Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Görüştünüz mü Yedinci Ordudan ayrılırken Mustafa Kemal'le? Ne diyordu olup bitenlere? Nasıl görüyordu geleceği? Bize atıp tuttu mu? ''Hayır. Yola çıkacağı günün gecesi topladı güvendiği arkadaşları...'Yenildik,' dedi. 'Vuruşmayı bıraktık. Vuruşmayı bırakmak, onurlu insanlar olarak yaşamayı hâlâ umut etmektir,' dedi. 'Eğer bu umudu kaybedersek bir daha davranacağız, ölüme kadar çabalamak için...İlk iş, silahların hepsini kaptırmamak... Çünkü milletler için hiçbir yenilgi son yenilgi değildir. Taşıyabildiğimiz silahı memleketin içlerine götürüp saklayacağız!' dedi.''
Sayfa 114 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
+Dünya da insanlar ikiye ayrılır.İyiler ve kötüler olarak. Ve kötüler düzen gereği her zaman kazanırlar. Çünkü herkesi kendileri gibi bilir ve ona göre davranırlar. Senin benim gibi iyilerse herkesi kendimiz gibi bildiğimizden gafil avlanırız. -Ne yapmak lazım peki, kenara çekilmek mi? +Evet uzak durmakta fayda var. Kötüler kötülere dokunmazlar.Çünkü birbirlerinden çekinirler. Ama iyilerin gözünün yaşına bakmazlar. Bu yüzden iyilerin yapabileceği tek şey;bir kenarda durmak,saklanmak ve kötülerin ayağına basmamaktır. Bir kenarda iyi sevgiyi yaşayabilmek için bulaşma kötülere.Boşver. -Meydanı kötülere bırak diyorsun yani? +Aynen öyle. Bunu bir yenilgi olarak görme. Sen kendini seç.Kendi sevgi dolu yaşamını seç. Uğraşma kötülerle,onlarla baş edemezsin. (Alıntı)
Reklam
İçin yanar yansın bırak! Odun yanar kül olur, İnsan yanar kul olur.
İnsanlar tarafından sevilecek niteliklere sahip olup da gururlanabildiği sürece, yaşamak için bir sebebi vardı ve dünya eğlenceliydi. Bu normal bir durum fakat artık insanlar tarafından "sevilecek nitelikleri" olmasa bile insanları "sevecek nitelikleri" sonsuza kadar geride kalacaktır. İnsanın gerçek alçakgönüllüğünün, sevmenin neşesini bilmek olduğuna inanıyorum.
Sayfa 164Kitabı okudu
600 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Cadılara, büyülere ve bunun gibi şeylere karşı hiçbir merakım olmamasına rağmen tesadüfen ilgimi çekmeyi başaran bir kitap oldu. Terim bilgisi yönünden kuvvetli bir yazımı olduğu için kelime dağarcığıma yeni bilgiler eklendi. Bu baskısında 3 seri birleştirilip bir kitap halinde sunulmuş. Bazen sıkılıp kitabı bir köşeye koyduğum oldu ama tekrardan okumayı denediğimde baştaki heyecan ile okuttu kendisini. Kitaptaki ilişkiler bir noktada karışık bir noktada da bir o kadar basit. Aşk konusunun üzerinde durulmak istenmiş ama pek iyi yansıtılamamıştı. Diğer duygularında yansıtılma şekli okurken tatmin etmiyordu. Bunlardan ziyade kitaba ara verdiğim zaman takip ettiğim bir diziyi yarım bırakmış gibi hissettirdi. Olay örgüsünün ilerleyişi okuyucuyu içine çekebilecek ve kitabın kendi dünyasına alabilecek potansiyele sahip. Büyü, paganizm gibi konularla ilgilenen insanlar için güzel bir bilgi kaynağı olabilir. Hem bu bilgilere hakim olurken hem de bir hikayenin içinde sürüklenebilirsiniz.
Telema
TelemaCate Tiernan · Artemis Yayınları · 2016125 okunma
İnsanoğlu...
İnsanlar, onlar için ne yaptığınızı anlamazlar. Ta ki siz yapmayı bırakana kadar...
Reklam
Kendinize saygınız ve sevginiz dışarıya yansıttığınız kadar
Bu aralar kitaplardan kopup bitkilerle olan bağımı güçlendirirken güllere denk geldim ve "Kendime ait kırmızı ve beyaz gülüm yok, 2-3 sn sonra- şeyy aslında o kadar gül içinden hiçbirini ben ekmemişimm. 😮" gerçeği ile yüzleştim. (: Ondan sonra teyzemle bir yere gitmişken ve o yavru çıkarmasını beklediğim ağacın gülünü koklarken "Ne
Güzel gülen insanlar, çok acı gizler içinde. İçin acı dolu, gülüşün çok güzel...
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Ancak ben bir kadın olarak soruyorum. Bizden alınacak daha hangi hayat kaldı? Neden kadınların konuşmasına izin vermiyorlar biliyor musun? Çünkü onlar zaten ölü. Buradaki insanlar,, devlet güçlüleri,şimdinin zenginleri,topaklarında çalışmamız için bizi kullanıyorlar. Birkaç kişi zenginleşir. Ölülerse,birkaç kişi zenginleşsin diye gece boyunca çalışırlar. Bu an başka bir dünyada gerçekleşiyordu. Yaşayanların ve ölülerin birbirlerini anlaması için çeviriye ihtiyacın olduğu bir dünyada.
Reklam
"En küçük azarlama bana kulakları sağır eden bir gök gürültüsü gibi gelirdi ve beni o kadar büyük bir güçle yere sererdi ki çıldıracak gibi olurdum. Bu tür azarlamalar, karşılık vermek şöyle dursun, nesilden nesile ve sonsuz çağlar boyunca yankılanan derin bir "gerçeğin" beyanı gibiydi. Bu "gerçeği"ihtiva edecek gücüm olmadığı için o yaştayken bile insanlar arasında yaşayamayacağımdan şüphelenmeye başlamıştım. Ne başkaları ile tartışabilir ne de kendimi savunabilirdim."
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Biz sofraya oturur oturmaz, kapı açıldı. İçeriye Kafkasyalı bir grup girdi. Çok parlak kostümleri vardı. Kurşunları göğüslerinde, geniş omuzlu, ince bellerinden hançerler sarkan, uzun, siyah çizmeli bir gruptu. İnsan, onların hemen dans etmeye başlayacaklarını bekliyordu. Fakat, onlar dönüp insana bakmıyorlardı bile. Evet, bu fevkalâde yapılı
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.