YouTube kitap kanalımda Dahi Diktatör kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
Uzun bir inceleme geliyor sıkı durun! Kısa hayatına çok şey sığdırabilen insan uzun bir incelemeyi de hak ediyor bence.
Kitap Atatürk’ün hem dahi hem de diktatör yönünü nedenleriyle beraber anlatan güzel bir
Hiçbir karanlığın perdeleyemeyeceği ışığını sonsuza dek yansıtmaya devam edecek bir hayat... Çocukluk ve ilk gençlik yıllarından, Nadire Hanım’ın vefatına kadar, kendisine hem anne hem baba olan biricik annesinden tüm gücünü alarak başlamıştı zorluklarla geçecek olan hayatına Bahriye. Milli Mücadele yıllarında doğmuş, Gazi Paşa’nın devrimlerine
Son 1 aydır Türkiye, İslam’ın, dinin, şeriatın ya da din kültürünün güncellenip güncellenemeyeceği, güncellenebilecekse hangisinin kim tarafından ve ne şekilde güncellenebileceği konularında siyasetçilerden akademisyenlere, ilahiyat hocalarından köşe yazarlarına kadar binlerce insan tartışmaya katılmakta, usul, adap ve erkân gözetmeyen sosyal
Ah şu Bin Bir Gece Masalları nasıl da bütün bir dünya edebiyatını etkilemiş, nasıl da bazı yazarları kendine hayran bıraktırarak yaşamlarını tamamen değiştirmiş. Salman Rushide’de böyle bir aile de doğup büyümüş. Babası İbn Rüşd’e olan sevgisinden dolayı soyadına onun ismini vermiştir. Yani aslında bu romanı anlamak için önce baya bir
Kutsal kitabımız Kur'an'a, dinimize ve İslâmî eserlerin orijinalliğine saldırı devam ediyor. Radikal örgütlerin kanlı eylemleri İslam'a mal edilerek radikal İslam yalanıyla töhmet altında kalıyoruz. Bu örgütleri besleyen terör sevicileri tarafından hepimiz terörist ilan ediliyoruz. Hemen bizim için bir ılımlı İslam yalanı uyduruluyor ve töhmet altında kalmamak için ona sarılıyoruz. Olumsuz İslam imajlarından kaçmak için iki yalan arasında bir med-cezir yaşıyoruz. Ruhumuza uymayan seküler/dünyevi modeller ve sistemlerle toplum yapımız altüst ediliyor. Her şeyimiz ile hızla Hıristiyanlaşıyoruz. Gayreti mucip olan adımız Müslüman iken geri kalan her şeyimiz yalan.
Son 1 aydır Türkiye, İslam’ın, dinin, şeriatın ya da din kültürünün güncellenip güncellenemeyeceği, güncellenebilecekse hangisinin kim tarafından ve ne şekilde güncellenebileceği konularında siyasetçilerden akademisyenlere, ilahiyat hocalarından köşe yazarlarına kadar binlerce insan tartışmaya katılmakta, usul, adap ve erkân gözetmeyen sosyal
İtalyan gazeteci Loretta Napoleoni'nin Türkiye'de yayımlanan ilk kitabı. Yazar özelikle terör, terör örgütleri üzerinde araştırmalar yaparak edindiği bilgileri hem kitaplarında hem de konferanslarında anlatıyor. İlgi alanı terörün finansmanı yani parasal kaynakları hakkında olması dolaysıyla bu kitapta bu ve buna benzer çeşitli konular
Tarihi hadiseleri, olayları yeniden, tekrar tekrar okumak insan ve toplum hafızasının yeniden canlanması için önemlidir. Tarih, ait olduğu toplumun hafızasıdır. Tarihten doğru sonuçlar çıkarmak için tarihi doğru okumak gerekir. Günümüzde tarihi bir mesele tartışılırken, ilgili konu o meseleyi ele alan kişinin veya tarihçinin ideolojisinden,
Mevcûdâtı ontolojik düzlemde mülk (dünya)-misâl (hayal, berzah) ve melekût (akıl-kıyamet) âlemi şeklinde kategorize eden bazı İslam metafizikçi ve arifleri, bunun ilmî-epistemolojik karşılığını amelî (bedensel), kalbî ve aklî ilimler olarak üçlü tasnifle ele almışlardır: fıkıh, irfan ve kelam-felsefe; beyan, irfan ve burhan.
Bu üç disiplinin üçünü aynı anda deruhte edememenin olumsuz ve çoğu zaman da ölümcül sonuçlarına tüm dünyada açık bir şekilde tanık olduğumuz zamanlardan geçmekteyiz. Şiddeti aklın ve kalbin / merhametin güdümüne teslim edememiş, sözde fıkıh temelli terör örgütleri kamera karşısında kafa kesmekte; aklı-eleştirel düşünceyi paranteze alanlar ise çoğunlukla emperyalizm ve Siyonizmin manipüle ettiği tarikat ağları içinde bir tür "şeyhim uçtu” "maneviyatçılığında”, afyonkeşlerin yaşadıklarına benzer "huzur” deryalarında yüzmektedirler! Güya akılcı yaklaşım içerisinde olup genelde akademi camiasında öbekleşen kürsü "ilahiyatçıları”nın da, çoğunlukla, Firavuncu ve Karuncu Dünya Sistemi ve Küresel Sermaye ile hiçbir dertleri olmayan konformist Samirî'lere dönüştüklerinden köktenci bir adalet davası gütmeleri mümkün değildir, Öte yandan bu kişiler esasında mekanik-modernist-mealci ve '"örtük materyalist” bir "İslamî" söylemin taşıyıcısı oluşları yü zünden İslam metafiziğinin derin maneviyatının nurâniyetinden de yoksun kalmaktadırlar.
AİDİN SALİH'İN KİTABINDAN 📖 evet çok uzun yazım ama okumanızı tavsiye ediyorum...
Bütün insanların beyinleri tek beyin beyin haline gelecek!
İnsan vücudundaki fizyolojik işlemleri ve kişisel iradeyi elde tutabilen bu nano-nöro-bilgisayarın 2029 yılına kadar üretilmesi hedeflenmiştir. Nanobilgisayarı ilk üreten olmak için, gelişmiş ülkeler
ABD'nin hem Türkiye'de hem de dünyanın farklı köşelerinde Amerikan çıkarlarına 'hizmet' amacına yönelik her türlü fikri, eylemi desteklediğini; silahlı-silahsız örgütleri nasıl oluşturduğunu ve bunları gün gelip 'eğitim' adı altında nasıl koruyup kolladığını artık görmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. Ama sadece düşünüyorum. Hala bu oyunu