ne kadar saçma bir haber dedim kendi kendime ve televizyonu kapattım. Suratımda
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.